Tamamen traduction Russe
25,797 traduction parallèle
Web'in neye dönüşceğini anlmaya çalışmak tamamen zaman kaybı.
Бесполезно пытаться понять, чем станет Web.
Sadece Joe'yu kafamdan atamadım ve bu tamamen mantıksız bir şeydi. Özür dilerim.
Я не мог выкинуть Джо из головы, вёл себя неразумно, и я прошу прощения.
Davranışım için. Tamamen çizgiyi aştım.
Я повёл себя... весьма некорректно.
Tamamen arandı, içerisi temiz.
Браво команде Ангела. Все полностью обыскано.
Tamamen ADI doluydu.
Целый рой АНД.
Tamamen dışında kalmış durumdayız.
Мы полностью заблокированы.
- Galiba tamamen senden kaynaklanıyor.
- Это всё у вас в голове.
Tamamen görsel işitsel bir şey bu.
Это только аудио-визуализация.
Ya borcu tamamen geri ödeyecekler ya da kazançlı bir işe ortak olacağım.
Либо полная выплата долга, либо доля в прибыльном деле.
Eğer bir şeyi düzelteceksen, tamamen düzelt.
Если ты разбираешься, то разберись окончательно.
Tamamen iyileşecek.
Всё заживёт.
Bu iş tamamen tersi de olabilirdi.
Всё легко могло закончиться наоборот.
Ama bu tamamen yalan da olabilir, değil mi?
Да, но это может быть хернёй, так?
Bir bayrak yarışına tamamen sessizlik içinde hazırlanıyoruz.
Готовиться к драг-рейсингу в абсолютной тишине.
Tamamen şaşkına dönmüş gibi.
Вид очень потерянный.
Sürmesi çok kolay. Tamamen harika.
Его так легко вести, просто поэзия в движении.
Şunu açıklamalıyım. Çünkü biliyorum ki takıntılı tipler merak edecek. Üç araba da tamamen aynı tip lastikle yarıştı.
Я хочу, чтобы это было предельно ясно, потому что для зануд это важно, все три машины ехали на одинаковых шинах.
Ama onu bulduktan sonra ona olacaklar tamamen sana bağlı.
Но что с ней случится после этого, зависит от тебя.
Tamamen benim hatam.
Точнее, не настолько, конечно... – Кларк! Прости-прости, это всё моя вина.
Tamamen Lex'in deliliğiyle hatırlanacak.
Не то она останется лишь напоминанием о безумстве Лекса.
Evet, biliyorsun ki, Arnold Palmer bir golfçüydü. Ne tamamen soğuk çay ne de limonata dolu olan bu içeceği yapmamıştı.
Да, понимаешь, Арнольд Палмер был знаменитым гольфистом, и он изобрел свой напиток который не совсем лимонад, и не совсем холодный чай.
Diğerleri seni hiçbir zaman tamamen kabul etmeyecekler.
Остальные тебя не примут.
Bu tamamen yanlış.
Все это неправильно.
Farkındayım, sana tamamen yabancıyım ve biliyorum ki bu senin hayatındaki,
Понимаю, что я для тебя чужой человек, и это самый важный момент
Üstelik tamamen başka bir şey olduğunu anladım.
И я поняла, что он был другим человеком.
Kadro tamamen... dolu.
Хотела бы я помочь тебе. Но у меня... Нет мест.
Bu yemeği verme amacımızla tamamen ters bir durum.
Но это вы должны играть с ним.
Ölü kadın. Beyin hasarı yok, tamamen kendinde.
Нет повреждений, полностью в сознании.
Tamamen rahatsız durumdayım, V.
Мне полностью не комфортно, Ви.
O tamamen bir kazaydı.
Ага... да... это был несчастный случай.
Bundan sonrası tamamen sandalet ve tekila.
Только шлёпки и текила, чувак.
Sadece tamamen anlamaya çalışıyorum.
