Yemek zamanı traduction Russe
862 traduction parallèle
Yemek zamanı!
Пора есть!
Yemek zamanı, sofrada 12 kişi olurduk.
За столом нас было 12 :
Yemek zamanı geldi, değil mi?
Нам бы поужинать, хорошо, женщина?
Yemek zamanı.
Пора обедать.
Yemek zamanı.
К столу!
Eve gel, rapor işlerini de yemek zamanı yaparsın.
Приходите домой, и сделаете ваше заявление после обеда.
Yemek zamanında hazır olsun.
Сегодня приготовь ужин вовремя.
Hadi oğlum, yemek zamanı.
Иди. Иди.
- Yemek zamanı.
Сигнал к обеду.
Yemek zamanı.
Пора ужинать.
Yemek zamanı.
Потом поцелуетесь.
Dolunay olduğunda yemek zamanı gelecek.
╪ там то жеццаяи еимаи окоциоло, еимаи ыяа жацгтоу.
İşte bu yüzden elma çürür. Bakterilere yemek zamanı.
Вот почему гниют яблоки - их едят бактерии.
O zaman bir ara benimle yemek ister misin?
тогда... согласитесь поужинать со мной?
Belki başka bir zaman. Ya da yola ara verip yarın benimle yemek yiyin.
В следующий раз, или, может быть, вы приостановите свое путешествие.
Umarım ilerideki bağlantıların yemek zamanına rastlamaz.
Спасибо, сэр.
Babamın önünde her zaman ya sığır parçası ya da kuzu kolu ya da budu olurdu Yemek yerken hiç konuşulmazdı.
Перед отцом всегда лежал толстый филей или лопатка, или голень ягненка. Мы не разговаривали за столом.
- Ne zaman yemek yiyeceğim ben?
- Где мой завтрак?
En son ne zaman bir çöp tenekesinden yemek yedin?
Что ты знаешь о мусорных контейнерах?
- Bir zaman yemek zorundasiniz.
Я чувствую их голод.
Ben bir süre yatakta yemek zorunda kaldım. Çocuklar geldikten sonra. Ama hiçbir zaman sevmedim.
Мне приходилось кушать в постели некоторое время, когда появились дети, но мне никогда это не нравилось.
Doktor, ne zaman yemek yiyebilirim?
Доктор, когда я смогу поесть?
- Yemek ne zaman?
- А когда будем ужинать?
Yemek zamanı.
- время обедать.
Her zaman sinemaya gidemeyebiliriz ama her gün yemek yiyebiliyoruz.
Я не могу каждый день водить тебя в кино.
Albay, işimize yemek yerken devam edersek zaman kazanmış oluruz.
Мы сэкономим время, полковник, работая за обедом.
- Yemek yiyelim o zaman.
- Поехали поужинаем. - Что?
Sanırım iyi bir yemek yemenin zamanı geldi.
Думается, надо взглянуть, чем кормят на берегу.
O zaman... Bu kadar güzel bir masaörtüsü üstünde yemek yemeden ölmeyeceğim!
Я не хочу умирать, пока не поем на такой прекрасной скатерти!
Ne zaman böyle yemek yemeye başlarsan, bir sorun var demektir.
Ты стала много есть. У тебя что-то случилось?
Güzel bir prensesle, baş başa yemek yeme şansına her zaman erişemiyorum.
Я не часто ужинаю наедине с прекрасными принцессами.
Komşular her zaman yemek ve içmek için ona gelirdi, eşiyle kartlarla oyun oynarlardı.
Соседи поминутно ездили к нему поесть попить поиграть по 5 копеек в бостон с его женою
Sanırım, bana yemek hazırlamanın zamanı geldi.
Думаю, для тебя сейчас самое время приготовить мне обед!
Keşke yemek salonuna bakabileceğin kadar zamanın olsaydı.
