Yirmi bir traduction Russe
571 traduction parallèle
Yirmi bir.
21 в руки.
Yirmi bir.
Двадцать один.
Bu yirmi bir rupee yapar.
Итого 21 рупия
Yirmi bir!
Двадцать один!
Seferimizin yirmi birinci günü, radyobiyolog Vishnyakov ve fizikçi Fechner bir hava taşıtıyla Solaris okyanusu üzerinde keşif görevine çıktı.
На 21 - й день высадки экспедиции радиобиолог Вишняков и физик Фехнер проводили полет над Океаном Соляриса на глиссере.
- Libresi yirmi bir sent.
- 21 цент за фунт.
Linnet, babasının vasiyetine göre yirmi bir yaşını doldurduğunda veya evlendiğinde mirası alacaktı.
По завещанию её отца, Линнет получала деньги в случае совершеннолетия или замужества.
Yirmi bir denizaşırı üs.
21 заграничная база.
Dört buçuğu bir dakika, yirmi beş saniye geçiyor.
- Пошли, я вам что-то покажу! Скорей!
İyi bir avukat tutarsan, yirmi yıl.
20, если будет хороший адвокат.
Bir, iki, üç, dört, beş yirmi, kırk, altmış, seksen.
Одна, две, три, четыре, пять двадцать... сорок... шестьдесят... восемьдесят.
Bir, iki, üç, yirmi, kırk, altmış. Al. 10'luk ver.
Одна, две, три, двадцать, сорок, шестьдесят.Держи.Десятку назад.
- Yirmi. Yirmi yaşında güzel bir kızsın.
- Вам 20 и вы очень красивы.
Cora. Hala yirmi yaşında bir kız mı?
Кора - девушке двадцать лет?
Bu abartılı bir tahmin. Ara bölgeye girişte yüzde on daha... ve hatta ulaşıldığında yüzde yirmi.
Еще десять - на промежуточной территории... и двадцать - у колючей проволоки.
Biz Fransızlar güya dünyadaki en sulhsever insanlarız. Yirmi senedir vasat olmaktan bir türlü kurtulamadık.
Это 20 лет разрядки... 20 лет я хожу в это кафе...
Önümüzdeki on yada yirmi yıl, bir hayatta kalma savaşı yaşanacak. Almanya hayatta kalmanın anahtarı.
Все последующие десять, может быть, даже двадцать лет будет идти борьба за выживание, и Германия - центр этой борьбы.
Yirmi yıl evvel cahil aptallardan oluşan bir çete laboratuvarımı yıktı.
20 лет назад банда невежд разгромила мою лабораторию.
Yirmi dakikadır tek bir kelime bile konuşmadın.
Вы молчите уже 20 минут.
Bir ay önce o şırfıntının yüzünden aptala döndün. Elli yaşında bir adam yirmi yaşında bir kızla.
Атеперь, в 50 летты волочишься за двадцатилетней мерзавкой!
Yemin ederim. Ama ben bir yemin ettim diye yirmi iki yıldır dileniyorum. Sen bilemezsin.
Не клянись, я у тебя не прошу милостыню, она мне не нужна!
Burada bir kaç tane yirmi yıllıklarımız var.
У нас тут есть парочка, им по двадцать лет "сидеть".
Bu haplardan yirmi tanesi bile bir değişiklik yaratmaz.
И двадцать таких таблеток ничего не изменят.
Geçici bir eşe ihtiyacım var, on beş yirmi dakikalığına.
Жена мне нужна ненадолго, минут на 15-20.
Yirmi yaş dişime bir radyo vericisi yerleştiriyor.
Он ставит миниатюрный радиопередатчик в мой зуб мудрости.
Bu hiç bir şeyi... değiştirmez belki... ama yirmi beş yıl sonra bile
Хоть это ни к чему Но надо понимать Что через 25 лет
Giysiler için uygun bir vücudum var. Yirmi sekiz beden cüceyim.
У меня идеальная фигура для одежды. 28 размер.
Hiç bir şansımız yok. Yirmi dakikamız kaldı.
Я даже не уверен, смогу ли ему дозвониться.
Aranızda bir sorun olduğunu biliyorum ama bu yirmi yol önceydi.
Но это было давно, двадцать лет назад... Меня-то это не касается. Это ваше личное дело.