Я просто пытаюсь соединить концы с концами.
Aklı tamamen başında.
Психически уравновешена.
Hava tamamen durgundu.
- Ничего себе.
Hayır, hayır bu gördüğün tamamen sağlıklı profesyonel bir ilişki.
Нет, то, что ты видишь - это идеально здоровые профессиональные отношения.
Geleceğe giderek düşmanlarını tamamen hazırlıksız yakalamayı umdun.
Вы отправились в будущее в надежде застать своих врагов врасплох.
Tamamen benim gibi konuşmaya başlıyorsun.
Ты начинаешь говорить совсем как я.
Bazen yere düştüğünde, tamamen dibe vurursun.
Иногда ты терпишь неудачу, и с этим ничего не поделать.
Hatta onun olması gereken durumun tamamen karşıtı bir durum.
Его состояние прямо противоположно тому, в каком бы тебе хотелось, чтобы он был.
Tamamen doğal sebeplerden.
Просто закон природы.
Deliller ışığında tamamen batırdığımı söyleyebilirim.
Теперь я понимаю, что этим всё испортил.
Şu adam, Gordon Rimmer, tamamen şüpheli biri.
И этот человек, Гордон Риммер, всё очень подозрительно.
Karısı Catherine öldürüldükten sonra Springsborough ile ilgili her şeye karşı kendini tamamen kapattı.
После убийства его жены, Кэтрин, он полностью отстранился от всего, что связано со Спрингсборо.
Tamamen kalifiyeydim.
Я профессионал своего дела.
Tıpkı ötekiler gibi tamamen sıradan bir insanım.
Я абсолютно обычный человек, легко схожусь с другими людьми.
Her şey tamamen kontrolümüz altında.
У нас всё под контролем.
- Tamamen aptallıktı.
— Да. — Я сглупил.
Durum tamamen kontrolümüzde.
Нет ничего, о чем бы мы не знали.
Beyninizin bir kısmı çıkması sebebiyle, bunlar tamamen normaldir.
Совершенно нормально, что части Вашего мозга необходимо будет удалиться.
Tamamen.
Все нормально.
Tamamen kontrolden çıktı.
Уже вышло.
tamamen mi 20
tamamen katılıyorum 18
tamamen unutmuşum 42
tamamen saçmalık 40
tamamen değil 44
tamamen haklısın 30
tamamen öyle 19
tamamen doğru 20
tamamen duralım 18
tamam 65623
tamamen katılıyorum 18
tamamen unutmuşum 42
tamamen saçmalık 40
tamamen değil 44
tamamen haklısın 30
tamamen öyle 19
tamamen doğru 20
tamamen duralım 18
tamam 65623
tamam mı 13610
tamam mi 103
tamamdır 2135
tamam canım 67
tamam o zaman 544
tamam olur 25
tamam anladım 45
tamam tatlım 105
tamam efendim 298
tamam anne 127
tamam mi 103
tamamdır 2135
tamam canım 67
tamam o zaman 544
tamam olur 25
tamam anladım 45
tamam tatlım 105
tamam efendim 298
tamam anne 127
tamamlandı 26
tamamı 16
tamamıyla 47
tamam öyle olsun 18
tamam oldu 33
tamamiyle 25
tamam baba 89
tamam hayatım 43
tamam mıyız 25
tamam dostum 85
tamamı 16
tamamıyla 47
tamam öyle olsun 18
tamam oldu 33
tamamiyle 25
tamam baba 89
tamam hayatım 43
tamam mıyız 25
tamam dostum 85
tamam tamam 209
tamam patron 67
tamam o halde 42
tamam da 58
tamam evlat 70
tamam işte 104
tamam millet 88
tamam öyleyse 133
tamam değil 44
tamam patron 67
tamam o halde 42
tamam da 58
tamam evlat 70
tamam işte 104
tamam millet 88
tamam öyleyse 133
tamam değil 44