Bir yılan traduction Russe
1,169 traduction parallèle
Eletirikli bir yılan balığına benziyor.
Подобно какому-то виду электрического угря.
Ateşten bir yılan.
Огненный змей.
Doğa belgeseli izlediğinde, bir yılanın kendinden dört kat büyüklükte bir şeyi yuttuğunu gördüğünde neden büyük ikramiyene ulaştığını hiç merak etmedin mi?
Когда по телевизору ты видишь, как змея заглатывает то что в 4 раза больше нее, тебя не удивляет, почему тебя тянет к таким мужчинам? Ты любишь секс. Ты физически переплетена с мужчиной.
Bu ne, bir yılan filan mı?
Это такой вид змеи или что-то в этом роде?
Adamım. Şeker kamışı tarlasındaki bir yılan kadar açım.
Е-мое, я голоднее, чем зеленая змея на тростниковом поле!
Karnımda bir yılan var!
У мене в желудке змея!
Bir yılan, bir şahin ve bir Setesh muhafızı tarafsız bir gezegende karşılaşmış.
Охранник-Змей, охранник-Хорус и охранник-Сетеш встретились на нейтральной планете.
# Bir damla gözyaşının düşmesi veya... #... bir yılanın deri değiştimesi için gereken zaman... #... affetmek için gereken zamana eştir.
Чтобы простить, нужно мгновение - Не дольше, чем катится слеза, Чем змея меняет кожу.
Şu senin tespihin, belindeki ; Bir yılan gibi sımsıkı sarıyor seni.
О, этих четок черный ряд, тебя обвил он точно гад!
Çalılıklar arasına saklanmış bir yılanın ; Gözlerini oymak için faydası olur bıçağın. Şimdi hazırlan, çabuk olmalısın.
этот вострый - в чаще как раз, гадюке злобной выколем глаз - идем, скорей идем!
Bir yılan muhafızını ve iki jaffayı şehir sınırları dışına kadar izledik.
Мы выследили змея-охранника и двоих Джаффа за пределами города.
Herhalde kafamda bir yılan olsaydı bunu bilebilirdim.
Думаю, я бы знал, если бы мне в голову залезла змея.
Kadının şeyine bir yılan sokabilecek bir tip.
Похоже, что он любил засовывать свою змейку женщинам в трусы.
Bir yılan sürünerek çıkıvermiş ortaya.
Мимо проползала змея.
Margarin Dükü beni bir yılan sanıyor.
Князь Маргарин назвал меня змеёй.
- Hayır, bir yılan değil.
- Нет, не змеёй.
Eski bir yılan için yeni bir kıvrım bu.
Что, поменяла поганка пятна?
Şu küçük şey şeye benziyordu... dilimin ucu, bir yılanın dilinin ucuna benziyordu.
Это был кусочек языка. Я прикусил язык, но было похоже, что у меня змеиный язык.
Çünkü şu Müteahhitis tam bir yılan.
Этот Амонбофис настоящий змей
Yoldaşlarımın bana taktıkları sevecen bir isim efendim... çünkü bir yılan bokundan daha alçaktan uçabilirim.
Это уважительное прозвище, потому что я летаю ниже змеиного дерьма.
Mutfakta bir yılan var.
У меня на кухне змея.
Yıllar önce bir yılan öldürmüştüm.
Много лет назад мне уже приходилось убивать змею.
İğrenç, koca bir yılanı mutlaka biri görürdü.
Oгромную змeю лeгко зaмeтить.
- Bir yılan derisi.
Это змeинaя шкуpa.
O dans, yalnızca bir danstı. Birilerinin evliliğini yıkmak için yapılan bir komplonun parçası değildi.
Танец не был схемой вмешаться в брак.
Oz'da yıllar boyunca bir şeyi öğrendim, dağıtılan eli kabul etmelisin.
Правда... В чём правда, Лео?
Torchia kazıkta yakıldıktan sonra gizli bir dernek kuruldu. Onun hatırasını devam ettirmek ve sırlarını korumak için. Gümüş Yılanın Tarikatı.
После его сожжения на костре, в память о нём и во имя сохранения его тайн было создано тайное общество "Орден Серебряного Змея".
Bu yıl doğum gününü Lilith'le geçirecekti ama anlaşılan, laboratuarda bir kaza olmuş.
В этом году была очередь Лилит отмечать с ним его день рождения. Но, по-видимому, в лаборатории произошёл несчастный случай.
Yılan yetiştirmek. Bu, kurtulmamız için bir şans.
Это наш шанс выбраться, Тони.
# Bir damla gözyaşının düşmesi veya... #... bir kalbin atmayı özlemesi... #... bir yılanın deri değiştirmesi... #... bir gülün diken çıkarması için gereken zaman... #... beni affetmen için... #... gereken zamana eştir.
Чтобы простить, нужно одно мгновение - Не дольше, чем катится слеза ; Чем один удар сердца, Чем змея меняет кожу,
Bir çeşit deniz yılanından bahsedildiğini duymuştum kurbanını yakalamak için çok garip bir yöntem kullanıyormuş.
