And me tradutor Turco
327,816 parallel translation
This is between him and me.
Bu onunla benim aramda.
And between you and me, I think he's got something for you know who.
Ve aramızda kalsın ama bence birine abayı yakmış.
And me.
Ve beni.
And me... a guy with a monogrammed stapler, knows nothing.
Bense... Adı zımbaya kazınmış adam, hiçbir şey bilmiyorum.
It's me. And it's spreading.
Beni çevirdi ve gittikçe yayılıyor.
And unless I find a new heart soon, there won't be any of me left.
Ve yeni bir kalp bulmazsam eğer benden geriye bir şey kalmayacak.
It means that in all your sobbing over Robin's death and your broken heart, all you did was blame me.
Şu demek... Robin'in ölümünden beri ağlayıp, üzülürken hep beni suçladın.
And now you're here to lecture me?
Şimdi de gelmiş bana akıl mı veriyorsun?
Creating one of the most powerful spells ever to exist, one that will allow me to travel back in time. And where exactly do you plan on going with this time-travel spell? Ah.
Zamanda geriye gitmemi sağlayacak olan gelmiş geçmiş en güçlü büyüyü icat etmek.
And... and she gave me this shirt.
Ve... ve bana bu gömleği verdi.
And here I was thinking that it was'cause you had so much fun with me last time.
Ve işte burada olduğunu düşünüyordum Çünkü geçen sefer benimle çok eğleniyordun.
Mr. Ruiz called me because he said the DEA was ready to make a deal, and I was there to help with the negotiation.
Bay Ruiz beni aradı çünkü dedi DEA bir anlaşma yapmaya hazırdı, Ve müzakereye yardım etmek için oradaydım.
You almost got me and my witness killed.
Beni neredeyse yakaladın ve tanık öldürüldü.
For me... and my reputation.
Benim için... ve itibarım.
Here is me going out the door, and once I'm gone...
Işte ben kapıdan çıkıyorum Ve bir kere gittikten sonra...
Oh, and you tried to kill me three times.
Oh, ve sen beni üç kez öldürmeye çalıştın.
Well, I've been working on this case for years, and now all of a sudden there's three attempts on me.
Bu davayla yıllardır çalışıyorum. Ve şimdi aniden bana üç deneme var.
But, um, I-I'm sorry, I couldn't help but overhear, uh, you talking about your decision to leave your firm, and take it from me, nothing compares to being on your own...
Ama, ben, özür dilerim, yardım edemedim, ama kulak misafiri değilim. Uh, firmanızdan ayrılma kararından bahsediyorsun, Ve benden al, hiçbir şey varoluşa kıyasla
You take me, and you put me at one of those firms,
Beni alırsın ve beni o firmalardan birine sokarsınız.
please wait for me to call, and then you can kick the door in.
Lütfen beni aramayı bekle Ve sonra kapıyı içeri alabilirsin.
Distorted it, and then sent the distorted version to me.
Üzerinde oynayıp bana gönderdi.
Just seeing and smelling the shit right in front of me.
Burnumun ucundaki şeyleri koklayıp onlara bakıyordum.
They'll make me a pallbearer, and you're too fucking fat to carry.
Tabutunu taşımak gerekecek ama sen taşınmayacak kadar şişkosun amına koyayım.
So, let me see your ID and your carry permit.
Kimliğini ve taşıma ruhsatını göreyim bakalım.
Well, iif what my sister told me was true, he... he was taunting her, to... to make her feel like she was partly responsible for what happened, and...
Kardeşimin bana dediği doğruysa o... O, kardeşimi yaşananlar için sorumlu olduğu konusunda manipüle edip... Onu teşvik mi ediyordu?
And once I realized that her pelvic ligaments were loose, it led me to Relaxin, which is a vasodilator.
Leğen kemiği dokularının gevşediğini fark edince de bir damar genişletici olan Relaksin'i buldum.
Noah, you are incredible, and you deserve to be with someone who makes you happy, but... it's just... it's not me.
Noah sen harika birisin, ve seni mutlu edecek birini hak ediyorsun, ama... o ben değilim.
Because I've disabled the security systems, and the guards still work for me.
Çünkü güvenlik sistemini devre dışı bıraktım, ve korumalar da hala benim için çalışıyorlar.
Then I'd come home, and something stopped me.
Eve döndüğümde hep bir şeyler bana engel oldu.
And after he spent the better part of an hour whipping me with his belt, he sat me down and told me all about Rittenhouse.
