English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ B ] / Back me up here

Back me up here tradutor Turco

270 parallel translation
Girls, back me up here.
Kızlar, buraya gelip beni destekleyin.
Jay, Arty, you said you would back me up here.
Jay, Arty, beni bu konuda destekleyeceğinizi söylemiştiniz.
- I think Chet'll back me up here.
- Sanırım burda Chet bana arka çıkar.
Back me up here.
Bana arka çık.
For Christ's sake, somebody back me up here!
Tanrı aşkına, biri beni tutuklasın.
But she played a one-night stand on me and beat it down here... while I was following a chump steer... all the way up to Memphis and back for the last month.
Geçen ay, ben ta Memphis'e kadar yanlış izin peşinde gidip geri dönene kadar o yapacağını yapmış, soluğu çoktan burada almıştı.
Well, I figured that was a good place to be because they had to rear up and show themselves in order to shoot at me and the rest of the boys back here. And whenever they did, I could touch'em off.
Oranın uygun bir yer olduğunu düşündüm çünkü bana ateş etmeleri için ortaya çıkmak zorundaydılar ve diğer çocuklar burada, arkadaydı ortaya çıktıkları an, onları vurabilirdim.
You go up there and live seven years with my wife, and then if you're still in your right mind, come back down here and tell me about it.
Benim karımla yedi yıl geçirin... eğer aklınızı kaçırmazsanız, gelip bana haber verin.
And it winds up right here. with Reardan waitin'outside to see if I go with you or he shoots me in the back.
Kris Barden'ın oğlu öldü ve Rearden dışarıda bekliyor ya seninle birlikte gelirim ya da sırtımdan vurulurum.
LOOK, COULD YOU COME BACK HERE AND PICK ME UP A LITTLE LATER?
Buraya geri dönüp sonra beni yine alır mısın?
How soon do you think you can come back up here and help me?
Ne zaman buraya dönüp bana yardım edebilirsin?
The help have got orders to knock... and no punk would be sap enough to come back here and stick me up.
Garsonların kapıyı çalmak gibi bir hakları yoktur. Ve bir acemi çalışan bile buraya gelip beni rahatsız etmeye cürret edemez.
I thought while I was here I'd pick you up and take you back with me.
Buraya gelmişken seni de alıp yanımda götürürüm diye düşündüm.
I asked you to come up here, Scottie, knowing that you'd quit detective work but I wondered whether you'd go back on the job as a special favor to me.
Scottie, dedektiflik işini bıraktığını düşünerek seni buraya çağırdım ama bana iyilik olsun diye işe tekrar döneceğini düşündüm.
Good thing I'm taking you back to Rome with me, or who knows what you'd end up like here.
İyi ki, seni yanımda Roma'ya götürüyorum,.. ... yoksa böyle bir yerde sonun nasıl olacaktı kim bilir.
If he were here he would have to back me up in this.
Şef burda olsaydı sözlerimi doğrulardı..
You lads come and pick me back up here at 10 : 56 And we rendezvous in the back room of the cow and sickle At 11 : 15.
Siz beni 10 : 56'da alırsınız ve 11 : 15'te Cow and Sickle'ın arkasında buluşuruz.
You go back in and tie him up, and bring him out here to me.
İçeri dön ve onu bağla, ve onu buraya getir.
I thought I'd get me a good gun and come on back up here, maybe a box of them little glass trinkets and box of nails, swap these heathens out of their hides.
Kendime güzel bir silah alır, buraya yeniden çıkıp belki küçük bir kutu cam bibloyla çiviyi bu barbarların postlarıyla takas ederim.
We'll come back up here, you and me, huh?
Buraya yeniden çıkarız beraber.
You come in wth me and clear this up I'll have you back out here in 3 days.
Bu durumu çözmek için benimle gel üç gün içinde tekrar burada olmanı sağlayayım.
It sure would be a big help if you could tell me how you made it all the way back up here.
O kadar yolu yukarı nasıl çıktığından bahsedersen bana çok yardımın dokunmuş olur.
I sent the officer who brought me up here back down for dinner.
Beni buraya getiren memuru akşam yemeği için geri gönderdim.
Davidson here will back me up on this.
Davidson beni bu konuda destekleyecektir.
I come back through here around 9, and if this lucky guy stands you up again, let me buy you a cup of coffee?
9 gibi buraya geleceğim ve eğer şu şanslı çocuk yine gelmediyse sana kahve ısmarlarım.
