Şimdi olduğu gibi traduction Portugais
200 traduction parallèle
Tarzan inan bana ay üç kez safari yaptıktan sonra, üç kez nehirden kocaman ve yuvarlak çıkınca bize bakacak ve ay bizi şimdi olduğu gibi burada bulacak.
Tarzan, acredita em mim quando a Lua tiver feito a volta três vezes três vezes, e quando sair do rio, a Lua grande redonda e olhar para nós aqui, ela há-de encontrar-nos como estamos agora.
Güneşin doğuşunu, saçlarını şimdi olduğu gibi aydınlatışını.
Com o sol nascendo, e iluminando o teu cabelo como agora.
Şimdi olduğu gibi.
Como agora.
Şimdi olduğu gibi bir şeye üzüldüğünde...
Sempre que estiveres preocupado com alguma coisa, como agora, por exemplo...
Ben mi? Şimdi olduğu gibi, hep seninle birlikte olmayı istedim.
Eu só queria estar contigo, como estamos agora.
Şimdi olduğu gibi.
Como estamos agora.
Öyleyse, şunu anımsa, beyin sana bir tür oyun oynayabiliyorsa, tam da şimdi olduğu gibi, bir oyun daha oynayabilir.
Bem, então lembre-se disto, se o seu cérebro lhe pode pregar uma espécie de partida, pode pregar-lhe outra, como o está a fazer agora.
Ben bazen şimdi olduğu gibi, keşke seninle hiç çalışmasaydı diyorum.
Eu, às vezes... - Que fosse um...
Babam şimdi olduğu gibi devam etmek istiyor ama bu şüpheli.
Hisao quer aguentar as coisas enquanto o pai fôr vivo mas não sei se vai conseguir.
Hakkımızda yanılmıştın, şimdi olduğu gibi.
Estavas enganado naquela altura e agora também.
Kardeşim, ne zaman buraya gelsem, geçen sene ve şimdi olduğu gibi, Ortalığı boş yere karıştırıyorum.
Irmão, sempre que venho para este lugar, como no ano passado e agora de novo este ano, eu acabo por ser metido em assuntos desagradáveis.
Her zaman palavra sıkar, şimdi olduğu gibi.
E não é. Os elogios dele soam a falso, como as propostas dele.
Aksi halde bizi orada bekliyor olur, tιpkι şimdi olduğu gibi.
Senão ele estará lá à nossa espera, como está agora.
Sonra, şimdi olduğu gibi, bir bakireyi kurban ederdik. Toprağın bereketi adına..... ve kabilemizin zenginliği için.
Então, como agora, o sacrifício de uma virgem era feito para a fertilidade da nossa terra e o enriquecimento da nossa tribo.
Şimdi olduğu gibi, bundan sonrada... sizi seveceğim.
Eu amei-a então, de imediato e amo-a agora.
Şimdi olduğu gibi.
Como agora, outra vez.
Bütün dünya, şimdi olduğu gibi, bizi kullanıyor. Toplumları birbirlerine karşı silahlandırıp Afrika'yı yok ediyorlar.
Todo o mundo nos utiliza armando grupos contra grupos, destruindo África...
Ateş ettikten kısa bir süre sonra nişan aldığım bölgede, tıpkı şimdi olduğu gibi bir gürültü koptu.
Assim que disparei, ouvi barulho vindo do lugar para onde tinha apontado, como agora.
Tıpkı şimdi olduğu gibi yani. Ve içimi bir anda dayanılmaz bir ateş sardı.
Só ligeiramente, como está agora, e eu senti-me levado por um grande fervor erótico.
Şimdi olduğu gibi arkamıza yaslanıp felsefe tartıştığımız boş zamanlarımızın bedeli.
Paga o lazer de nos recostarmos a discutir filosofia, como estamos a fazer esta noite.
Sadece, hiçbir şeyi şimdi olduğu gibi kabul edemeyeceğimi biliyorum.
Eu só sei que eu não posso aceitar as coisas como elas são.
Onu her gördüğümde yanında güzel bir bayan olur. Tıpkı şimdi olduğu gibi.
Mas, agora, invejo-o mais ainda.
Küçük vato'yu sevmek için daima çok serttin! Şimdi olduğu gibi.
Tu eras sempre demasiado mauzão para poderes amares o pequeno vato!
Şimdi olduğu gibi dokuz yıl önce de eve gelmesini bekliyordum.
Também estava a espera que ele voltasse, há nove anos atrás.
Şimdi olduğu gibi kısa yaz döneminde güneş, gökyüzünde çok yükselmiyor. Harap edici rüzgarlar da azıcık ısıyı alıp götürüyor.
Durante seis meses do ano, está escuro, e durante o curto Verão, como agora, o Sol não se eleva muito alto no céu, e os ventos devastadores levam o pouco calor que o Sol proporciona.
