Hatıra traduction Russe
985 traduction parallèle
- Hatıra olsun diye biraz kibrit alabilir miyiz?
- Можно взять спички на сувениры? - Конечно.
- Bir hatıra istiyorum!
- Я хочу сувенир!
Ben de bir hatıra istiyorum!
Я тоже хочу сувенир!
Aile yadigarımız. Bunu prensiplerimden ve benden bir hatıra olarak sakla.
Сохрани её на память... о моих убеждениях... и обо мне.
ayakkabımı hatıra olarak saklamak mı istiyorsun?
Вы планируете сохранить мою обувь как сувенир?
Hatıra olsun diye, evet.
Просто сувениры. Все так делают.
Sadece hatıra olarak kalacaklarsa hayır.
Если они останутся лишь воспоминаниями.
Bir dolu öpücüklü hatıra.
Миллион поцелуев от любящего панчо.
- O kötü hatıra!
- Нет в... плохие воспоминания!
Enedina, hatıra olsun diye fotoğrafımızı çekecek.
Энедина сделает фотографию на память.
Ne zaman ki, o anların açtığı yaralar sızlar, hatıra değeri kazanırlar.
Позже в его воспоминаниях они воспринимались как ужасные шрамы.
Al, sana bir hatıra getirdim.
Вот, я принёс тебе небольшой подарок.
- Al sana bir hatıra daha getirdim.
- Я принёс тебе ещё один подарок.
Şu son anlarımızı, herşeyden daha güzel... bir anı olarak saklamalıyız... ki bu hatıra bizi yaşatsın.
И пусть от последних минут, что мы проведём вместе у нас останутся самые светлые воспоминания. Воспоминания, которые помогут нам выжить.
Şu kibar genç adam, Tor, kibarca bunu bana bir hatıra olarak verdi.
Этот молодой человек, Тор, очень любезно дал мне её в качестве сувенира.
Hatıra mı?
Сувенир? Ха!
Benden sana bir hatıra olsun.
Возьмите это в память обо мне.
Helen. Hatıra koşullanmalarını kaldırmak psikoterapinin temelidir.
Подавление воспоминаний - основа психотерапии.
Geri döndüler ve bizlere de hoş bir hatıra olmak kaldı.
Они отвернулись от нас, а мы стали воспоминанием.
Bir tanrı hatıra şeklinde sağ kalamaz.
Бог не может быть воспоминанием.
Ama bu... Ama bu bir hatıra.
Но этот... он дорог как воспоминание.
Bu şövalye yüzüğünün bir kıymeti yok, ama hatıra işte.
Это мужская печатка.
Bunu bir hatıra olarak almanı istiyorum.
Я хочу, чтобы ты взял это на память.
Yanına hatıra almadan gitmek istemezsin.
Не забывай вещи.
Hala ondan hatıra götümde bir mermi iziyle dolaşıyorum.
Во мне сидит его пуля, которую он загнал мне в задницу.
Bunuda hatıra olarak alın.
Держите сувенир на память.
Bu kadar hatıra yeter küçük Alex.
Довольно воспоминаний, малыш Алекс.
Bu tüfek belki de güzel bir hatıra.
Эта винтовка маленький сувенир.
- Ve hatıra eşyaları.
- А что с ними?
- Hatıra eşyaları mı?
- После убийства.
Agnes'ten bir hatıra alabileceğine dair sana söz verilmişti.
И моя невестка обещала тебе что-то на память об Агнесс.
Sana kuleyi hatıra olarak bırakıyorum.
Я покидаю вас, оставляю башню как сувенир.
Onun küçük, gümüş hatıra eşyalarını tutarak... Onun Hukuk töreni resmine bakarak...
Рассматривая его серебряные сувениры... глядя на фотографию Обзора Судебной Практики.
Son hatıra.
На память.
Bir hatıra alabilir miyim?
Я могу взять сувенирчик?
Oxford günlerimden bir hatıra.
Этот сувернир напоминает мне о днях, проведенных в Оксфорде.
Hatıra fotoğrafı?
Фото-сувенир?
Doğruyu söylemek gerekirse... neden bu hatıra aklımda bu kadar net kaldı bilmiyorum.
Честно говоря... Я не знаю, почему это так отчетливо запечатлелось в моей памяти.
Bu tuğlayı hatıra olarak saklayacağım.
Этот кирпич возьму на память.
Diğer yandan, her hatıra beynin farklı yerlerindeki merkezlerde depolanıyor.
В то же время, каждая частица памяти хранится во многих отдельных местах нашего мозга.
Sophie'nin ki ise şehevi bir suya dalmak... hatıra ve kahırlardan uçmak gibiydi.
А страсть Софи была одновременно погружением в плотское забытье и бегством от воспоминаний и скорби.
Tarihe geçişimden sonra bir hatıra ister miydin?
Ты хочешь сувенир, после того как меня запишут в историю?
Kardeşini sergilerken... hatıra eşyaları satmak Ruth Zelig ve Martin Geist için... sadece bir başlangıçtır.
Продажа сувениров, пока ее брат... выставлен для обозрения... только начало для Рут Зелиг и Мартина Гайста.
Hatıra olarak sakla.
Как сувенир.
Ara sıra mektup yazmanı hatırlatmak için.
Чтобы напомнить, что письма надо почаще писать.
Hatıra olarak.
Знак свыше.
Sadece bir hatıra.
Всего лишь реликвия.
Yanında bir hatıra götürebileceği sözünü verdim.
У нас нет перед ней никаких обязательств.
Bir hatıra.
Сувенир.
Gerçekten, anlamıyor musun Çavuş ya da imalarda mı kim yazmış bunu, bir sonraki satıra hatırlamıyorum.
Я... я действительно не понимаю Вас, Сержант, или ваши инсинуации... Или кто бы ни написал это, Я не могу вспомнить следующую строчку.
Seninle hatıra eşya odasında buluşacağım.
Жди меня на 2-м этаже.
hatırlamıyorum 685
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırladım 301
hatırlıyor musun 713
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18
hatırlayacağım 21
hatırlıyorum 715
hatırla 239
hatırladın 20
hatırladın mı 1207
hatırladım 301
hatırlıyor musun 713
hatırladın mı beni 20
hatırlatma 18
hatırlayacağım 21