I'm going to kneel here, at your feet, and I'll not get up till you look back at me.
İşte burada ayaklarınıza kapanacağım, siz tekrar yüzüme bakana kadar da kalkmayacağım.
Do you want me to bring Margie back up here?
Margie'yi buraya getirmemi ister misin?
Come on, let's go. You go on ahead, but I ain't letting no flying Christmas tree ornament back me up out of here before I do what I got to do.
Ama ben bir yılbaşı ağacı süsünün beni kovalamısına izin vermem işimi yapmadan önce.
J.T., I need you to back me up on this one here.
Yapma, bana destek olman gerekir.
When your sister gets here, let me do... the talking, but back me up whatever l- -
Kız kardeşiniz geldiğinde, benim konuşmama izin verin... ama ne dersem diyeyim benim arkamda...
But you have me locked up in here ever since I got back.
Ama geldiğimden beri beni bu odaya kilitledin.
Excuse me, my fashion-impaired friends I'm here to tell you hats are back. And this time, they've ganged up and formed one giant super-hat.
Affedersiniz, bu benim moda-anlayışım arkadaşlar Burada sana diyeeceğim şey şapkalar arabanın arkasına ve şimdi, Bu muazzam süper-şapkaya sözlü olarak saldırdılar.
Wait till you need somebody like me to back you up. I won't be here.
Bekle Müdür, benim gibi senin kıçını kollayacak birisine ihtiyacın olana kadar ve o zaman ben olmayacağım.
I brought his daughter back from Mexico a couple of years ago... and I was in pretty bad shape, so he let me hole up here.
Birkaç yıl önce, kızını Meksika'dan getirmiştim ve o zaman oldukça kötü durumdaydım. Burada yuvalanmama izin verdi.
Havert I been up here breakin'me back digging'it out?
Bunu bulup çıkarabilmek için k.çımı yırtmadım mı burada?
Instead of calling me, you had me fly up here to tell me to go back to the computer and then fly back again tonight?
Beni telefonla aramak yerine buraya kadar getirip de şimdi de bilgisayar başına dönmemi ve gece yine gelmemi mi istiyorsun?
We'll go cruising, we'll pick up chicks. Come back here, and the three of you can make me dinner.
Dolaşmaya çıkar, kızları toplar buraya geri gelir sonra da üçünüz, bana yemek yaparsınız.
So either you tie me up and have Ned carry me back, or I stay right here.
Yani beni bağlarsın ve Ned'e geri taşıtırsın beni, ya da burada kalırım.
You were supposed to be here to back me up.
Bana destek olmak için burada olmanız gerekiyordu.
Because I'm telling you, man, me and Kelly are going on a moonlight boat ride tonight and having some brandies by that fireplace downstairs, so when we get back up here- -
Sonra alt kattaki şöminenin başında birkaç kadeh brendi içeceğiz. Yani odamıza döndüğümüzde... Hey!
- Yo, boy, back me up, here!
- Bana destek olsana.
And then we ended up in the studio where Mick's over there and I'm over here and Joe has to go back and forh to tell me,
Özledim sevgilimi, özledim eğlenceyi... Kanunla savaştım ve... En sonunda stüdyodaydık ve Mick de oradaydı ben de oradaydım ve Joe bana yaklaşıp...
Well, when I stopped breathing, he lifted me onto the gurney, rushed me up here, and they brought me back as quick as they could.
Nefes alamadım... beni hemen kaldırıp buraya getirdi. Ve en kısa sürede... beni geri getirdiler.
Somebody owes me for one night's worth of flat-back fucking up in here!
Bütün gece burada sırtüstü düzüştüm, biri bana bunun parasını ödesin!
Well, I sent her back here right before I picked up that prop so I'm sure she's up in her room. Oh, me?
Ben.
Could you just back me up here?
Bana destek olur musun?
See, this is when I wish your old man were here to back me up.
İşte, bu tür zamanlarda senin eski adamın beni desteklemesini isterdim.
-... were here to back me up.
-... beni desteklemesini isterdim.
He set me up here, said I could pay him back weekly.
Beni orada kafesledi.Böylece sırtımdan kolayca para kazanıyordu.
You want to get it back up, you lean to me and String here.
Geri almak istiyorsan, benimle ve String'le burada olmalısın.
I'm out here in the back of Bullamakanka up to me ears in heat stroke waiting for you two Yanks.
Bullamakanka " nın arka sokaklarında yetiştim ben ve siz iki Amerikalıyı bekliyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]