Şey mi traduction Portugais
34,936 traduction parallèle
Bir şey mi kaçırdım?
Perdi alguma coisa?
Yakalanacak bir şey mi?
Alvos? Não tenho quaisquer alvos.
Güvenliği için mi endişeleniyorsun yoksa bir şey mi yapıyorsunuz?
Estás preocupado com a segurança dela ou vocês estão a atravessar uma fase má?
Az önce düşündüğüm şey mi oldu?
Acabou de acontecer aquilo que eu acho que aconteceu?
- Bu modası geçmiş şey mi?
Esta coisa velha?
İstediğin bir şey mi vardı?
Precisas de alguma coisa?
Bu kötü bir şey mi?
E isso é mau?
- Bir şey mi görüyorsun Spence?
- Vês alguma coisa, Spence?
Bir şey mi dedim?
- Eu disse alguma coisa?
Rumi yanlış bir şey mi yaptı?
Rumi fez alguma coisa errada?
Onun görmek istediğim şey mi yoksa Maul'un istediği şey mi olduğunu bilmiyorum.
Não sei se era o que eu queria ver... ou o que Maul tentava ver.
- "Bir şey mi..."
Eu estava... " Achas que se apelares à minha vaidade... deixando-me desenhar o teu fato e pensar num nome... te irei deixar sair do DOE. Sim!
Guardian ile ilgili bildiğin bir şey mi var Winn?
Sabes alguma coisa sobre o "Guardião", Winn?
- Üzgünüm, bir şey mi kaçırdım?
- Desculpa, perdi alguma coisa?
Yapmak istediğiniz bu hizmet doğru bir şey mi peki?
A cerimónia que quer fazer é a coisa acertada a fazer?
Charlene'le ilgili bizim bilmediğimiz bir şey mi var?
Há alguma coisa que não sabemos sobre a Charlene?
Çarpıştırıcıya bir şey mi oldu? Çarpıştırıcıya test uygulaması yapıyorken senkrotonlar fazla ısındı.
Estávamos a preparar um teste quando a sincotrônica super aqueceu.
Dişimde bir şey mi var?
Tenho alguma coisa nos dentes?
Kaçırdığım bir şey mi var?
Escapou-me alguma coisa?
Yanlış bir şey mi yaptım?
Eu fiz alguma coisa de mal?
Onun kızına bir şey mi söyledin?
Disseste alguma coisa à filha dele?
Hayatına müdahale edecek bir şey mi yapıyorum?
Por acaso estou a interferir na tua vida?
Yaptığım her şey yok edilebilir mi?
Tudo o que fiz pode ser desfeito?
Evet, bugün her şey gibi, değil mi?
Como tudo que fizemos hoje, certo?
Bir şey ters giderse, binlerce kişinin ölebileceğinin farkındasın değil mi?
Compreendes que, se algo correr mal... milhares de pessoas podem morrer?
- Bir şey mi buldun?
Encontraste alguma coisa?
Basit bir şey gibi görünüyor ama Roxxon olabilir mi?
Bem, não me parece muito difícil, mas é... -... a "Roxxon"?
Bir dakika. Şimdi bu yerdeki şey, eskiden buzun altına dikey mi giriyordu?
Então, isto aqui estava de baixo do gelo?
Doğal bir şey değil mi bu?
Isto não é natural?
Yani her şey intikam için mi?
Tudo isto foi por vingança?
- Hayır, aynı şey değil. - Değil mi?
Não, não é a mesma coisa.
Hiç bir şey yemiyorsun yoksa yine mi diyettesin?
Você não está a comer nada. Está a fazer dieta outra vez?
Benim bir form gibi bir şey doldurma gerekmez mi?
Não tenho... Não preciso de preencher um formulário ou...
- Çok şey bilsem iyi olur, değil mi?
- É bom que saiba muita coisa, não?
Bir mektup her şeyi düzeltir mi bilmem, ama sanırım.. hayat denen şey bu, değil mi?
Não sei se uma carta mudará alguma coisa, mas julgo... que a vida é assim, não é?
Tamam, bu NOB'un halledebileceği bir şey, değil mi?
Muito bem. Isso não é nada com que o DOE não consiga lidar, certo?
Evet, şey zamanı gelmişti, değil mi?
Sim, bem... Já não era sem tempo, certo?
Sana bir şey diyeyim mi, Barbara?
Sabes de uma coisa, Barbara?
Sana bir şey diyeyim mi Earl? Senin biraz nefes alman lazım. Bacağına kan gitmediği zaman çıktığımız canlandırıcı yürüyüşlerden birine çıkmaya ne dersin?
E se fizermos uma daquelas caminhadas que tu fazes para o sangue da tua perna circular?
Başarılı bir işletmenin nasıl bir şey olduğunu görmeye mi geldin?
Ou querias ver como é um negócio de sucesso?
Hiçbir şey değişmedi, değil mi?
Não mudou nada, não é?
- Bu tezat bir şey değil mi?
Isso não é um paradoxo?
Bir şey mi buldun?
Encontraste alguma coisa?
Bir şey diyeyim mi Kamekona, Hawaii lezzetlerini anakarada da yaymak istiyorsan, bence piyasanın başlıca öğelerine bağlı kalsan daha iyi olur.
Sabes uma coisa, Kamekona? Se vais expedir um pouco do sabor do... Hawaii para o continente, talvez devas manter as coisas simples.
Ona bir şey söylediniz mi?
HÁ CINCO ANOS - Alguém lhe disse alguma coisa?
O gece Garcia ana gemiyi çaldı ama Anthony hiçbir şey yaptı mı? Sana bir şey söyledi mi? Göründüğü kadarıyla öyle, bilemiyorum garip değil mi?
Na noite em que o Flynn roubou a Nave-Mãe, o Anthony fez ou disse-te algo que parecesse estranho?
Daha önceden de görmüştüm. Başkanı etkilemek için atom bombasından daha iyi bir şey lazım öyle değil mi?
É preciso mais que uma bomba atómica para impressionar o presidente dos Estados Unidos, não é?
Onu kaçıran adam hakkında herhangi bir şey söyledin mi?
Alguma coisa sobre o homem que levou a mamã?
Bir şey mi duydun?
Ouviste alguma coisa?
Ne muhteşem bir şey, değil mi?
Não é maravilhoso?
Çok güzel bir şey öyle değil mi?
Imponente, não é?