Gitmek zorunda mısın traduction Russe
114 traduction parallèle
Yarın gitmek zorunda mısın, Paul?
Ты должен уезжать завтра, Пауль?
Gitmek zorunda mısın?
Ты должен?
Gitmek zorunda mısın?
А это обязательно?
Şey, sen... Gitmek zorunda mısın?
Вам обязательно возвращаться?
Bu kadar hızlı gitmek zorunda mısın?
Тебе обязательно так гнать? Мы же разобьёмся из-за тебя!
Gerçekten gitmek zorunda mısın?
Тебе действительно нужно идти?
Öğleden sonra gitmek zorunda mısınız?
Вам обязательно нужно уехать сегодня? Да.
Gerçekten gitmek zorunda mısınız?
Вам обязательно уходить?
- Peki sen işe gitmek zorunda mısın?
Думаешь ли ты, что надо идти работать?
- Gitmek zorunda mısın?
- Вам правда надо?
Gitmek zorunda mısın?
Ты уходишь?
Ama Joe, böyle bir gecede işe gitmek zorunda mısın?
Джо, тебе обязательно идти на работу в такой день, как сегодня?
Yarın gerçekten gitmek zorunda mısın?
Тебе действительно надо уезжать завтра?
Eve bu kadar erken gitmek zorunda mısın?
Ты oбязательнo дoлжна ранo вернуться дoмoй?
Gitmek zorunda mısın?
Ты поедешь туда?
Gitmek zorunda mısın Hogan?
Вы должны идти, Хоган?
Bay Poirot, Başmüfettiş Japp bu kadar erken gitmek zorunda mısınız?
Мистер Пуаро, инспектор Джепп! Стоит ли уезжать так быстро?
- Gitmek zorunda mısın? - Evet.
- Тебе обязательно идти?
- Herşeye ters gitmek zorunda mısın?
- Ты что, обязана меня доставать?
Gitmek zorunda mısın?
Тебе нужно идти?
Bu gece yeniden gitmek zorunda mısın?
Ты сегодня опять уедешь?
— Gerçekten gitmek zorunda mısın?
- Ты обязательно должен уехать?
Gitmek zorunda mısın?
Вы обязательно должны лететь?
Gitmek zorunda mısınız, Majeste?
Вы действительно должны уехать?
- İşe gitmek zorunda mısın?
- Ты уверена?
Bir cumartesi gerçekten gitmek zorunda mısın?
Тебе обязательно идти в субботу?
Acımasızca üzerine gitmek zorunda mısın?
И ты собираешься гнобить ее вот так постоянно?
Hemen gitmek zorunda mısın?
Тебе действительно нужно уходить... прямо сейчас?
Gitmek zorunda mısın? Bana, izin verir misiniz?
Тебе обязательно идти?
Gitmek zorunda mısın?
Тебе обязательно идти?
Kendin gitmek zorunda mısın?
Тебе придется ехать самому?
Gerçekten gitmek zorunda mısınız?
Вам обязательно уезжать?
Gerçekten gitmek zorunda mısın?
Тебе правда надо идти?
Gitmek zorunda mısın?
Ты должен идти?
Gitmek zorunda mısın?
Ты уже все решила?
- Onlarla gitmek zorunda mısın ki?
- Тебе обязательно идти с ними?
Mutlaka ofise gitmek zorunda mısın?
Тебе правда снова надо ехать в офис?
Gitmek zorunda mısın?
Ты правда должен уехать?
- Gitmek zorunda mısın?
А это обязательно?
O adamın peşinden gitmek zorunda mısın?
Зачем ты отправляешься за этим человеком?
Gitmek zorunda mısın?
Ты уезжаешь?
Gitmek zorunda mısın?
- Тебе пора?
"Fedakarlığının sınırı yok. ... Öyle ki ; Jack'in motosikleti bozulduğunda benimkini ona vermiştin, bense işe yürüyerek gitmek zorunda kalmıştım."
Однажды ты одолжила Джеку велосипед, свой Джек сломал, и ты дала ему мой велосипед, а мне пришлось идти пешком.
Gitmek zorunda mısın?
Вы уходите?
Las Golindas'a gitmek için sabahın altısında... kalkmak zorunda kaldım.
Ежедневно, всю неделю. Потащил её в Лас Голиндас.
Ona Paris'e gitmek zorunda olduğumu söylediğimde, bana "Kötü bir randevudan kaçmak için gerçekten ülkeyi terketmek zorunda mısın?" dedi.
Кoгда я сказала ему, чтo улетаю в Паpиж, oн гoвopит : "Этo слишкoм pадикальный шаг для неудачнoгo свидания".
Sekizinci sınıfta beden eğitimi dersinde, ip atlıyordum ve bir anda sırtım incindi ve hastane gitmek zorunda kaldım çünkü nefes alamıyordum, omurgamın kırıldığını hissettim.
На уроке физкультуры в 8 классе у меня вдруг прихватило спину меня отвезли в больницу у не мог дышать я думал, сломался позвоночник.
Bana, sırf biz ayrıldığımız için bir yere gitmek zorunda olmadığını falan söyledi, çünkü şu an olduğu yere gelebilmek için çok çalışmış.
Она ясно дала понять мне, что пусть мы расстались, но она не собирается менять работу, потому что... карьера для нее на первом месте.
Gitmek zorunda mısın?
- Вам уже пора ехать?
Yaa, hatta tüm ikinci sınıf boyunca annemin çizdiği tuhaf kaşlarla okula gitmek zorunda kalmıştım.
Ага, мне пришлось весь второй класс проходить с кривыми бровями, которые нарисовала мне мама.
Sanırım izleme kayıtlarımda bazı şeyler yanlış gitmek zorunda ve bu daha da iyi olmasını sağlıyor.
Я думала, что всё может пойти не так, но... Становится только лучше.
gitmek zorundayım 240
gitmek zorunda 17
gitmek zorundayız 79
gitmek zorundasın 43
gitmek zorunda değilsin 35
misin 24
mısın 19
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmek zorunda 17
gitmek zorundayız 79
gitmek zorundasın 43
gitmek zorunda değilsin 35
misin 24
mısın 19
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmedim 39
gitmelisin 203
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmeyeceğim 167
gitmem gerek 808
gitmek istemiyorum 210
gitmedi 39
gitmem gerekiyor 305
gitmen gerekiyor 24
gitmelisin 203
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmeyeceğim 167
gitmem gerek 808
gitmek istemiyorum 210
gitmedi 39
gitmem gerekiyor 305
gitmen gerekiyor 24