At the bar tradutor Turco
4,689 parallel translation
He said that, to ask the guy at the bar.
Bardaki adama sorun dedi.
Like that guy at the bar over there.
ªu bardaki herif gibi.
I met her at the bar yesterday.
Onunla dün barda tanışmıştım.
- We were at the bar. -... the bar!
Biz bir... bardaydık!
And he's not supposed to be sittin'at the bar.
Vin... Hem bunun barda oturmaması lazım.
Won't you join me at the bar then?
Barda bana eşlik etmeyecek misin?
The wife gone, and you're at the bar,
Eşin gitmiş ve sen de bara geldin.
I had a lot at the bar.
Barda çok içtim zaten.
You are stupid drunk at the bar
aptalsın Barda sarhoş
Then you kiss any kind at the bar?
Sonra her türlü öpmek Barda?
First, it is just a kiss at the bar, but at no time Boquete in the bathroom.
Birincisi, sadece bir öpücük Barda, ama hiçbir zaman Banyoda Boquete.
You at the bar -.
Barda Sen -.
Gunner I had told you everything I had to tell you back at the bar.
Gunner, sana her şeyi anlattım. Sana bara geri dönmeni söyledim.
I want to be a sushi chef, here at the bar.
Suşi şefi olmak istiyorum. Burada, barda.
He made me pay for my own drink at the bar.
Barda bana kendi içkimin parasını ödetti.
Well, you had two glasses and you had two at the bar and if you die, I don't get to take your course and it's going to screw up my whole schedule.
Masada iki kadeh, barda iki kadeh içtin. Eğer ölürsen derslerini kaçırırım. Bu da bütün programımı bozar.
I often get told there's a hot babe waiting for me at the bar, but none of them are this smokin'.
Bazen barda beni bekleyen çıtırlar olduğunu söylerler ama hiçbiri böyle seksi olmuyor.
Leaving a girl like that at the bar, mate?
Derdin ne? Öyle bir kızı niye bırakıyorsun, dostum?
Carmen conheceuum stranger at the bar.
Carmen, barda bazı yabancılarla karşılaşmıştı.
They're courtesy of the gentlemen at the bar.
Bunlar bardaki beyefendinin ikramı.
Thanks. Hey, so I saw you talking to Nicki at the bar.
Barda Nicki'yle konuştuğunu gördüm.
- At the bar.
- Barda.
Let's go and tell each other stories at the bar.
Bara gidip birbirimize diğer anılarımızı anlatalım.
You didn't see me cutting you off when we were at the bar, did you?
- Bardaki içkiler beni kesmedi. Seni?
How many sleepless nights have you put her through at home, alone, wondering where you are, imagining the worst when - - when really you're at the bar or at the mall spinning your secret-agent nonsense?
Onu evde kaç gece yalnız uykusuz bıraktın? Nerede olduğunu merak edip, en kötüsünü düşünürken sen aslında barda ya da AVM'de gizli ajan saçmalığını sürdürürken?
I'm just gonna go hang out at the bar.
Ben gidip barda takılacağım.
Just some guy at the bar.
Bardaki adamın teki.
At the bar, getting us drinks.
Barda, içki alıyor.
And at the Paris Peace Accords in 1973, after the Vietnam War... she found Trask... and killed him.
Sonunda, Vietnam Savaşı'nın ardından, 1973'teki Paris Barış Anlaşması'nda onu buldu ve öldürdü.
Ask for Giggles at the DD Bar.
DD Barda, Giggles'ı sorun.
Some parking tickets and shit, until about a month ago, when she got arrested at a dui checkpoint at a bar in the Valley called Cabos.
Sadece park etme biletleri ve birkaç ıvır zıvır, taa ki, Cabos adında Valley bulunan bir barda kontrol sonrasında tutuklanıncaya kadar.
Speaking of fun, for your challenge at the Gallery Club, Miss Hall, you have to dance on a bar, table or in a go-go cage!
Miss Hall, eğlenceden bahsetmişken Gallery klüpteki sıradaki dansın masa üzerinde yada kafes içinde olacak..
Christina Welch, 28, red hair, hot as hell, sitting at a deuce by the bar.
Christina Welch, 28, kızıl, çok çekici, barın yanında oturuyor. Gözüne mutlaka çarpar. Christina.
I'm going to ask Mr. Yoshida if you can assist at the sushi bar.
- Bay Yoşida'dan suşi barda yardımcı olmanı isteyeceğim.
Soto put a bit of extra cash our way we all started working the door at one of London's roughest clubs, the Bear Pit.
Biraz nakite ihtiyacımız var. ... ve hepimiz Londra'nın en güzide barında çalışmaya başladık. Bear Pit.
The newspaper guys here, the druggies in the middle, the surly staff at the very end of the bar.
Gazeteciler burada, uyuşturucu kullananlar ortada ve kavgacı elemanlar da barın en dibinde takılırdı.
Roger, he used to hang from the lamppost at the end of the bar.
Roger, barın sonundaki lambanın altında takılırdı.
Well, she bumped into me at a bar the other night...
Geçen gece barda çarpışmıştık...
You see the woman at the end of the bar'?
Barın sonundaki kadını görüyor musun?
... pupating in silk shelters at the base of legumes or herbs.
... tane ya da otların üstündeki ipek barınaklarında pupa evresini geçiriyor.
I'll be over at the bar. Look at him.
Ona baksana.
They're on the left-hand side at the bottom of the bar, mate.
Barın sonunda, sol tarafta, dostum.
Did you get held up at the nail bar?
Manikürcüde işin uzun mu sürdü?
I know how you love to shovel it in at the Sizzler salad bar.
Sizzler salata barında onları götürmeye bayıldığını biliyorum.
Horse walks into a bar and the bartender says, "Why the long face?"
At bardan içeri girmiş ve barmen, "Suratın neden asık?" demiş.
I won't blame you for having a few trust issues but I just thought that you know, you and me burying the hatchet might be a good story, reservation at the door.
Güven sorunu yaşamanı anlayışla karşılarım ama barışmamızdan iyi bir hikâye çıkabilir. Kapılarda kuyruk oluşur.
They drink at The Hollywood or the Uptown Bar - tittle places deep in the city, and they argue there about things they don't understand - politics, race, religion.
Ya Hollywood Bar'da ya da Uptown Barında içerler. Arka sokaklardaki karanlık yerler. Anlamadıkları konular hakkında tartışırlar.
Look at the roll bar in that baby.
şu bebekteki. devrilme çubuğuna bak
- Yeah, worked at the pool bar At the palladium hotel.
- Evet, Palladium otelde havuz kenarındaki barda çalışıyordu.
Yeah, yeah. Seven o'clock at the burger bar.
Evet, evet. 7'de burger barda.
- Okay. Priscilla, isn't it true that you were at the Santa Bar-Bar-Bara pub the night of Jackson Hale's murder?
Priscilla, Jackson Hale'in öldürüldüğü gece Santa Bar-Bar-Bar'da olduğun doğru mu?
at the movies 19
at the age of 82
at the end of the day 343
at the end 233
at the very least 397
at the same time 408
at the airport 47
at the moment 453
at the time 529
at the house 47
at the age of 82
at the end of the day 343
at the end 233
at the very least 397
at the same time 408
at the airport 47
at the moment 453
at the time 529
at the house 47