5. caddenin büyük bölümü onların Boston'da yirmi tane kent merkezi, New Orleans limanının bir bölümü... Salt Lake City'de bir sanayi parkı.
Они владеют большей частью Пятой Авеню, 20-ю административными зданиями в Бостоне... частью портов в Новом Орлеане, промышленной зоной в Солт Лэйк Сити.
Hafızasında yirmi yıl öncesine ait küçük bir orta batı kasabasında yaşıyor. Taksilerin, otobüslerin ya da ona zarar verecek insanların olmadığı bir yerde.
Она живёт в маленьком городке на Среднем Западе, существующем в её памяти 20-летней давности, где не было ни такси, ни автобусов, ни незнакомцев, которые могли бы её напугать.
Çünkü yolda yirmi silahlı adamdan oluşan bir barikat kuruldu.
Ибо мы соорудили блок-пост с двадцаткой отборных вооруженных людей.
Yirmi yıl önce buraya bir meteor düştüğü tahmin ediliyor.
Лет 20 назад здесь будто бы упал метеорит.
Yirmi yıl önce, bir mühendis güneşi baskı makinesine enerji sağlamak için kullandı.
Двенадцать лет назад французский инженер открыл, как использовать солнечную энергию для работы печатного станка.
Üzgünüm. Sizin tarifinize uyan bir kazazede yirmi dakika önce öldü.
Мне очень жаль, но жертва несчастного случая, соответствующая вашему описанию, скончалась двадцать минут назад.
Bir yirmi yıl daha sonra konuşalım.
Приходите, я закажч вам пропчск.
Bir düşüneyim. Kapıdan her akşam yirmi, otuz kadar müşteri giriyor herhalde.
Дайте прикину, кажется - сколько, 20, 30 человек сюда заходят каждый вечер.
Bir yirmi beş.
Сто двадцать пять.
Yirmi dakika sonra arabadan indiğinde... gariptir, artık bir Çinli değil, beyaz ırktan biridir.
Когда, через 20 минут, он выходит из машины... он уже не китаец. Невероятно, но теперь он кавказец.
Yirmi frank ve küçük bir brendi.
Двадцать франков, плюс стаканчик бренди.
Orada yirmi yıldan fazladır yaşayan insanlar var... ve henüz saldırgan organizmalar hakkında bir şikayet gelmedi. Nasıl yani?
Там уже более двадцати лет живут люди, и они не сообщали ни о каких враждебных организмах.
Ayın batışı, Havel ve Spree'nin su seviyesi. Yirmi sene önce bir Sovyet avcı uçağı, Spandauer anayolunun yakınında,
Уровень воды в Хафеле и Шпрее... 20 лет назад в этот день советский истребитель упал в озера около Шпандау.
Ask, yirmi dört saatinizi alan bir seydir. Baska islerle ilgilenmenize engel olur. Bu beni hem çok cezbeder hem de dehsete düsürür.
любовь - то, что тебя полностью поглощает и не дает сосредоточиться на других делах, это меня больше всего привлекает и это же ужасает.
Günde yirmi şınav... ve hastalık bir daha asla bulaşmaz, bir daha asla.
Двадцать отжиманий в день и женщины больше не будут вас беспокоить!
Zaten ben yirmi yaşındayım ve sana bu bir sır dedim.
Мне уже 20 лет. Я же сказала, это секрет.
Yirmi Dolarlık bir soruyla bu çetin yarışmaya başIıyoruz.
Для вас начальная ставка на этот важный матч - двадцать долларов.
Başka bir yirmi yılda biz Kızılderili olacağız.
Через 20 лет мы станем индейцами.
Evet, tamam da ben bizim bir yirmi yıl daha ortada olacağımızı sanmıyorum.
Да и, в общем, сомневаюсь что мы протянем ещё 20 лет.
Chicago'dan yirmi kadar meslekdaşımız, aygıtın kullanımı aleyhinde bir talep gündeme getiriyorlar.
И еще около 20 коллег из Чикаго. Они написали петицию проотив нашего устройства.
Yirmi-bir.
21.
Yirmi bir!
Двадцать одно!
bir şey değil 1063
bir tanem 228
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
bir tanem 228
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
birisi 209
bir gelişme var mı 30
birini 32
bırakıyorum 119
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir ay sonra 33
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29
bir gelişme var mı 30
birini 32
bırakıyorum 119
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir ay sonra 33
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29