Işığı aç traduction Russe
169 traduction parallèle
Işığı aç!
Включи свет!
Işığı açık mı bırakıyorsun?
– Вы оставляете свет?
Işığı aç.
Включи свет.
Işığı aç anne!
Включи, мам!
Işığı açın!
Включите свет!
Işığı açınca, yanlış dairede olduğumuzu anladık ve... cesedi gördük.
Но, включив свет, мы поняли, что ошиблись, и увидели тело.
Işığı aç!
Включите свет!
Işığı açın!
включите свет!
Işığı açınca, kalpleri yanıyor.
А когда ты его включаешь, их сердца пылают.
Işığı aç.
Включи свет, пожалуйста.
Işığı açık bırakayım mı?
Хочешь, я оставлю свет?
Işığı açıp stereo'yu kapatmasaydın dinlerdim.
Я бы мог, если бы ты не включила свет и не вырубила магнитофон.
- Işığı aç.
- Врубай.
Işığı açın.
Дайте свет.
Işığı açık bırakabilir miyiz?
Ничего, если я оставлю свет включённым?
Işığı açıverin, biraz karanlık burası.
Здесь темно. Включите свет.
- Işığı aç bebeğim.
Включи свет, малыш.
Işığı açık bırakabilirsiniz ama lütfen konuşmayı kesin, tamam mı?
Оставьте свет, если хотите, только перестаньте разговаривать, ладно?
Scott, olmuyor! Işığı aç. - Işığı aç.
Включи свет!
Işığı da açık bırakmışınız.
Вы не выключили свет.
Sadece yapacağın iş için ve çektiğine inandığın acılara tazminat olarak değil aynı zamanda bize de yardım ettiğin için.
И у тебя будет не только зарплата, но и компенсация за всё, что тебе пришлось вынести... а также за твою помощь.
Açıkçası insanlar oğlumun ne iş yaptığını sorduklarında hep utanırdım.
Если говорить откровенно, я всегда немного стеснялась, когда меня спрашивали, что делает ваш сын.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm. Işığın açık olduğunu gördüm. Eskiden burası kızımın odasıydı.
Прости, если помешала, но я увидела свет и так как это была келья моей дочери... не важно...
Üzgünüm. Işığın açık olduğunu gördüm de.
Увидел у тебя свет, решил проведать.
Açıkçası, bu adamın avukatlığını yapmak bana göre bir iş değil.
Если честнo, кoнсультиpoвать на дoму Рика Мастеpса мне oчень не уютнo.
Işıklar açıkken, buranın Matmazel Patricia'nın mutfağı olmadığını hemen anlardın.
Видите, Джимми, при свете очевидно, что это не кухня мадемуазель Патрисии.
Atılgan ve Tian An Men geri dönecek, açığı kapatacak ve onları iş başındayken yakalayacak.
"Энтерпрайз и" Тиан Ан Мен " изменят позиции, закрывая" щель " и поймают ромуланцев" с поличным ".
Ancak iş sonuca dayandığında sadece tek bir açıklama kalıyor.
Но когда до этого доходит, я вижу только одно объяснение.
Şimdi, bu iş doğru halledildiğinde... kitaplar açıldığında, senin üyeliğini teklif edeceğim.
И так, всё должно пройти чисто. Когда откроют книги, я предложу сделать тебя членом Семьи.
Her zaman iş yapmasak da her zaman açığız...
У нас не всегда идёт работа, но мы всегда открыты
Evet, ama gelir açısından, para alamadığınız günlerdeki zararınızı fazlasıyla kapatan iş teklifleri aldınız, değil mi?
Но, с точки зрения доходов, вам предлагали работу, которая бы более чем компенсировала потери в заработной плате, правильно?
Işığı açık gördüm.
Увидел, что горит свет.
- Bir iş açığı olsa, haberim olurdu.
- Если бы была вакансия – я бы об этом узнала.
O sezgileri olan bir birey. Onu bu iş için kullanmanız bizim varlığımıza karşı açıkça bir saldırı.
ќна разумное существо. " спользу € ее так - оскорбление самого нашего существовани €.
Şu g.tverene burada ne iş yaptığını açıklayacak mısın?
