Diye bağırıyordu traduction Russe
78 traduction parallèle
Saçı yapılırken durmadan, "Çıkarın beni buradan!" diye bağırıyordu.
Она сидела в кабинете и кричала : "Выпустите меня отсюда!"
"Ingold Denker!" diye bağırıyordu...
"Ингольд Денкер!" звала она...
"Eve gitmek istiyorum" diye bağırıyordu.
Никто не может помочь. А он говорит, что хочет домой. Орет, как заведенный :
Kafasından turuncu bir ışık çıkıyordu ve ışık yuvarlaktı. Gözlerinden fışkıran alev, midemi yakıyordu. "Nereden buldunuz o keki?" diye bağırıyordu.
Лицо моей жены... взорвалось. и она сказала :
"Seni seviyorum, Katharine. Seni çok seviyorum." diye bağırıyordu.
Он кричал : " Я люблю тебя, Кэтрин!
Hepsi "kan kan" diye bağırıyordu.
Тысячи! Жаждущих крови.
Seni öldüreceğim diye bağırıyor muydum bilmem ama o seni öldüreceğim diye bağırıyordu.
Не знаю, кричал ли я, что убью ее или она кричала, что убьет меня.
Le George'u kilitleyelim diye bağırıyordu.
Засунем Ле Джорджа в Ле Ящик. "
'diye bağırıyordu sinir krizleri ile evden ayrılırken.
И в гневе покинул наш дом.
Kelepçeyi takmasa adamın gözlerini oyacaktı. Bana tecavüz ettin, diye bağırıyordu.
Я думала, она выцарапает ему глаза,... пока он надевал на неё наручники.
- Ama Lorelai diye bağırıyordu sanki.
Да, это так, но я увидел это и оно просто кричало Лоралай
Üstünde Nutella veya Marmite sürdüğünü biliyorum ama o hâlâ, "Bizce bok gibisin" diye bağırıyordu.
И хотя я знал, что это шоколадный крем или ещё что намазано там, но он всё равно будто кричал - "Мы думаем, что ты дерьмо!"
"Gelin, buraya gelin!" diye bağırıyordu. "Yaklaşın!"
"Подходите, подходите все!" - говорил он, "Подойдите ближе!"
Sürekli "Angela" diye bağırıyordu.
Она всё время кричала : "Анжела, Анжела".
Bağırarak "O k.altağı geberteceğim diye bağırıyordu."
ќрет, "€ убью эту гребную суку".
Ve Timothy de O na, "Kaç buradan, uzaklaş!" diye bağırıyordu.
И Тимоти говорит, " Убегай.
Annesi "bebeğim, bebeğim, bebeğim" diye bağırıyordu, küçük çocuğun parçalarını toplayıp tekrar bir araya getirmek için uğraşırken..
Мать кричит : "Деточка, деточка, деточка!" Сама собирает части тела младенца и пытается соединить их вместе, как драгоценного Шалтая-Болтая.
Ve adamlar "Fondip! Fondip! Fondip!" diye bağırıyordu,
А парни кричат : "Пей до дна, пей до дна".
Yazdığın satırlar, sanki sayfanın içerisinden, "ben buradayım" diye bağırıyordu. Resmen büyülendim.
Твоя проза разит со страниц, как бенгальский тигр, я в шоке.
... diye bağırıyordu.
И поехало.
Yukarıda bir kadın cinayet diye bağırıyordu.
Там наверху, неистово кричала женщина. - Это миссис Эспиноза.
"Onu öldürdün!" diye bağırıyordu.
Она кричала : "Ты убила ее!"
Aptal "derede buluş" diye bağırıyordu.
Этот идиот закричал "Встретимся у бухты."
Şey... Donny'ye "param nerede?" diye bağırıyordu.
Начал кричать на Донни " Где мои деньги?
Yahudi bir kadın vardı ve sürekli "Bardak altlığı!" diye bağırıyordu.
У него есть эта ужасная еврейка, которая постоянно кричит "Подставки!"
Kafam "Hayır!" diye bağırıyordu, ama ağzım sakız çiğniyordu.
Голова вопела : "Нет!", а рот жевал жевачку.