Мне рассказывали... о некоей морской змее... которая приманивает жертву очень необычным способом.
Beni salak mı sandın lan? ! Ödlek bir amcık mıyım lan ben?
- Ты думаешь, я - дурак, я тебе что, хрен собачий, дерьмо какое-нибудь?
Aracın kontrolünü kaybettik, kontrolü gizli bir geri çağırma cihazı devraldı, görünüşe göre... beş para etmez, yapışkan, yılan beyinli Apophis bunu tüm ölüm uçaklarına yerleştirmiş. Tamam.
Мы потеряли контроль над кораблем... из-за какого-то спрятанного устройства, которое, очевидно, установил этот мерзкий, скользкозмеезадый Апофис... на свои глайдеры смерти.
Bin yıl önce inançsızların kafataslarını yarmak için kullanılan bir tören baltası.
Обрядовый топор, которым более тысячи лет назад раскалывали черепа неверных.
Yılan ninja karışımı bir yaklaşım denemek istedim.
Я хотел подобраться, как ниндзя-змея и зашипеть.
Tek fanatiği olduğum tanrı. ... yılan başlı bir iblis, yanında titriyor...
Я просто верю в Бога демона со змеиной головой, трясущего тебя за....
Şu an kullanılan ışık teknikleri, Mike Leonard adlı bir mimarın beş yıllık çalışmasının sonucu.
Используемые световые эффекты - результат пятилетних исканий архитектора Майка Леонарда.
Ocak 1968'de gruptan ayrılan Syd Barrett'ın durumu yıl boyunca epey kırılgan bir seyir izledi.
Покинув группу в январе 1968, весь оставшийся год Сид Барретт был в очень неустойчивом состоянии.
6 yıl önce sizden ayrılan, başka ülkedeki bir şirket.
Это оффшорная корпорация, которая откололась от вашей компании, э.. дайте сказать, шесть лет назад.
Her bir takvim altında, kehanetin varsayılan gününden ileri gidersek 365 günlük takvimimizde çarpanlara ayırırsak ve her yıl için 3 gün fark hesaplarsak...
Тогда предполагаемый день пророчества при использовании каждого календаря и учете того факта, что в современном календаре 365 дней, получается...
Eğer Simmons bizim yılan kafalıyı ziyaret etmek için bir NID uçağı kullandıysa, o zaman uçuş planı kaydedilmiş demektir.
Если Симмонс использовал самолёт NID для посещения нашего змееголового тогда этот полёт был зарегистрирован.
Bir tanesi annesinin kafasının içine... yılan koymuştu.
Один из которых поместил змею в голову его матери.
- Yakın zamanda bir para aktarımını izledik, Maybourne'un offshore banka hesaplarından birine yapılan. ( ÇN : offshore : kıyıdan uzak )
- Мы недавно отследили один депозит переведённый в один из офшорных банков на счёт Мэйборна.
Idaho'da uzaylıların 2000 yılında dünyayı ele geçirdiğine inanan bir tarikatın lideriyken yapılan baskından kaçtı.
Религиозный фанатик который сбежал после перестрелки в Айдахо, где он был формальным лидером культа судного дня который верил, что инопланетяне захватят мир в миллениум.
Haydi! Haydi Mustang. İlk kez bir çıngıraklı yılan gördüğüm zamanı hatırlıyorum.
Я помню как в первый раз увидел, скрутившуюся на пути, гремучую змею
Bırak beni bir başıma yılan!
Оставь меня, змей!
Bilmiyorum, ama yılanı bir şey yapmaya ikna eder gibi görünüyordun.
He знaю, Гaрpи. Кaзaлось, что ты нaуcькивaeшь змeю.
Slytherin takım simgesinin yılan olmasının bir nedeni var.
Знaeшь, почeму cимвол Cлизeринa имeнно змeя?
O bir yılan!
Это змeй.
Yılan çukuruna bir fare daha mı atacağız?
Мы бросим еще одну мышку в змеиную яму?
"Yıkılan kulenin içerisinde bir çok kurbanın olduğu tahmin ediliyor."
Это террористическое нападение на Соединённые Штаты. Предполагают, что рухнувшие башни погребли под собой множество жертв.
yılan 116
yılanlar 49
yılan mı 19
bir yazar 32
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yıl sonra 30
bir yere gitmiyorum 43
bir yere gidemezsin 16
yılanlar 49
yılan mı 19
bir yazar 32
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yıl sonra 30
bir yere gitmiyorum 43
bir yere gidemezsin 16
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yolunu buluruz 32
bir yudum 17
bir yere gitmiyoruz 22
bir yere kaybolma 21
bir yere ayrılma 38
bir yıl önce 51
bir yolu var 41
bir yere gitmiyorsun 28
bir yıldız 18
bir yolunu buluruz 32
bir yudum 17
bir yere gitmiyoruz 22
bir yere kaybolma 21
bir yere ayrılma 38
bir yıl önce 51
bir yolu var 41
bir yere gitmiyorsun 28
bir yıldız 18