Onu görmeliyim traduction Russe
141 traduction parallèle
- Onu görmeliyim.
- Прошу, я должен ее увидеть.
Onu görmeliyim.
Я должен с ним встретиться.
Onu görmeliyim.
Я такая рассеянная... Боже!
Kardeşimin hastalığı kötüye gidiyor, onu görmeliyim. Ogikubo'da.
Брат заболел, мне нужно навестить его... в Огикубо.
Onu görmeliyim.
Мне нужно его видеть.
Onu görmeliyim.
Я должен ее увидеть.
Onu görmeliyim. Elbette.
- Я бы хотел его увидеть, Дональд.
Ama onu görmeliyim Bay Şerif.
Я должна увидеть его, шериф.
- Çünkü onu görmeliyim.
- Потому что я должен встретиться с ним.
Bu aslında benim fikrim değil, ama onu görmeliyim, Eiko.
Эйко, если честно, это вовсе не моя идея, но я должен встретиться с ним.
Gitmeliyim, onu görmeliyim.
Мне надо туда. Я должен сам это видеть.
Onu görmeliyim.
Мне надо его увидеть.
Onlara hiçbir şey söylemediğini söyledi, ben de inandım. - Onu görmeliyim.
Он сказал, что ничего им не сказал, и я верю ему.
- Hayır, onu görmeliyim.
Нет, я должен видеть её.
Onu görmeliyim.
Я должна его видеть.
Ellen, onu görmeliyim.
Элен, я хочу её видеть.
Onu görmeliyim, Nelly.
Я должен её увидеть.
Onu görmeliyim.
Я должна его увидеть.
"Kalabalığa karışmalı ve onu görmeliyim."
"Я должен смешаться с толпой и увидеться с ним."
- Anlamıyorsunuz. Onu görmeliyim.
Мне необходимо видеть его.
Sadece bir dakikalığına onu görmeliyim.
Я просто хочу взглянуть на его.
Onu görmeliyim.
Мне надо ее увидеть.
Ne faydası dokunur ne de zararı vardır. - Onu görmeliyim.
Они не принесут пользы, но и вреда не причинят.
Onu görmeliyim.
Он мне нужен. - Кого?
Onu görmeliyim.
- Я должна его видеть.
- Onu görmeliyim.
- Да, я должен его увидеть.
Onu görmeliyim.
Я дoлжeн увидeть eё.
Onu görmeliyim.
Я должен увидеть ее.
Onu görmeliyim.
Я должен увидеть его.
Onu görmeliyim!
Я должен ее увидеть.
- Evet, gidip onu görmeliyim.
- Да, я должен увидеть его.
Davayi açmadan onu görmeliyim. Yani persembeye hazir olsun. Tamam mi?
Я хочу прочесть его перед подачей так что жду к четвергу, хорошо?
- Gidip onu görmeliyim.
- Я должна сходить к ней.
Gitmeden onu görmeliyim.
В чём дело?
Onu bu mektupla ilgili görmeliyim.
Я поеду с вами. Я должна увидеть Филиппа после этого письма.
- Onu kesinlikle görmeliyim.
Мне нужно ее увидеть. Я должен ее увидеть.
Görmeliyim... Orada onu çeken ne, görmeliyim.
Я хотел понять, что заставило его заползти под крыльцо.
- Onu derhal görmeliyim.
Я должен немедленно увидеться с ним.
Onu burada tutmama gerek yok ama yarın onu tekrar görmeliyim.
Мне нет необходимости держать его здесь, но я хотела бы осмотреть его завтра.
- Onu görmeliyim.
Ничего, в окошко посмотрю.
Görmeliyim onu.
Я хочу посмотреть.
Onu hangi yüzüyle görmeliyim?
Ho кaкoe y нeгo бyдeт лицo?
Bugün onu görmeliyim.
Мы должны с ним сегодня увидеться.
Gidip Vince'i görmeliyim. Onu alabilirim.
Мне надо съездить к Винсу.
Onu hemen görmeliyim.
Мне нужно увидеть его сейчас.
Bilemiyorum Mauricio. Belki de onu görmeliyim.
Может, стоит её повидать.
- Evet ama onu tekrar görmeliyim.
- Да. по-моему, это он мелькнул.
Onu bir kez daha görmeliyim.
Я должна ещё хоть раз его увидеть.
İçeri girip onu görmeliyim.
- Я должна увидеть его.
JT'nin nasıl kurtulacağını görmeliyim. Colleen onu öldürmek üzereydi.
Я должен увидеть, как Джей Ти удастся выкрутитъся из этого, потому что Коллин собиралась его убить.
Onu gelip görmeliyim diye düşündüm.
По-моему, я должна была прийти и повидать её.
onu görmek ister misin 19
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmem lazım 21
onu görmek istiyorum 148
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek istemiyorum 35
onu geri ver 55
onu geri getir 39
onu geri koy 21
onu geri istiyorum 52
onu görmem lazım 21
onu görmek istiyorum 148
onu geri getireceğim 20
onu görmedim 104
onu görmek istemiyorum 35