A good tradutor Turco
163,196 parallel translation
I just didn't get a good night's sleep so I guess I wasn't feeling very awake.
Gece iyi uyuyamadım, bu yüzden tam uyanmış gibi değildim.
He's a good guy.
O iyi bir adamdır.
Dennis is not a good look on me, or on Dennis.
Dennis üzerimde iyi durmuyor ya da Dennis'in üzerinde.
That's a good spot.
Orası güzel bir yer.
Not a good thing, trust me. It's- -
İyi bir şey değil, güven bana.
I'm a good friend of Paulo's.
Ben Paulo'nun iyi arkadaşıyım.
She's a good lawyer.
O iyi bir avukat.
In a few hours you're gonna get a call from this firm offering you a good deal on the Kendall brutality case.
Birkaç saat içinde şirketten bir telefon alacaksın ve Kendall'ın şiddet davası hakkında iyi bir teklif önerecekler.
They can't know it's a good-bye.
Bunun bir veda olduğunu bilmemeliler.
Today is not a good day, Maia.
Bugün iyi bir gün değil Maia.
It was a good day.
- Güzel bir gündü.
- But with a good argument...
- Ama iyi bir argümanla...
I think it's a good idea that you go.
Bence artık gitsen iyi olur.
This is about a good case.
Olay davanın iyi olması.
- I'm a good lawyer.
- Dedim ya saksı değilim.
It's not a good time.
Şu an çok müsait değilim.
Have a good time today.
Bugün sana iyi eğlenceler.
"Have a good time today."
"Bugün sana iyi eğlenceler."
But, uh, I'm sure there's a good reason.
Ama eminim iyi bir sebebi vardır.
Yeah, that's a good thing.
- Evet, iyi bir şey bu.
Is that a good enough of a test run for you?
Senin için yeterli bir test uygulaması mı?
I love a good fro-yo as much as the next guy, but it's kind of bad form to get dessert while Southern California's being poisoned.
Ben de güzel bir fro-yo'yu herkes kadar severim ama Güney California zehirlenirken tatlı istemek biraz münasebetsizlik.
Now that's a good looking shirt right there, man.
Güzel tişörtmüş dostum.
That and a good argument. No.
- Bu güzel bir argüman.
There might be a good case here, but...
- Burada iyi bir davamız olabilir ama...
- Because, for the first time, you seem like a good guy.
Çünkü ilk defa iyi bir adam gibi göründün gözüme.
Fuck, I hate being a good guy.
İyi adam olmaktan nefret ediyorum amına koyayım.
That's not always a good thing.
Bu illa iyi olacak diye bir şey yok.
That's a good color.
Rengi çok güzel.
It's a good question.
Güzel soru.
Hey, have a good evening.
Size iyi akşamlar.
No, I don't think it's a good idea with my bail.
Hayır, kefaletim açısından uygun olacağını sanmıyorum.
Because it's a good idea.
Çünkü bu iyi bir fikir.
Oh, I'm actually a new associate here. Good for you.
- Aslında burada avukat olarak çalışmaya başladım.
- Your first day as a lawyer. - Good. Mm.
Avukat olarak ilk iş günün.
I'm broke and out of a job, but, hey... bad things happen to good people.
Beş parasız kaldım ve işsizim ama kötü şeyler iyi insanların başına gelir.
Frank's employer, BMI, a sporting good store with $ 12 billion in assets and franchises throughout the country...
Frank'in iş vereni BMI, 12 milyar dolarlık öz kaynağa sahip ve diğer ülkelerde şubeleri var.
- Good. She's on a case.
Bir davada çalışıyor.
Your algorithm's not taking into account that I'm a fucking good lawyer.
Algoritmanızın amına korum. Karşınızdaki bir avukat, saksı değil.
It was a good effort.
- Elinden geleni yaptın.
Happy's evaporation vacuum machine is sucking as much air as it sucked before, but in this case, sucking is a really good thing.
Happy'nin buharlaştırma vakum makinesi suyu en az önceki kadar tarumar ediyor fakat bu durumda tarumar etmek cidden iyi bir şey.
We all had a chance to say good-bye to Cabe in case we never see him again.
Bir daha görememe ihtimaline karşı, hepimizin Cabe'i veda etme fırsatı oldu.
A business deal jumped off quick, and I just had to hit the road before saying good-bye.
Birden bire bir iş antlaşması peyda oldu ve veda edemeden yola çıkmak zorunda kaldım.
It's always good to have you there as a buffer.
Tampon bölge olarak orada olman her zaman iyi olur.
All good here. Just watching a dentist save a life.
Diş hekiminin hayat kurtarışını izliyorum.
Good morning, Mr. Morrello. Always a pleasure.
- Günaydın Morrello sizi görmek keyif.
And if we can stop police brutality cases, then that's a pretty good start, right?
Eğer polis şiddetini durdurursak iyi bir başlangıç yapmış oluruz, değil mi?
No, a cab. Good.
- Hayır taksiyle.
- Too good of a deal to pass up.
- Bunu geçmek için iyi bir anlaşma.
Well, this is a very good starter apartment for young couples.
Genç çiftler için başlangıç aşamasında iyi bir dairedir bu.
And this has been a really good 48 hours.
Gerçekten de güzel bir 48 saat geçirdim.
a good man 115
a good day 29
a good person 24
a good idea 40
a good job 32
a good thing 26
a good friend 50
a good guy 27
a good one 144
good 48980
a good day 29
a good person 24
a good idea 40
a good job 32
a good thing 26
a good friend 50
a good guy 27
a good one 144
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good job 2434
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
good afternoon 2327
goodwin 111
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
good afternoon 2327
goodwin 111
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17
good work today 50
good on ya 17
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17
good work today 50
good on ya 17