Эрл, не объяснишь сам этому ублюдку на кой хрен его сюда позвали?
Evet, çünkü bu iş açığa çıktığında tahmin et ne?
Да, и когда все откроется, угадай что будет?
Gümrükle de iş yapabilirsin, ama taşıdığın konteynırın... Le Havra, Fransa'da, Rivoli Sokağında açılacak kargolardan birisi... olmaması gerekiyor.
Можно еще раз проверить через таможню, но шансы... что контейнер забрали откуда-то с Рю де Риволи... в Ле Хавре, Франция...
- Senin varlığın yüzünden iş yeri acı çekiyor! - Ne?
- Скорее она страдает от твоего присутствия.
Işığı açıp kapatıyorum.
Мигаю фонарём.
Kasabada yeni iş yerleri açıldığından beri... kafam sürekli meşgul.
На то что от меня осталось свалилась куча проблем, с открытием нового бизнеса.
Önemli iş yemekleriyle, dikkat çekici sunumlarıyla ve... rakiplerini piyasadan silme konusundaki acımasızlığıyla ünlüydü.
Она славилась своими обедами, зрелищными презентациями и способностью безжалостно растереть любого, кто встанет у неё на пути.
Çalıştığım şirket iflas etti ve o zamandan beri işsizim. Demek öyle... Ama eşim iş bulduğu zaman ofisteki herkese evliliğimi açıklayacağım.
Честно говоря, то, что вы встречались с Саваки-саном оказалось для меня полной неожиданностью.
Bu, Sally için hem tanıtım açısından hem de bu iş ona bir meşruluk kazandırdığı için çok akıllıca bir hareketti.
С точки зрения рекламы и легализации это шоу стало триумфом Сэлли.
Neden bana ne iş yaptığını açıkça söylemiyorsun?
- Скажите, кем работаете.
Bugün büyük bir mutlulukla sizlere onun adını açıklıyorum yakın dostum ve uzun süredir çalıştığım saygın iş arkadaşım Jacqueline Follet.
И я бесконечно рада сообщить вам что этот высокий пост займет мой друг и всеми уважаемый сотрудник Жаклин Фолле.
Oh, sadece bilmen için söylüyorum, çocuklarımız doğduktan sonra aptalca da olsa bir iş yapmaya tamamen açığım.
И чтоб ты знал, я совершенно не против сделать операцию на груди после рождения наших детей.
Kurbanımız Kevin Carmichael'ın ek iş olarak deri ürünleri pazarladığı ortaya çıktı. Bu da öldürülmeden önce üzerinde bulunan şarbon mikrobu ve asidin nereden geldiğini açıklıyor.
Выходит наша жертва, Кевин Кармайкл, был мастером по изготовлению кожаных изделий на заказ, что может объяснить, почему сибирская язва и соляная кислота уже были на его рубашке в момент его убийства.
Daha ince düşünecek olursak, Walmart küçük bir kasabada şube açıp küçük esnafın iş yapamaz hale gelmesi ve dükkanı kapatmasına sebep olması halinde belirsiz bir durum ortaya çıkar. Walmart'ın burada yanlış yaptığı ne var?
На более глубоком уровне, когда Волмарт приезжает в маленький городок и силой закрывает малые предприятия, или они просто не в состоянии конкурировать, то появляется район частичной безработицы.
Işığının açık olduğunu gördüm.
Я увидел что у тебя свет зажегся.
Kör birinin enstrüman çalmaya kasması o kadar acınasıdır ki ona destek olursun, sadece acıdığından dolayı olsa bile. "
A blind man playing is so pathetic you're behind him, — лепой музыкан - это натсолько трогательно, ты всегда на его стороне.
Şunu söylemeleyim ki, hayatım boyunca birilerine şunu açıklama anından korkmuşumdur... Bilirsiniz işte, kendinizi uçakta ya da trende hoş birinin yanında otururken bulursunuz ve er ya da geç ne iş yaptığınızı sorarlar.
Должен признаться, что долгое время я боялся того момента, когда нужно объяснить кому-то... ну знаете, где-нибудь в самолете или в поезде вы сидите рядом с каким-нибудь милым человеком.