Ve yarım saatten fazla zamanını beni kemeriyle kırbaçlayarak geçirdi, beni oturttu ve bana Rittenhouse'la ilgili her şeyi anlattı.
And he led me here to this.
Ve beni buraya getirdi.
You'll try and kill me again?
- Ne? Beni yine mi öldürmeye çalışırsın?
So, the beautiful young maiden, that's you, and the handsome rogue, that's me, made a deal.
Sonra güzel bir genç kız, bu sensin yakışıklı bir haydutla, bu da benim, anlaşma yaptı.
We followed some lanterns, I saved you from gothel, you saved me from... death, and then you got arguably the world's most overly dramatic haircut.
Fenerleri takip ettik, Ben seni Gothel'dan kurtardım. Sen beni... ölümden kurtardın. Ardından çok dramatik bir şekilde saçlarını kestin.
But believe me, I've been all around the world and it doesn't get any better than this.
Ama inan bana, dünyanın her yerini gezdim. Bundan daha güzel bir yaşam yok.
I just wish my dad would let me get out and see the real world.
Keşke babam gerçek dünyayı görmeme izin verseydi.
Rapunzel, from the moment i first met you and you knocked me out with that frying pan,
Rapunzel, tanıştığımız ilk an... Ve beni tavayla bayılttığın an bunun aşk olduğunu anladım.
I need to get out and clear my head without a fleet of guards tailing me.
Tabii peşimde muhafızlar ordusu olmadan.
Can you stay here and watch fidela for me?
Sen burada kalıp Fidela'ya göz kulak ol.
Until that burden is imposed on you, I'm asking that you trust me that I know how to keep danger as far away from you and this kingdom as is humanly possible.
Bu yük sana geçene kadar senden istediğim kötülükleri ailemizden ve krallığımızdan en insani şekilde uzak tutmaya çalıştığıma inanman.
And since when did she start keeping secrets from me?
Ne zamandan beri benden sır saklıyor ki?
For 18 long and agonizing years i swore that if somehow, someway, by some miracle the fates decided to show mercy and return you to me, I would never let anything happen to you again.
Acı dolu 18 yıl boyunca..... eğer bir şekilde kader insafa gelip seni bana geri verirse bunun bir daha olmamasını sağlayacağıma yemin ettim.
And now that this has returned, the very reason you were snatched away from me in the first place, I'm afraid I'm left with no choice, sweetheart.
Ve şimdi bu döndüğüne göre,... benden alınmanın sebebi olan saçların geri geldiğine göre korkarım başka seçeneğim yok, tatlım.
And it's not just a sketch of me.
Eşkâlim değil, kendim.
He told me to buy canned food and get in a bunker.
Konserve yiyecek alıp sığınağa girmemi söyledi.
Ooh, jet packs, a decent Tupac hologram. And please don't get me started on the Second Avenue Subway.
Sırt roketleri, doğru dürüst bir Tupac hologramı, hele İkinci Cadde Metrosu, sakın ondan başlatma bana.
But no one here will listen to me, so I have to find that phony and make him tell the truth.
Bu yüzden o dev sahtekârı bulup gerçeği söyletmeliyim.
You better make like me eating beans drunk and spill the beans.
Ağzındaki baklayı çıkarsan iyi edersin.
Every weather system is unique, but today the barometer is falling, the Atlantic is too warm, and my calf implants are killing me.
Her hava sistemi kendine özgüdür. Ama bugün barometre çakıldı, Atlantik çok ısındı ve baldır protezlerim sızlıyor.
I hate change,'cause every change in my life has been rotten- - my husband dying, me constantly getting hit by Citi Bikes, caller ID ruining my crank yanking, and this mole.
Değişimden nefret ediyorum çünkü hayatımdaki bütün değişimler berbattı. Kocamın ani ölümü, belediye bisikletlerinin sürekli bana çarpması, telefon numaraları göründüğü için yapamadığım şakalar ve bu ben...
First Jacqueline gets a hottie with a body- - trademark me, 1994- - and now you're gonna be on TV, and TV's in yet another golden age.
Jacqueline bir deli adaleli buldu. Tescili bende, 1994. Sen televizyona çıkıyorsun.
and merry christmas 27
and meanwhile 86
and mean 19
and me too 52
and me included 17
and men 25
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
and meanwhile 86
and mean 19
and me too 52
and me included 17
and men 25
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31