Şimdi olduğu gibi devam etsek. İstediği zaman bize uğrasa. Hayatımızın en aydınlık parçası ailenin doğal bir ferdi olsa.
E que tudo continue como agora, suas visitas inesperadas... sempre a parte mais alegre de nossa vida... quase um membro da família.
Niçin O'nu şimdi olduğu gibi sağlıklı bir şekilde kendi zamanına geri döndürmüyorsunuz?
Porque não o devolvem à sua época tal como está, incólume.
Hemen şimdi olduğu gibi, size o portakalı attığım zaman...
Como quando te atirei essa laranja.
Sonbahar aniden geldiğinde, şimdi olduğu gibi,
E quando o outono vem de repente, como agora,
Hatırı sayılır bir miktar, şimdi olduğu gibi.
Quantia considerável, tanto na época quanto agora.
Her şeyi olduğu gibi bırakalım yeter. Çık şimdi.
As coisas ficam por aqui.
Şimdi bir dakika bekle, Paddy. Hayır. İkimiz burdan birlikte çıkıp ve herşeyi olduğu gibi anlatacağız.
Não, vamos subir os dois e contar exactamente...
Şimdi olduğu gibi.
Agora, olha para ti.
Cani! Şimdi başlıyor iki hafta önce olduğu gibi.
Está a começar como aconteceu há duas semanas.
Nedense şimdi kızı olduğu gibi kabul etmem sizin için önemli olmaya başladı.
Parece mais importante para vocês que eu comece a aceitá-la, a gostar dela.
Şimdi, üst tabakadan birileri gibi bankaya girdiğimizi hayal et,... çünkü para onların elinde olduğu için, kasaya çok rahat ulaşabilirler.
Imaginem que temos um casal, gente fina, que entram num banco... para depositarem uma grande soma de dinheiro.
- Şimdi de önce olduğu gibi anlamı yok.
- Não significa mais do que antes.
Bu arada Frederick'le ben de geçmişte olduğu gibi... şimdi de işleri idare etmeyi sürdüreceğiz.
Entretanto, eu e o Frederick manteremos o negócio a andar, como sempre fizemos no passado.
Bombaya şan ve şeref ver onun ulu radyoaktif serpintileri aynen eskiden olduğu gibi, şimdi ve her zaman, sonsuz dünyayı korusun. Amen.
Glória para a Bomba e Efeitos Sagrados, como era no princípio, é agora, e será sempre, mundo sem fim, Ámen.
Şimdi herşey eskiden olduğu gibi, Jane.
Agora tudo está como antes, Jane.
"Başlangıçta olduğu gibi, şimdi ve daima, dünya ebedidir."
Tal como era no início, agora e para sempre. Ámen.
Bunun üzerine bana, " Kayzer döneminde olduğu gibi şimdi de seçkin bir birliğimiz var.
Então ele disse : "Tal como existia uma guarda de elite no tempo do Kaiser, " também há uma agora no Novo Movimento.
Başlangıçta olduğu gibi, şimdi ve gelecekte, sonsuz dünya.
Agora e sempre, por todos os séculos dos séculos. Àmen.
Şimdi, bugün Pazartesi olduğu için ve kalbimden iyilik geldiğinden sanki hiçbir şey olmamış gibi yapacağım ancak rol yapmakta çok kötüyüm.
Ora, porque é Segunda-feira, e por pura bondade minha, vou fingir que não aconteceu, mas sou péssimo a fingir.
Şimdi ikinizin bir ekip olduğu gibi.
Como vocês dois agora.
Şimdi de konuşabiliriz, her zaman olduğu gibi...
Devemos falar agora, como nunca...
Şimdi senin kuşağının olduğu gibi...
Agora, em relação à tua geração.
Şimdi de olduğu gibi, daha önce de yolculardan istediğimiz şeyler senin atın, altının ya da taşıyorsan mücevherlerin gibi şeyler.
E às vezes pedimos algo aos viajantes ou qualquer jóia que leves.
Yani şimdi Rossington uzun zamandır olduğu gibi görünüyor.
Então... Agora o Rossington já se parece tal como era antes.
Tıpkı, şimdi bana ihtiyacın olduğu gibi.
- Como precisa de mim agora? - Que diabos é isto?
Şimdi, her yıl olduğu gibi, kral ve kraliçe ilk danslarını edecekler.
E como é costume o rei e a rainha vão agora ter a sua primeira dança.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdilik 467
şimdi değil 438
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdi gidiyorum 125
şimdiden 33
şimdi neredesin 37
şimdi ne yapıyor 40
şimdi dinlen 19
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi değil 438
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdi gidiyorum 125
şimdiden 33
şimdi neredesin 37
şimdi ne yapıyor 40
şimdi dinlen 19
şimdi nereye gidiyorsun 60