Teach duvarları tekmeliyordu bana "Bir şey yapmalıyız bana yardım etmelisin. Bundan kurtulmalıyız." diye bağırıyordu. Ama tek duyduğum kafamdaki sesti.
Кич как безумный колотил по стене и орал, что мы должны что-то делать надо валить отсюда, нужно замести следы а я слышал только этот звук у себя в голове
"Öldür yada öl" diye bağırıyordu.
Орал : "Убей, или убьют тебя".
Artık yeter! " diye bağırıyordu.
Достаточно!
Kameranın arkasında bir durmuş : "Şöyle yap, böyle yap. Biraz daha krem şanti" diye bağırıyordu.
Там был просто толстый, маленький мужик с камерой говорящий : " Делай это, делай то.
Bu adam ne diye bağırıyordu?
Что именно кричал тот человек?
Bob bana "Başa sar!" diye bağırıyordu.
Он отвечал по-разному, и Боб говорил : " Гаррик, перемотай.
Daha şarkı bitmeden "Bir daha!" diye bağırıyordu.
Кричал "бис", когда песня ещё даже не закончилась.
Peşinizden koşarken ne diye bağırıyordu?
Что он кричал, когда гнался за вами?
"Yo" diye bağırıyordu.
Он кричал : "Эй."
Birisi "İnsanlar kraldır." diye bağırıyordu.
Кто-то из них прокричал : "Люди рулят!"
Vücudumun her hücresi bir şey yapmalıyım diye bağırıyordu.
Каждая клеточка моего тела требовала, чтобы я что-нибудь предприняла.
"Bu benim işim" diye bağırıyordu.
Он кричал : "Это моя работа".
Çıldırmış gibiydi. "Ölüm Gezgini" diye bas bas bağırıyordu.
Она стала настоящим берсеркером. Лишь кричала "Несущая смерть!".
O ise kavganın ortasında gidiyorum diye bana bağırıyordu.
Он кричал на меня, что я уезжаю в разгар ссоры.
Bütün insanların olduğu gibi elinde 10 parmak vardı Ama durmadan kollarımı kaybettim diye bağırıyor, ağlıyordu.
Некоторые места вообще как деревня, так как нет ничего кроме самого необходимого.
İfadende, alıntı yapıyorum " O kadar çok bağırıyordu ki, kimse duymasın diye kapıyı kapattı.
"Она так вопила, что закрыла дверь, чтобы никто не услышал."
Fakat sonrasında, trafik, izdiham, arabalar, kamyonlar, kornalar o zavallı kadın bağırıyordu ve ben de "Hayır. Bu yeniden doğuş değil" diye düşündüm.
Но затем, в этой толчее : машины, грузовики, все сигналят бедная женщина кричит, и я думаю : " Нет. это не перерождение.
Bir anda alışveriş merkezinde kıyafetlerini yırtıp, süs havuzuna atladı ve sürekli'Ben bir deniz canavarıyım'diye bağırıyordu.
"БЛЯ-Я-Я-Я, я морское чудовище!"
Lütfen yardım et! " diye bağırıyordu.
"Помоги мне. Пожалуйста, помоги мне".
Kendisi bağırıyordu ben de beni kesin kovacak diye düşünüyordum.
Итак, расскажите мне что именно произошло. Он... кричал и я был в полной уверенности что он уволит меня.
'Haca gerilmiş Yüce İsamız için'diye bağırıyorlardı. İçeride küçükler ağlıyordu.
"Это вам за смерть Иисуса на кресте," кричали они, а там внутри маленькие дети так плакали,
Wayne, kadını üzerinden alayım diye bana bağırıyordu.
Уэйн кричал мне, чтобы я убрала её с него, так что я...
Wayne, kadını üzerinden alayım diye bana bağırıyordu. Saçından tutup yatağa sürükledim.
Вейн кричал, чтобы я отцепила её, так что я схватила её за волосы, и кинула на кровать.
Gelen eski kız arkadaşıydı ve bağırıyordu "Orada bir sürtük olduğunu biliyorum!" diye.
Стучала его бывшая, да ещё и кричала : "Знаю, ты там с какой-то шлюхой!"
Ne diye bağırıyordu?
Что она кричала?