A hundred grand tradutor Turco
316 parallel translation
A hundred grand.
Yüz bin.
A hundred grand.
Yüz papel.
A hundred grand on odds.
Yüz papel koyuyorum.
When I was buying a hundred grand worth of equipment I was a pretty big man around here.
Bin dolarlık ekipmanları alırken burada gayet önemli bir adamdım.
Do you think I want to fall on a stolen car rap with a hundred grand waiting?
100 dolar beklerken çalıntı bir arabanın suçunu üsteleneceğimi mi sanıyorsun?
You always carry a hundred grand on evening drives?
Her zaman akşam sürücülerde yüz bin taşımak?
A hundred grand for a glance, not bad
Ona biraz bakmak için bile servetimi veriridim
Here is a hundred grand cheque
İşte 100 altınlık çek!
But, he is just too rich, he can pay off... a hundred grand at any given time!
onun kadar zengin olmak doğal değildi... hele tek seferde 100 bin vermek!
The reward on you has been raised to a hundred grand.
Başına koyulan ödül yükseltilmiş
I'm into this for a hundred grand.
Bu ise 1 00,000 dolar bagladim.
Laid out a hundred grand for a boat, found a crew from who-knows-where- - somewhere in South Podunk, and bought into our very first race- - Bimini and back.
Tekne için yüz bin dolar yatırdı, Güney Podunk'un bir yerlerinden de tayfaları getirtti, ve ilk yarışımıza katıldı... Bimini'ye gidiş ve dönüş.
A guy who's about to lose a hundred grand worth of speedboat.
Yüz bin dolarlık sürat teknesini kaybetmek üzere olan bir adamla...
You're gonna blow a hundred grand over five minutes?
5 dakika yüzünden 100 bini mi reddedeceksin?
They offered me a hundred grand.
- Bana yüzlük teklif ettiler.
- A hundred grand, Jillette.
- Yüz bin papel istiyor. - Yüz bin mi?
About a hundred grand.
Yaklaşık yüz bin.
Big club's got a hundred grand in him.
Büyük kulüplerin gözü onun üzerinde.
A hundred grand.
Yüz dolar.
I'm talking about copping a hundred grand.
Ben yüzlük papellerden bahsediyorum.
That's a hundred grand.
Bu yüz balya demek.
- Mmm-hmm? Is a hundred grand the same as 100,000?
Yüz balya yüz bin demek mi oluyor?
"A hundred grand."
Yüz balya demişti.
Tell him a hundred grand is not money.
- Yüz balyanın para olmadığını söyle!
A hundred grand plus interest?
- Belki de unutur. Haydi, beni rahatlatmak için biraz aşk ver bakalım. O herif mi?
When I told my bookie this inside information he bet a hundred grand of his own money.
Bu gizli bilgiyi müşterek bahisçime anlatınca kendi parasından, yüz bin Dolar bahse yatırdı.
If you had, you know, killed two people... murdered them... and in the process had gotten almost a hundred grand...
Diyelim iki kişiyi öldürdün. Yani cinayet işledin. Ama bu arada yüzbin dolar da paran oldu.
- I don't know... A hundred grand?
- Bilmiyorum... 100 bin dolar?
You'll save a hundred grand a year.
Yılda yüz bin dolar kazanırsın.
Where'd he get a hundred grand?
100 bin poundu nereden bulacak?
A hundred grand.
100.000 Dolar.
This could easily go for a hundred grand.
Bu tablo çok rahat yüksek bi fiyata satılır.
My sincerest apology. Now, if we can get out of Sunday school I got a hundred grand for you guys to split, but you gotta get your asses over here now.
Bir an için din dersini bir kenara bırakabilirsek bu akşam ikinize 100 bin dolar verebilirim ama hemen gelmeniz gerekiyor.
We want a hundred grand each.
İkimiz de yüzer bin istiyoruz.
We want a hundred grand each and we are firm on this.
- Hayır. Kişi başı yüz. Bu konuda ısrarlıyız.
From the IRA a hundred grand.
Bir teklif geldi. IRA'dan.
You think he'll give you a hundred grand? Yeah.
Sana 100 bin papel vereceğini mi sanıyorsun?
These guys are fascinated by anyone who can survive on less that a hundred grand a year.
Yılda 100 bin dolardan az bir parayla geçinen birinden etkileneceklerdir.
I happen to know that dame is worth a couple of hundred grand.
O kadının 200.000 dolarlık serveti olduğunu biliyorum.
But even so, a smart operator can clear himself a couple hundred grand. And that ain't exactly chicken feed.
Ama yinede zeki ve çalışkan biri gerekirse tavuk besleyerek kendisine temiz birkaç yüzlük kazanabilir ve bu Şeytan adasında
TOMMY : I think he's got a couple of hundred grand of mine.
Sanırım birkaç bin dolarım onda.
It made a crack in the moon a hundred times the size of the Grand canyon.
Büyük Kanyon'dan 100 kat daha büyük bir yarık açtı.
Two hundred and fifty strands of light, 100 individual bulbs per strand for a grand total of 25,000 imported Italian twinkle lights.
İki yüz elli tel ışık, her telde 100 adet ampul..... ve bunun toplamı da 25.000 adet, İtalya'dan ithal pırıldayan ışıklar.
A hundred grand.
100 Bin.
A hundred grand?
100 Bin?
The hundred grand that we borrowed is a hundred and fifty now and the private detective from upstairs has a 50 % contingency on the rest, and he wants it very, very bad.
Tefeciden aldığımız 100 bin dolar şu anda 150 bin oldu. Üstelik bir de peşimde özel dedektif var ve parasını istiyor.
- Six hundred grand a year.
- Yılda 600.000 dolar.
Six hundred grand a year : fifty grand a month, three precincts to pay off.
Ayda 50.000 dolar üç bölge polislerine dağılır.
He offered the cops six hundred and fifty grand a year.
Polislere bir yılda 650.000 dolar teklif etti.
For a hundred and eighty grand.
Yüz seksen bin'e.
It cost the university a couple hundred grand in legal bills... articles in the paper, you know.
Hukuki problem üniversiteye birkaç yüz bin dolara patlamış gazetede yazılar çıkmış, anlarsın işte.
a hundred times 47
a hundred 169
a hundred years ago 23
a hundred years 21
a hundred dollars 25
a hundred percent 36
a hundred bucks 28
grand 1583
grandma 1889
grandpa 1972
a hundred 169
a hundred years ago 23
a hundred years 21
a hundred dollars 25
a hundred percent 36
a hundred bucks 28
grand 1583
grandma 1889
grandpa 1972
grandfather 615
grandson 76
grandmother 260
grandmama 26
grand hotel 17
grand theft auto 49
grandad 150
granddad 239
granddaughter 53
grandkids 23
grandson 76
grandmother 260
grandmama 26
grand hotel 17
grand theft auto 49
grandad 150
granddad 239
granddaughter 53
grandkids 23