Mesele o değil traduction Russe
263 traduction parallèle
Mesele o değil.
Не в этом дело.
Mesele o değil.
Дело не в этом.
Sevgilim, mesele o değil.
Но ты, же знаешь, что это не так, милый.
- Hayır, mesele o değil.
Нет, я не за этим.
Ama mesele o değil.
Но это не важно.
- Mesele o değil.
- Не в этом дело!
Ama biliyorsun, mesele o değil?
Но это - не идея, не так ли?
- Mesele o değil.
Не из за картошки
Hayır, mesele o değil.
Нет, дело тут не в этом.
- Mesele o değil.
- Не в это дело.
Mesele o değil.
Ты меня ошарашил.
Mesele o değil.
Нет, я не об этом.
Ama mesele o değil.
Но дело не в этом.
Hem mesele o değil zaten.
Смысл не в этом.
- Mesele o değil.
Не в этом дело.
Gerçekten, mesele o değil.
Честно. Это не то.
Mesele o değil.
Это тут не причем.
- Mesele o değil, hayır.
- Не в коем случае, нет.
Mesele o değil, senin benimle ilgilenmen gerekiyor.
Так не пойдет — обо мне должен заботиться ты. — А как же я?
- Dediğim gibi, mesele o değil.
— Говорю же тебе — бесполезно.
Mesele o değil, efendim.
Такое дело, сэр.
- Christie, mesele o değil.
- Послушай, Кристи, дело не в этом.
Mesele o değil, mesele iş aramak.
Дело не в этом. Это поиск работы.
Mesele o değil.
Не в этом проблема.
Mesele o değil. Daha ilk gün sana ne demiştim Vanessa?
Многие девочки были...
- Söyledim, mesele o değil.
- Я же тебе говорил, что ничего не было.
- Mesele o değil. - Demek istedim ki- -
Но если мы хотим завести ребенка, кто-то из нас должен зарабатывать деньги.
Mesele o değil.
Дело не в этом...
Mesele o değil ki!
- Об этом и речи нет.
- Yanlis anladin, mesele o degil.
- Вы не поняли меня. Дело не в этом.
Mesele ben değil, o!
Это не я, это он!
Mesele o değil Barry.
Нет!
Mesele bir şarkı veya o şarkı değil!
Это не "всего лишь одна песня".
Mesele o da değil.
Хотя все это неважно.
Ama John söz konusu olduğunda, mesele o anı değil, günü kazanmaktır.
Но с Джоном выигрываешь не просто момент - ты выигрываешь весь день.
Mesele o değil.
Не поэтому.
O kadar büyük bir mesele değil.
Ничего особенного, правда.
- Çünkü bütün mesele o değil.
Это не только из-за Эдди.
Bu, o kadar da büyük bir mesele değil.
Хотя что тут особенного.
O mesele değil. Komisyonumuzdan söz edelim.
Давайте поговорим об оплате за поиски.
Mesele o değil.
Речь не об этом.
Ama yanılıyorsunuz, Bay Deitrich terörist o kadar ciddi bir mesele değil.
Но вы неправы, мистер Дитрих. - Террорист не был проблемой.
Yalnız sizin için sorun olmayacağından emin olmak istediğim tek bir şey, aslında o kadar da büyük bir mesele değil.
- Я хотел сказать вам кое-что, надеюсь вас это не смутит.
- Mesele o değil.
Да нет, черт, не в этом проблема.
Çok büyük bi mesele değil ama o üniversitede ders veriyor.
Ну, не так уж и важно, что он читает лекции в университете.
O bir "mesele" değil Richard.
Это вовсе не "пунктик".
Ama konu sen değil de ben olsaydım o zaman önemli bir mesele olurdu.
- Если ты придешь ко мне в первый раз и забудешь о цветах, тогда это превратится в проблему.
O kadar büyük mesele değil. Hem o kadar işin içinde değilim artık.
Не такая уж важная хуйня, а я уже не настолько независим.
- Hayır, mesele o değil.
Проблема не в этом.
Ama mesele sadece o değil.
Но так думает не только она.
"Görüyorsun, kaygılandığım beni unutman değil..." "... mesele, senin o yoldaki kızı devamlı göz ardı etmen! "
Я не против, если ты меня станешь забывать я запрещаю тебе забыть ту девчонку, что я повстречал на дороге.
o değil 411
o değildi 47
o değil mi 26
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
o değildi 47
o değil mi 26
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77