And her mother tradutor Turco
4,496 parallel translation
Where is Amelia and her mother?
Amelia ve annesi nerede?
She and her mother Grace live here along with Grace's brother, Uncle Steve.
O ve annesi Grace Steve dayılarının yanında yaşıyorlar.
The girl and her mother are in your trailer.
Kızla annesi römorkundalar.
The girl and her mother are in your trailer.
Kızla annesi karavanındalar.
Well, as you know, your mother and I have been seeing each other for a few months now, and I've grown increasingly fond of her.
Bildiğin gibi annen ve ben birbirimizi birkaç aydır tanıyoruz ve ona giderek daha düşkün oluyorum.
I understand that it's his mother and all, but... and he's gonna miss her, but you got to cut the apron strings at some point, right?
Annesini ve tüm olayları anlıyorum ama annesini özleyecek ama bir noktada önünü açman gerekiyor değil mi?
You are Lancaster, George is York, Anne is my enemy, and Mother is with her.
Sen bir Lancaster'sın, George ise bir York, Anne benim düşmanım, ve annemde onun yanında.
But I did know that she lived in France for a while, and that her mother was from France.
Ama bir süre de Fransa'da yaşadığını bilmiyordum. Annesi oralıymış.
I promised her I'd do my best, but a boy needs his mother, all's said and done.
Karıma elimden geleni yapacağıma söz verdim ama çocuğun annesine ihtiyacı var. Elden bir şey gelmez.
Mitchell... that's my son... he came home and surprised her for Mother's Day.
Oğlum Mitchell Anneler Günü'nde sürpriz yapmak için geldi.
But where you let it consume you, your mother and I have chosen to resurrect her.
Ama sen bunun seni tüketmesine izin verdin annenle ben ise onu diriltmeyi seçtik.
Your mother's entitled to her own memories, and if you think she's mistaken, then say that.
Annen kendi anılarına sahip ve yanıldığını düşünüyorsan, o zaman söyle gitsin.
We have a daughter and I didn't want her knowing that about her mother.
Kızımız vardı ve onun annesi hakkındakileri öğrenmesini istemedim.
Your mother told me about the accident, and then I-I thought I'd break up seeing my little girl fight for her life.
Annen bana kazayı anlattı, ve sonra ben de küçük kızımın hayatı için savşmasını görebileceğimi düşündüm.
Sat by and took no action while her mother and stepfather starved and beat her to death.
Annesi ve üvey babası, kızı aç bırakıp öldürene kadar dövdüğünde hiçbir şey yapmamış.
Caitlin wasn't just taken from me, she was taken from her friends, she was taken from her mother and father.
Caitlin sadece benden alınmadı arkadaşlarından alındı, annesi ve babasından alındı.
Your father and I thought it'd be a nice Mother's Day gift for Maw Maw if we helped her remember she actually had a mother once.
Baban ve ben, Maw Maw'a, bir zamanlar onun da annesi olduğunu hatırlatırsak güzel bir Anneler Günü hediyesi olur diye düşündük.
Gonna take some pictures of the house Maw Maw grew up in and see if it shakes loose any memories of her mother.
Maw Maw'ın büyüdüğü evin birkaç fotoğrafını çekip annesi hakkında bir şeyler hatırlayacak mı diye bakacağız.
Sabrina will be her mother, and... I'll just be the crazy old lady screaming from the bathroom.
Sabrina onun annesi olacak ve ben de tuvaletten bağıran yaşlı deli kadın olacağım.
And then I come here and share my opinion about cake, and you still see me as the mother who spanked you for stealing her good lipstick?
Buraya geliyorum ve pasta hakkında fikrimi paylaşıyorum ve sen beni hâlâ iyi rujunu çaldığın için seni döven annen olarak mı görüyorsun?
And, hey, it doesn't hurt having such a beautiful, supportive mother guiding you.
Böylesine güzel ve destek veren bir annenin yardımıyla da her şeyin üstesinden kolaylıkla gelirsin.
About my mother and about her involvement in the Undertaking.
Annem ve onun Girişim'le olan alakası hakkında.
About my mother and about her involvement in the Undertaking.
Annem ve onun Girişimle olan ilişkisi hakkında.
I'll ride down to Virginia, locate your mother, and bring her to New York using contacts from the old underground rail road.
Virginia'ya geçeceğim, annenin yerini bulacağım ve eski yeraltı demiryolundaki bağlantıları kullanarak anneni New York'a geri getireceğim.
And its mother is a dangerous dragon that blends in with just about anything and spits hot, burning acid and destroys whatever is in its path.
Ve annesi hemen her şeye uyum sağlayan bir yapıya sahip ve attığı sıcak yakıcı asitle temas ettiği her şeyi yok edebilen tehlikeli bir ejderha.
Every day for ten weeks the girl's mother cut her hands and feet open.
Annesi 10 hafta boyunca her gün kızın ellerini ve ayaklarını kesip açmış.
.. to restore honour to her mother and father.
- Ailesinin şerefi kurtulsun diye.
Call Mother and tell her you won't be home for breakfast.
