English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ A ] / As for us

As for us tradutor Turco

1,919 parallel translation
AS FOR US, 300 MILLION PEOPLE WAS ABOUT A MILLION TIMES BIGGER THAN ANY OTHER AUDIENCE WE'D EVER HAD.
300 milyon kişi, bizim genel kitlemizin bir milyon katıydı.
They'll be waiting for us coming off the train, as usual.
Her zamanki gibi bizim trenden inmemizi bekliyor olacaklar.
He has given us such excellent work that I think that now is as good a time as any to announce that we will be sending the deputy's name forward to the city council for confirmation as Baltimore Police Commissioner.
Mükemmel bir iş çıkardı ve Şube Müdürümüzün isminin ilçe meclisine Baltimore Emniyet Müdürü olarak gönderildiğini açıklamak için de bundan daha uygun bir zaman olacağını düşünemiyorum.
Or you carry this for all of us, carry it as far as you can.
Ya bu yükü hepimizin yerine taşırsın ya da taşıyabileceğin yere kadar.
And we will not stand idly by as they single out our leaders and selectively prosecute - or should I say persecute them - just because they have the courage and the fortitude to stand up for us.
Onlar bizim liderlerimizi, bizim adımıza cesaret ve metanetle savaşıyor diye seçip seçip yargılarken ya da zulmederken mi desek öylece boş boş durup onları izlemeyeceğiz.
When they took us off Marlo this last time, when they said they couldn't pay for further investigation, I regarded that decision as illegitimate.
Bizi Marlo'dan en son çekişlerinde soruşturma için gerekli parayı veremeyeceklerini söylediklerinde kendi kendime yasadışı bir şey yaptım.
It makes it possible for us to record on to the computer's hard drive at the same time as we're recording on to the video camera.
Evet, bir yandan kameraya çekerken bir yandan da bilgisayar hafızasına kaydetmemizi sağlıyor.
In order for us to maintain our position... as a top importing camp for the Haven, we're gonna have to change some of our procedures around here.
Sığınağın en önemli kampı olarak bize de pozizyonumuzu korumamız emredildi. Buradaki bazı prosedürleri değiştirmemiz gerekecek.
But, wouldn't be the first time one of us fell for our secretaries.
Lakin, içimizden birinin sekreterine aşık olması ilk değil.
For us, time doesn't work the same as it does for you.
Zaman bizim için sende olduğu gibi işlemez.
For us time doesn't work the same as it does for you.
Zaman bizim için sende olduğu gibi işlemez.
The fastest way for us to get that information is to gain access to the CTU servers that have been sealed as a result of Senator Mayer's investigation.
Bunu yapabilmenin en hızlı yolu... Senatör Mayer'ın soruşturması sonucu mühürlenen CTU sunucularının hemen devreye sokulmasıdır.
Are you crazy, are you who need, let the car waiting for us.
Boş versene. Asıl ona ihtiyacın var. Arabada bekleyeceğim.
Of course. ADM decides Whitacre's a thief as soon as they find out he's working for us.
ADM, Whitacre'ın bizimle çalıştığını öğrenince hırsız olduğuna karar verdi.
Smokin'hot drunk-as-shit geese just waiting to drop their panties for us.
Seksi, fena sarhoş olmuş ve bizim için donlarını indirmek isteyen kazlar. Aynen.
What for an alien might be seen as something recreational setting fire to a truck, derailing a train is for us, obviously, an extremely destructive act.
Uzaylıların eğlence için yaptıkları bazı şeyler bir kamyonu yakmak, bir treni devirmek falan elbette bizim için çok tahrip edici bir şey.
It had been one hell of a day for all of us, so knowing the real work was just starting, we turned in early.
Hepimiz için oldukça zor bir gündü. Asıl işin daha yeni başladığını bildiğimiz için erken yatmaya karar verdik.
We can pretend there's a big orchestra of violins and they're playing just for us as we dance.
Burada sadece bizim için çalan bir keman orkestrası varmış gibi davranırız.
