Diye bağırıyor traduction Russe
150 traduction parallèle
Marduklar robotları avlıyor olsa da asiler insan hakları diye bağırıyor Robot Yasası'nda değişiklik ilanıyla halkı kışkırtıyorlar.
Несмотря на то, что мардуки преследуют роботов повстанцы горланят о правах человека будоража граждан и объявляя изменения в Законах о Роботах.
Düşünsene, yanık tenli bir adam, plajda..... yüzüyor falan..... sonra biri ona : "Hey, Ratso!" diye bağırıyor.
Представь, как я, загорелый, бегу по пляжу, потом иду купаться, и кто-то кричит : "Эй, Рыльце!"
Aniden içeriye bir çocuk dalıyor ve aynasızlar geliyor diye bağırıyor, tamam mı?
Тут входит какой-то пацан, и начинает орать, что едут мусора.
İçeri döndüğümü boş ver, bu sefer de çocuk "yanlış alarm" diye bağırıyor.
А вернулся не только я, тот пацан сказал, что, мол, была ложная тревога.
Onlara önce kapsülü kurtarsınlar diye bağırıyor.
Он сначала кричит, чтобы сохранить капсулу.
Karı "ye beni" diye bağırıyor.
Прямо сама просится.
"Tepede yalnızım" diye bağırıyor.
Одиноко на вершине "?
Casa Rosada'nın dışında "Eva Peron" diye bağırıyor Ama bunların hepsi sona erdi
Наилучшим шоу была толпа у Каса Росада, кричащая "Эва Перон".
Müzikten hoşlanmıyor. Hep susturuyor. Sus diye bağırıyor.
И Шуберт, Шуберт, Шуберт.
"Sokak serserisiyim ben!" diye bağırıyor.
Просто кричит "уличный мальчишка".
Seni öldüreceğim diye bağırıyor muydum bilmem ama o seni öldüreceğim diye bağırıyordu.
Не знаю, кричал ли я, что убью ее или она кричала, что убьет меня.
Üzerindeki gömlek bile imdat diye bağırıyor.
Одна его рубашка - это крик о помощи.
Siyahlar "Irkçılık" diye bağırıyor.
Чёрные кричат "Расизм".
Beyazlar "Tersten ırkçılık" diye bağırıyor.
Белые кричат "Обратный расизм".
Çinliler "Yandan ırkçılık" diye bağırıyor.
Китайцы кричат "Расизм со всех сторон!"
"Erkek delisi!" diye bağırıyor.
Сразу будет видно : нимфоманка.
Platforma çıkmışız, yeni bin yıla dans ederek girmeye hazırlanıyoruz. Adam "kes" diye bağırıyor.
Мы уже были на платформе, готовые, пританцовывая, ворваться в новое тысячелетие но прокричали : "Снято"
Çocuğun biri "Eşcinselim ben" diye bağırıyor sandım ben.
Я думал, кто-то кричит : "Я обречена".
Ama diğer yanım "Onun kuzeniyle evlendin." diye bağırıyor.
Часть меня очень заинтересовалась тобой. Но вторая половина вопит :
Kaçın! " diye bağırıyor.
"На помощь, назад".
Bu durumda, senin chukka botların "bakire" diye bağırıyor.
В твоем случае, эти ботинки чакка просто вопят : "Я девственник".
Her hareketin "Ben âşık olmuş bir aptalım!" diye bağırıyor.
Всё в тебя фактически кричит :
- Neden "yangın" diye bağırıyor?
Зачем ты кричишь "пожар"?
Lorelai diye bağırıyor.
Похоже на Лорелай.
Bir hafta sonra, arabamdayız. Tam gaz hastaneye gidiyoruz ve "Geliyor." diye bağırıyor. ışık saçmaya başlıyor.
Неделей позже, мы ехали в моем автомобиле... в больницу... и она кричит : "Это начинается!" И она начинает пылать!
Arkadakiler, "İleri!" diye bağırıyor.
Те, кто идут сзади, кричат : "Вперёд!"
"Bir meteor ucubesinin eseriyim" diye bağırıyor.
