Bır traduction Russe
12,200 traduction parallèle
Generali serbest bırakma zamanıdır.
Пора освободить генерала.
Evet ama artık sorumlu olmaya çalışıyorum. O yüzden biraz rahat bırakır mısınız?
Да, а теперь я стараюсь быть ответственнее, так что дайте мне небольшую поблажку.
- Muhtemelen arabada bırakmışımdır.
Скорее всего я оставил их в ней. Ясно.
Sayacı sıfırlar, işten sonra evin önüne bırakırım.
Могу сбросить пробег, оставлю у твоего дома после работы.
Hayır. Kendimi kurtarmak için bir katili serbest bıraktım sadece.
Нет, я просто освободила убийцу, чтобы спасти свою шкуру.
- Bizi biraz rahat bırakır mısın?
- Дашь нам минутку?
Belki taşındıkları adresi bırakmışlardır.
Возможно, они оставили адрес.
Masaya bırakır mısın onu lütfen?
Оставьте на столе, пожалуйста.
Uzaya bakmayı bırak ve şu kahrolası arabayı çalıştır.
Хватит пялиться на звезды! Заведи уже эту колымагу!
- Bunun peşini bırakmayacaksın değil mi? - Hayır, bırakmayacağım.
Ты с этим не отстанешь?
- Seni bırakırım.
Я могу подбросить тебя.
Bacağımızı kırınca savaşmayı bırakacağımızı sandı. Ama sevdiklerimizi koruma konusunda ne kadar inatçı olabileceğimizin farkında bile değil.
Он думает, если сломать нам ноги, мы перестанем бороться, но он не знает, насколько мы упрямы, особенно если речь заходит о нашей защите.
Beni burada bırakır mıydın?
Ты правда оставишь меня здесь?
Beni serbest bırak ben de sana o kavanozdaki pençeler hakkında bir sır vereyim.
Ты отпустишь меня, а я расскажу тебе секрет о когтях, что лежат в банке.
Beni artık bırakır mısın?
Отпусти меня.
Parçacık hızlandırıcı patlamasından sonra çalmayı bırakan küçük çaplı bir hırsızdı.
Он был мелким воришкой, который перестал быть мелким после взрыва ускорителя.
Sanırım yukarıda bıraktım.
Кажется, я забыл его наверху.
Belki biri oraya bırakmıştır.
Может, кто-то бросил его там?
Kim odanın ortasında coleslaw salatası bırakır?
Фуу.... Кто оставляет капустный салат прямо посреди пола?
Evlilik geleneklerini karıştırıyorsun bence ama neyse, bıraktım gitti.
Мне кажется, ты перепутал традиции, ну да ладно.
- Hayır, bırak onunla ben yüzleşeyim.
- Нет, давай я.
Sanırım bu işi bırakmamı isterdi. Kendimi kaybetmeden.
Я думаю, она бы велела мне уйти пока я не потеряла себя окончательно.
Sizi bir yere bırakmam gerekiyormuş sanırım.
Слышал, вас нужно подвезти.
Hayır, hayır. Sanırım eve bırakılmak istiyor.
Ох, нет, нет, Я думаю он не хочет вернуться домой
Sanırım onu bırakmış.
Ой, кажется она оставила ее здесь.
- Beni yalnız bırakır mısın?
Ты не мог бы оставить меня в покое?
İnsanlara düzgün davranırsan onlar da sorgulamayı bırakır.
Относись к людям достойно, и они перестанут тебя допрашивать.
Onu ben bırakırım Breece.
Я отвезу его, Брис.
Biz eve bırakırız.
Мы отвезем его.
Lütfen beni yumruklamayı bırakır mısın?
Можешь, пожалуйста, перестать бить меня в грудную клетку?
Ardımda bıraktığım kalbimin son atışıdır. Kayak izlerini kar örter.
"После себя я оставлю только последний удар сердца... и заснеженные тропы".
Savunmayı bırakıp saldırıya geri dönme vakti geldi.
Пора перестать играть в обороне и перейти в наступление.
- Seni bırakırım, sen de Dalgagüdücü'yü teslim edersin.
Я отпущу тебя, а ты подгонишь Вейврайдер.
Sanırım onu yaralayan pençeler herhangi bir mutajenik kalıntı bıraktıysa...
Ну, я думаю, если когти, которые поранили ее оставили некий мутагенный остаток, я мог бы...
Sevgilime son altı aydır Kumarbazlar Yardım Hattı'yla görüştüğümü söylüyordum kumarı bıraktığımı falan. Bu sabah telefonumu karıştırdı.
Я типа сказал своей девушке, что я в программе Анонимных Игроманов последние полгода, что был чист, а сегодня утром она покопалась в моём телефоне, так что я...
Hayır, onu bana bırak.
Нет, пожалуйста.
Bırakmanın zamanıdır!
Время остановиться!
Alkol durumu kolaylaştırıyor. Üzerimde büyük tesir bırakacağını şimdiden görebiliyorum.
Вижу, что ты будешь оказывать сильное влияние на мои решения.
1960'ı arkamızda bırakmaya hazır olduğumuzu düşünüyorum artık.
Я надеюсь, мы готовы покинуть 1960.
Bir maske, maske olmayı bıraktığında onu nasıl çıkarırım kendim kadar bir parçam haline geldiyse?
Как я сниму маску, когда она перестает быть маской, когда это такая же часть меня, как и я?
Sıkılırsak bırakırız.
Станет скучно - бросим.
Yani bunun yıllardır planlanan bir şey olduğu ve hükümetin de..... suç ortaklarından biri olduğu komplo teorilerini bir kenara bırakırsak birileri seninle irtibata geçmiştir herhalde?
В смысле, без теории заговора, что это планировалось десятилеятиями и наше правительство было как-то замешано... Кто-то же к вам обратился, да?
Bugün okulun ilk günü. Seni bırakırız.
- Сегодня первый учебный день.
Kırık bıçak parçaları dolaşım sistemi üzerinden hareket ediyor ve fark ettiysen bunlar kalbine yaklaşıyor.
Фрагменты сломанного ножа движутся через ее сердечно-сосудистую систему, и если ты заметила, они движутся в направлении сердца.
İyice küçülür, kan dolaşımına sızar ve foton mermilerini bıçak parçalarını yok etmek için kullanırım.
Я могу сжаться и проникнуть в ее кровоток, и использую фотонные пушки чтобы испарить фрагменты ножа.
Bıçağı buradan sokarsanız çığlık atmaya çalıştıkları zaman ağızlarından kan fışkırır.
Режьте здесь, когда они попытаются кричать, кровь польется из их ртов.
Bırak gitsin. Hayır!
Отпусти его.
Üç aydır kayıbım ve kimse beni aramaya gelmedi mi?
Меня не было три месяца, и никто не бросился искать?
Bir vampir kalbinden bıçaklanırsa bu kılıç sihirli bir kanal gibi davranır onların ruhunu bu kötü taşa aktarır.
Когда вампир получает удар в сердце, меч как будто магический канал, доставляющий его душу в этот мерзкий камень.
- Konu kızım olunca bıkmıyorum, hayır.
Нет, если дело касается дочери.
Tartışmaktan bıktım artık. Lincoln, hayır!
Надоело спорить.
bir şey değil 1063
bir tanem 228
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
bir tanem 228
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
birisi 209
bir gelişme var mı 30
birini 32
bırakıyorum 119
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir ay sonra 33
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29
bir gelişme var mı 30
birini 32
bırakıyorum 119
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir ay sonra 33
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29