Honestly, I knew it wasn't worth the wait for either one of us, but as long as I was in the power position,
Dürüst olmak gerekirse, ikimiz için de beklemeye değmeyeceğini biliyordum. Ama güçlü olan tarafta olduğum sürece, mutluydum.
That's up to the courts, and today Nazir's group, Juyush as-Thar claimed responsibility for the US convoy blown up earlier this year.
Buna yargı karar vermeli. Nazir'in terör örgütü Juyush as Thar, yılın başındaki, Amerikan konvoyunun havaya uçurulması eylemini üstlendi.
Now he's saying we did it because the U.S. believes that as long as FARC is a problem, Colombians will be dependent upon us for aid, and therefore will remain America's puppet.
Şimdi diyor ki, bu görüşmeyi yaptık, çünkü Amerika'ya göre FARC bir problem olmaya devam ettiği sürece Kolombiyalılar ABD'ye muhtaç olacak ve bu da onları Amerika'nın kuklası haline getirecek.
Thank You for... letting us remember... that as long as we're together, we can get through all your trials and tribulations.
Birlikte olduğumuz sürece, tüm sıkıntı ve kederlerin üstesinden gelebileceğimizi bize hatırlattığın için sana şükürler olsun.
AND SO IT IS EXTREMELY IMPORTANT FOR US TO UNDERSTAND ALL ASPECTS OF THE VARIABILITY OF THE SUN.
Bu yüzden, güneşin değişkenliğinin tüm yönlerini anlamak bizim için aşırı derecede önemlidir.
So, I said that you said they could stay with us for as long as they needed to.
Ben de, onlara bizimle gerektiği sürece kalabileceklerini söylediğini söyledim.
There's a joke in the airline when we get our wings pinned on us as new-hire airline pilots that the company just kinda says, "Hey, don't apply for food stamps in your uniform."
Havayollarında bir şaka vardır, Yeni pilotlar olarak, üniformalarımıza pilot kanatları rozetimiz takılırken, şirketten bize "Bakın, gıda yardımı talep etmeye sakın üniformalarınızla gitmeyin!", derler.
And that has proven to be very lucrative for us as workers.
Ve bu sistem, bir çalışanlar için son derece kârlı olduğunu kanıtladı. Buradaki üretim zincirinde çalışanlar, yılda en az 65 bin dolar kazanıyor.
Forgive us our trespasses as we forgive those who trespass against us, and lead us not into temptation, but deliver us from evil, for Thy is the kingdom, the power, and the glory, forever and ever.
Bize karşı günah işleyenlerin günahlarını affettiğimiz gibi sen de bizim günahlarımızı affet ve şeytana uymamamız için bize yardım et. Bizi şeytandan kurtar. Sonsuza kadar göklerdeki krallığa, güce ve övünce sahip olacak olana.
I'd used my powers for evil and as if I brought a curse on us all.
Güçlerimi kötü bir amaç için kullanmış ve böylece hepimizi lanetlemiştim.
So, in terms of your actual meeting with him, it's important to remember, for all of us to remember, where we are trying to get to in this programme... the truth.
O'nunla asıl karşılaştığınız anlarda hatırlaman gereken, hatırlamamız gereken en önemli şey bu programda varmak istediğimiz yer neresi... gerçek...
Maybe God had a better idea for us,'cause I was sure as hell out of ideas.
Belki de bu iyi bi fikirdir çünkü biz bunu aşamadık
That's the first important step, as I see it, to begin the reconciliation for us as a species out of context.
Bu, bizim gibi kapsam dışı bir tür için uzlaşmaya başlamak için önemli ilk adım.
As bad as it's been between us, it hasn't been any better now that we're broken up, not for me anyway... And especially not for Oliver.
Aramızdaki sorunlar ayrıldığımızdan bu yana daha iyi olmadı benim için olmadı en azından ve özellikle Oliver için.
As we became more and more successful, everything became a bigger look for us.
Biz daha başarıIı oldukça herşeyin boyutu değişti bizim için.
"for as long as we both shall live, " til death do us part.