Это работа крипто-урода.
Ben Kaza'yım diye bağırıyor!
Это - фильм "Столновение"!
- Ne diye bağırıyor?
- Что он кричит? - Он про свой первый секс.
Sikime "Hadi!" diye bağırıyor.
Орёт на мой член "Ну же!".
New York Times diye bağırıyor.
Это слова Нью-Йорк Таймс.
Auran Prius diye bağırıyor.
От тебя за версту веет Приусом.
Şarap "bana gel" diye bağırıyor.
Вино говорит "Сделай меня".
Ailesinin gözü önünde, buradayım diye bağırıyor aslında.
Он прячется на видном месте. в центре своей семьи
Ailesinin gözü önünde, buradayım diye bağırıyor aslında.
Он прячется, оставаясь у всех на виду, окруженный своими родными.
Evet, çünkü avaz avaz Duke Lacrosse diye bağırıyor.
Да, потому что, так же, как дело студентов университета Дьюка из команды по Лакроссу.
Ben de profili aldım, çalışan listesini kırdım, potansiyel şüpheliler buldum ve bir tanesi ben katil bir fahişeyim diye bağırıyor.
так что я взяла ваш профиль, взломала их базу данных работников, и вот он - список потенциальных кандидатов, одна из которых полностью совпадает с описанием "смертоносной стервы".
Carl, eğer John Mitchell senin telefon kayıtlarını isteseydi özel hayatıma saldırılıyor diye ortalarda bağırıp dururdun.
Карл, если Джон Митчелл захочет получить записи твоих телефонных переговоров,.. .. ты бы завопил о вторжении в личную жизнь.
- Kimse bağırıyor mu diye bakacağım.
- Посмотрю, кто-нибудь кричит.
Sonra çocuklar imdat diye bağırırken tavuklar onlara acımıyor.
И где детские голоса, плачущие о помощи... Безжалостны птицы.
Aletini mary'nin içine koyyuyor. -'s.k beni, s.k beni'diye ; mary bağırıyor.
После этого он заснул ".
Beş dakikada bir Joey çubukları havaya atıyor ve ben de onun "Aaah gözüm" diye bağırışını çekmek zorunda kalıyorum.
Просто каждые 5 минут Джоуи вскидывает палочки вверх и я слышу : "О, мой глаз! Боже, мой глаз!"
Güç dengesini değiştirir! Marduklar robotları avlıyor olsa da asiler insan hakları diye bağırıyor Robot Yasası'nda değişiklik ilanıyla halkı kışkırtıyorlar.
А его партия выдвинула лозунг "Вся власть - людям".
Kendime biraz zaman ayırmak istedim istediğim kişiyle birlikte olmak için ve hiç düşünmemek için Astrid nerede ve ne yapıyor diye anne, anne, diye bağırışını, bacağıma örümcek gibi yapışmasını.
Днем я могла спать или весь день заниматься любовью и ни о чем не думать. А что делает Астрид? А где Астрид? "Мама, мама, мама".
Bütün insanların olduğu gibi elinde 10 parmak vardı Ama durmadan kollarımı kaybettim diye bağırıyor, ağlıyordu.
Некоторые места вообще как деревня, так как нет ничего кроме самого необходимого.
Sokaktan yürürken yavşağın teki "Metallica," diye bana bağırıyor.
Понимаешь, я иду вниз по улице и слышу, как какой-то кусок дерьма говорит мне : "Металлика".
"Yardım almaya ihtiyacın var" diye hep bağırıyor muydu?
Она вопила постоянно : "Тебе нужна помощь!"?
- Resmen kabahat bende diye bağırıyor.
Мэттью Веллингс, муж пропавшей женщины...
Bu gibi durumlarda, "kahretsin" diye bağırıınca oldukça işe yarıyor şu an yaptığım bu ve senin burada olmaman gerekiyor.
Этим я и занимаюсь. Ты не приглашена.
Haydi : "Kara kuzgun bağırıyor ölüm diye."
Ну! "Взывает к мести каркающий ворон".
Pencereden bağırıyor gelsin diye...
Кричит из её окна вернуть его...