Suçlu değil traduction Russe
484 traduction parallèle
Kimse suçlu değil, Rick.
Никто не виноват, Рик.
Suçlu değil.
Не виновен.
- Söyledim ya, suçlu değil.
- Я сказал. Не виновен.
Suçlu değil, efendim.
Невиновным, ваша честь.
Suçluların adını vermek muhbirlik değil. Onlar suçlu değil, Mesala.
- Но это преступники.
- Babam suçlu değil.
- Это сделал не мой отец.
Devrimci yönettim, suçlu değil.
Это не поле боя. Капитан, я предводитель революционеров, а не преступников.
- O suçlu değil ki.
- Он не преступник.
Benim değil. Ve kesinlikle senin de değil. Madem suçlu değiliz demek ki eşyanın doğası böyle.
Не я, и уж точно не ты.
Beş mermi, biri boş. Kimse suçlu değil.
Пять пуль Одна пустышка.
"suçlu" veya "suçlu değil".
виновны или невиновны.
Şimdi, ağzınızdan çıkacak bir sonraki kelime "suçlu" veya "suçlu değil" olacak. Yorum, iddia veya fikir duymak istemiyorum.
Итак, следующим словом из Вашего рта будет "виновны" или "невиновны".
"Suçlu" veya "suçlu değil" den başka bir söz duyarsam, mahkemeye hakaret etmiş sayarım.
Я не хочу слышать комментарий, возражение или мнение. Если я услышу что-то кроме "виновны" или "невиновны" Вы будете обвинены в неуважении к суду.
Yapması gereken "suçlu" veya "suçlu değil" demekti.
Всё, что ему нужно было сказать "виновны" или "невиновны". И?
David bir suçlu değil, o sadece şansız bir çocuk.
Дэвид не преступник, просто ему не повезло.
Kimse suçlu değil. Suçlu, bizi bu şekilde yetiştirenler.
Если подумать, никто не виноват, что нас всех так воспитали.
Suçlu değil ki.
Он же не преступник.
- Onlar suçlu değil.
Они не преступники.
- Suçlu değil.
- Невиновен.
Suçlu değil!
Ни черта он не виновен!
Suçlu değil.
Невиновен.
Suçlu değil misin onu yoksul kılacağından dolayı?
И тебе не стыдно, ведь ты же разоряешь её, обрекая на пособие по безработице?
Ama bu adam bir suçlu değil, Cheryl.
Даже если бы вы пригласили его, это было бы неправильно делать ночью.
Ne önemi var? Suçlu o değil ki!
Впрочем, он не виноват.
Suçlu olsaydı davayla ilgilenmeni istemezdi değil mi?
Он бы не просил тебя, если бы был виновен, ведь так?
Onun suçlu olup olmadığı umurumda değil.
ћне всЄ равно, виновен он, или нет.
- Kendinizi suçlu hissetmeyin. Bu sizin hatanız değil ki.
Вы ни в чём не виноваты.
Suçlu olduğunu ispatlamak bizim işimiz değil.
Это не наша работа доказывать, что он виноват.
suçlu olduğumu düşündüğün için... bunları söylemiyorsun değil mi?
Это потому, что ты уверена, хоть и не говоришь, что я всё же виновен?
Suçlu musun, değil misin?
Ты признаёшь себя виновной?
Bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok. Burada o suçlu mu değil mi buna karar vereceğiz, neden böyle olduğu konusunu tartışmayacağız.
Наша задача - определить виновен он или нет, а не выяснять, почему он таким вырос.
- Suçlu mu, değil mi?
- Виновен или нет?
Gerçeği söylemek kolay değil. Ama Almanya'nın selameti için acısı ve utancı ne kadar büyük olursa olsun..... biz suçlu olduğumuzu bilenler itirafta bulunmalıyız.
Тяжело говорить правду, но если Германия и может рассчитывать хоть на какое-то прощение, единственный способ для тех, кто знает, в чем именно их вина, - признать ее несмотря на неизбежные боль и унижение.
.. suçlu olduğunu kabul etmiyor. Davası için hayırlı değil.
Хоть бы вы ему сказали уважаемая фрау, он считает себя невиновным, но лучше бы держал это при себе.
Hala onun suçlu olduğunu düşünüyor olamazsınız, değil mi?
Да ладно вам, неужели вы до сих пор думаете, что он виноват?
Suçlu, öyle biri değil o bir bilim adamı, entelektüel ( akıllı, zeki ) bir insan.
Нарушитель - это не нарушитель, а крупный научный работник, человек интеллектуального труда. Приехал к нам в гости, да?
Suçlu varlık sen isen, hiç yakalanmadan öldürmek için iyi bir pozisyon değil mi?
Если вы то существо, которое мы ищем, что может быть лучше для безнаказанных убийств?
Suçlu olan tarih değil, imajlar ve seslerle darmadağin edilen kendi vizyonumuzdu.
Проблема не в истории, а в нашем зрении, перегруженном образами и звуками.
O kral. - Suçlu mu, değil mi?
- Виновен или нет?
Hakkınızda açılan dört "malvarlığına karşı suçlar" davasında da suçlu bulundunuz değil mi?
Вам четырежды инкриминировали преступные махинации.
Krusty'i, sert bir suçlu olarak değil de, Ufak arabasıyla gezip kornasını çalan sevgili palyaçomuz olarak hatırlamaya çalışalım.
И пусть Красти живет в наших сердцах не как закоренелый преступник, а как любимый шутник, который трубил в свой незатейливый рожок.
Suçlu olmak o kadar basit değil. Delil lazım.
Чтобы стать виновной, нужны доказательства.
Kimsenin suçu değil, suçlu olan zaman.
Тут никто не виноват,
Ama suçlu bulunduğunuz için işinizi kaybettiniz, değil mi?
Но из-за приговора вы лишились профессии.
Bu suçlu hissetmekle ilgili değil.
Дело не в чувстве вины.
Ourumov'a rastlarsan, suçlu veya değil, intikam peşine düşme.
И если ваши пути пересекутся с Орумовым, виновен он или нет, никакой вендетты.
Ama tatlı Leydi Anne, keskin zekâlarımızı çarpıştırmayı bırakıp da biraz daha uslu bir konuşma biçimini benimseyecek olursak bu iki adamın, Henry ile Edward'ın vakitsiz ölümünden dolayı cellat kadar müsebbip de suçlu değil midir?
Но, миледи, Чтоб кончить наш словесный поединок И оборот беседе дать иной,
Suçlu ama iftiradan değil...
Он виновен, но не в клевете...
Jackie, suçlu falan değil.
Джеки не является ни один преступник.
Sadece bir testle suçlu bulunmak istemezsin değil mi?
Вы же не хотите, чтобы вам предъявили обвинение на основании одного теста?
Suçlu olan kesinlikle o ve,... o, kesinlikle bir kurban değil...
Увеpенa : oнa злoумышленницa, a не жеpтвa.
suçlu değilim 34
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66