"Yaşadığımız sürece, ölüm bizi ayırana dek."
So give us your patience for just a little while longer, and we'll get you home just as soon as we can.
Bu nedenle hepinizden bir süre daha sabırlı olmanızı istiyorum ve mümkün olan en kısa süre içerisinde sizleri evlerinize göndereceğiz.
No... but, honey, doesn't it strike you as odd that Sean shows up out of nowhere and asks us for money?
Hayır... ama, hayatım, Sean'nın bir anda ortaya çıkıp gelmesi ve bu para seni rahatsız etmiyormu?
For some of us, the problems we have as adults go back to our mothers.
Bazılarımız için yetişkinken sahip olduğumuz sorunlar, annelerimize kadar geri gider.
As long as any humans exist, there's no room for us.
İnsanlar var olduğu sürece bize burada yer yok.
This whole Captain Industry thing, it's too big for us.
Bu Kaptan Piyasa işi bizi aşıyor.
And you will arrange for your armies to crush us as well.
Tabii bizi ezmeleri için ordularını ayarlayasın.
Why don't you go back to Sam... as a friend but at the same time work for us... give us information about him.
Sam'in yanına gideceksin.. arkadaşın olarak aynı zamanda bizim için çalışacaksın... onun hakkında bize bilgi vereceksin.
They would handcuff us to the ceiling... and keep us hanging that way for up to 40 hours... then... they would put a hood on us... and urinate on it...
Bize kelepçeleyip tavana astılar... ve bizleri 40 saata kadar asılı bıraktılar... sonra... kafamıza çuval geçirdiler... ve yüzümüze işediler..
And after all that my father's done for you, bringing you into our home, treating you as if you were his own son, and this is how you repay us?
Babam seni evimize aldı öz oğlu gibi korudu babamın senin için yaptıklarının karşıIığı bu mu olacaktı?
Yeah, we were saying as you entered the four of us could maybe go for a midnight walk tonight.
Sen gelirken biz de belki dördümüz gece yürüyüşüne çıkarız diyorduk.
Gentlemen, I think that I speak for all of us when I say that the only reason that I took this job was to do as little work as humanly possible.
Baylar sanırım Buy More'da işe girmemizin sebebinin mümkün olduğu kadar az iş yapmak olduğunu söylersem bana siz de katılırsınız.
As you seem to have everything worked out, what do you need us for?
Sen herşeyi halletmişsin gibi gözüküyorken bize niçin ihtiyacın var ki?
This unprevailing woe, and think of us as of a father, for let the world take note, you are the most immediate to our throne, and with no less nobility of love than that which dearest father bears his son,
Bizi de baba bil kendine, öyle bil ki halk da anlasın, tahtımıza en yakın kişi olduğunu.
If it will please you to show us so much gentry and good will as to expend your time with us awhile, for the supply and profit of our hope, your visitation shall receive such thanks as fits a king's remembrance.
Nezaket ve iyi niyetinizle lütfedip bizlere biraz vaktinizi bağışlarsanız, bize yardım etmiş, umut vermiş olursunuz. Bir kral hafızasında yer edecek minnetlerimizi kazanırsınız kalmakla.
Now it's time for all of us to open our hearts As we auction off some of the city's finest items For one of the finest causes.
Şehirdeki en güzel eşyaların bazılarını, en nadide amaçlardan biri için açık arttırmaya sunuşumuz sebebiyle kalplerimizi açma zamanı geldi.
Just to let you know there's a bunch of us going to go up as far as Isabel House for a little traditional session - - a bus outside to take us there, you know, if you wanted to follow us up later on or something.
Sadece bir kaç arkadaşla, Isabel House'taki geleneksel toplantımıza gideceğimizi haber vermek istedim. Dışarıda otobüs bekliyor. Gelmek isterseniz diye haber vereyim dedim.
Steve, yes, today is a great day for all of us at Dow and, I think, for millions of people around the world as well.
Evet, Steve. Bugün Dow'daki bizler adına harika bir gün. Ve inanıyorum ki, dünya çapında milyonlarca kişi için de öyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]