Anneni ara ve ona de ki kahvaltı için evde olamayacaksın.
Her mother is still searching day and night in a city of 20 million.
Annesi ise 20 milyon kişinin yaşadığı bir şehirde gece gündüz hâlâ onu arıyor.
Legall, your dad and secretary Wang are strangers but she did her best and to Young she's been like a mother...
Yasalara göre baban ve Sekreter Wang iki yabancı ama Wang, Young için elinden gelen her şeyi yaptı, onun için bir anne gibi...
When I'm with Keith and we pass an open window, I sometimes get the feeling that he might try and throw himself out and deliberately land on a mother and her child.
Keith'le iken ve pencere açıkken bazen o sanki atlayacakmış ve kasten bir anne ve çocuğunun üstüne düşecekmiş hissine kapılıyorum.
Not good. The, uh, girl's mother turned out to be a big-deal... criminal defense lawyer, and... she won't let her talk.
Kızın annesi birden karşımıza ceza savunma avukatı olarak çıktı ve onun konuşmasına izin vermeyecek.
Do you know Lady Grantham's mother, Mrs Levinson, and her son?
Leydi Grantham'ın annesi Bayan Levinson ve oğluyla tanışmış mıydınız?
That the parents are dead and the mother was a friend of yours or something and that's why you've taken her in.
Ebeveynleri ölmüş ve annesi sizin arkadaşınızmış mesela. Bu yüzden alıyorsunuz.
Nine years it's been since your mother died, and still it's like you're hiding behind her skirt.
Annen öleli dokuz yıl oldu. Yine de hâlâ onun eteğinin arkasına saklanıyor gibisin.
You killed Max, her mother, and her bodyguard.
Sen Max'i, annesini ve korumasını öldürdün.
Your mother knew it, and she was trying with all her heart to tell us.
Annen biliyordu ve tüm kalbiyle bize anlatmaya çalıştı.
Call your mother and have her come get you.
Anneni ara, seni gelip alsınlar.
Oh, it's every mother's dream to have her son marry the girl next door, and Daniel certainly hasn't disappointed me.
Oğlunun komşu kızıyla evlenmesi her annenin hayalidir ve Daniel kesinlikle beni hayal kırıklığına uğratmadı.
Your mother always said you and I were... we're too alike. You know?
Annen her zaman, ikimizin birbirimize çok benzediğini söylerdi.
And with Manuel's mother corroborating his story, we can't even hold her much longer.
Annesi de Manuel'le ağız birliği ettiğine göre onu daha fazla tutamayız.
I know I would have named her after my own mother. And I know this is her.
Kendi annemin adı var onda biliyorum.
You killed a mother and her child.
Bir anne ve onun çocuğunu öldürdün sen.
She called her mother, she called her father and then she kept silence
Önce annesine, sonra babasına seslendi ve ardından sustu.
You've seen her mother and grandmother at the shows.
Annesini ve anneannesini yarışmalarda görmüştünüz.
Sully is the FBI's most wanted, but all his mother has to do is snap her fingers, and he jumps.
Sully, FBI'ın en çok arananlarından biri. Ama annesinin parmaklarını şaklatması, Sully'nin köle olmasına yetiyor.
She's your mother, and she's in trouble, you gotta help her.
Başı dertteyse ona yardım etmek zorundasın.
Luckily, Audrey's as good at lying as I am, and impersonating her mother.
Şansa, Audrey benim kadar yalancı ve annesini iyi taklit ediyor.
But I remember everything. and about Kurapika's mother and father. you'd definitely get revived as a doll.
Ama her şeyi hatırlıyorum. İhtiyarı, annenle babanı, her şeyi. Öldükten sonra bir kukla olarak dirilmeni sağlayacağım.
More than your mother can afford, and I'm gonna charge her, believe me.
Annenin karşılayabileceğinden daha fazla, ben de annene ödeteceğim, inan bana.
Anyway, I caught the case, and the mother was out the picture, her father was missing in action.
Her neyse, davayı ben aldım. Annesi önceden çekip gitmişti, babası da ortalarda yoktu.
and here 683
and here you go 26
and here i was 16
and here you are 183
and here we go 118
and here they are 24
and here it is 109
and here they come 18
and here he comes 19
and here it comes 20
and here you go 26
and here i was 16
and here you are 183
and here we go 118
and here they are 24
and here it is 109
and here they come 18
and here he comes 19
and here it comes 20
and here's the kicker 17
and here's the thing 41
and here we are 249
and here i am 205
and here he is 45
and here she is 38
and here's why 34
and her 173
and her husband 30
and her daughter 18
and here's the thing 41
and here we are 249
and here i am 205
and here he is 45
and here she is 38
and here's why 34
and her 173
and her husband 30
and her daughter 18
and her father 16
and her brother 18
and her son 20
her mother 123
mother 8072
motherfuckers 280
motherfucker 2207
motherfucking 21
mothers 67
mother fucker 47
and her brother 18
and her son 20
her mother 123
mother 8072
motherfuckers 280
motherfucker 2207
motherfucking 21
mothers 67
mother fucker 47