Дорогуша, я так хочу чтобы ты нашел время заглянуть в банкетный холл.
buraya gel, kanatların çırpıldığını görünce, ne olduğunu merak ediyor, ve geliyor..... orada şişman ve yaşlı bir kuş görür, ve onun kokusunu duyar..... o aslında çürümüş balık kokusudur..., o zaman yemek ister...
Смотри, когда он видит, как крыло двигается, он спускается посмотреть, что происходит Он видит птичьи перья и нюхает жидкость, выжатую из гнилой рыбы.. .. и он хочет поесть
Ne zaman kazmaya başlasa, zaman,... uyku, yemek, her şeyi unutur.
На раскопках он забывает про время, сон, еду, про все на свете.
Yemek yapacak zamanım olmadı ki.
Что я могу сделать?
Yük arabalarını gönderiyorlarmış. Ne zaman yemek yiyoruz?
Обедать-то скоро будем?
Bizim müşterilerin ne zaman yemek yiyeceği belli olmuyor.
Наши клиенты зачастую завтракают в самое невообразимое время.
Harika, harika. Ama burada yemek her zaman güzeldir.
Если он куда-нибудь уезжает, то всегда спешит ко мне.
Pekala, yemek zamanı.
Ладно, вот тебе суп.
Ra Im çekimde diye, bize daha çok zaman verdi ve bütün ekibe yemek ısmarladı.
Хочешь - верь, хочешь - нет, он даже не ограничил съёмки во времени. и угостил всю группу обедом.
O zaman, sana bir kızın vuracağı bir şey hiç yapıp dayak yemek yine de hoşuna gitti mi?
А с тобой случалось, чтобы ты получал пощёчину от девушки и при этом испытывал удовольствие?
Ama anne her zaman yemek pişirdiğimi biliyorsun.
Но мама, ты знаешь, я всегда много готовлю.
En son ne zaman yemek yedin?
Как давно ты не ел?
Yemek her zaman can alıcı bir rol oynamıştır.
Еда всегда играла важную роль в ритуалах :
Willow Corners'ta yaşadığımız zaman böyle bir yemek yiyebiliyordun.
Когда мы жили в Виллоу Корнерс, мы иногда так ели.
- Bak, benim yemek yapacak zamanım yok.
- У меня нет времени готовить.
Kırkayaklar, şimdi olduğu gibi, o zaman da vejetaryendi ve bu yosunlar ve ciğer otları arasında bolca yemek bulabildiler.
Многоножки в то время, как и теперь, были вегетарианцами, и они, должно быть, нашли, много съедобного среди мхов и печеночников.
Anne, ne zaman yemek yiyeceğiz?
Мамочка, а когда мы будем кушать?
Jedi için de yemek zamanı.
Послушайте, я не сомневаюсь, что это вкусно.
zamanı 41
zamanında 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zamanımız azalıyor 34
zamanın var 16
zamanım var 22
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanında 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zamanımız azalıyor 34
zamanın var 16
zamanım var 22
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanı geldi 236
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanı gelince 71
zamanı geldiğinde 69
zamanımız bol 17
zamanınızı boşa harcıyorsunuz 17
zamanımız var 51
zamanı gelmişti 93
zamanın doldu 28
zamanımız yok 144
zamanımız kalmadı 32
zamanı gelince 71
zamanı geldiğinde 69
zamanımız bol 17
zamanınızı boşa harcıyorsunuz 17
zamanımız var 51
zamanı gelmişti 93
zamanın doldu 28
zamanımız yok 144
zamanımız kalmadı 32
zamanını harcıyorsun 17
zamanı değil 16
yemek 460
yemek yedin mi 94
yemek yiyorum 23
yemek yiyelim 57
yemekte ne var 69
yemekler 27
yemek yiyeceğiz 21
yemek yok 35
zamanı değil 16
yemek 460
yemek yedin mi 94
yemek yiyorum 23
yemek yiyelim 57
yemekte ne var 69
yemekler 27
yemek yiyeceğiz 21
yemek yok 35