Up here tradutor Turco
42,724 parallel translation
When Mother sent me up here to learn from you... I know I didn't take it seriously.
Annem beni öğrenmem için yolladığında bunu ciddiye almadığımı biliyorum.
I've been up here for 40 minutes looking at the footage you procured.
40 dakika boyunca buraya bakıyordum Satın aldığınız görüntülerde.
That's why we're up here.
Buraya bu yüzden geldik.
If... if I was going after the crystal on my own, then why would I have shown up here now?
Eğer... Eğer tek başıma kristalin peşine düşseydim, o zaman neden şimdi buraya geleyim ki?
Ezekiel and I will take over up here.
Ezekiel'le ben ön tarafla ilgileneceğiz.
You just look so small from up here on the moral high ground.
Ahlaki pencereden bakınca çok küçük görünüyorsun.
Sorry, a lot of blow went up here.
Üzgünüm, buradan bir sürü şey gitti.
Radiation is spreading, but we're locked up here.
Radyasyon yayılıyor ama burada kilitli kaldık.
I guess that's why I ended up here.
Bu yüzden seni görmeye geldim galiba.
Logan brought me up here to ask me out to the Spring Fling.
Logan beni buraya getirip Yıl Sonu Dansı'na davet etmişti.
Don't want to stop you from cleaning'up here.
Burayı temizlemene mâni olmayayım.
Nobody will see us up here!
Burada kimse bizi görmez!
Up here, Rot Head!
Yukarıda Çürük Kafa!
But you came up here because of a guy you liked?
Sevdiğin adam için mi geldin?
But if you give up here, then that pink octopus that you chose will never be able to come out.
Ama burada pes edersen o zaman seçtiğin o pembe ahtapot asla dışarı çıkmayacaktır.
How dare you show up here.
Buraya gelmen ne cesaret!
I will sleep up here.
Ben burada uyuyacağım.
It usually takes years of magic to sip into the clay, but up here it's much faster.
Büyünün kile geçmesi genelde yıllar sürer ama görünüşe göre çok daha hızlı ilerlemiş.
- Is there an echo box up here?
- Burada yankı kutusu var mı?
He was in here earlier, chatting up Maria.
Sabahleyin buradaydı, Maria'yla konuşuyordu.
Whatever AIM's up to here, it's got to be big.
AIM her ne için buradaysa, büyük bir şey olmalı.
You were brought up with women and slaves, when you should have been here, by my side.
Burada, benim yanımda olman gerekirken kadınların ve kölelerin yanında büyüdün.
I was over here, sniffing up on your brassiere like a gentleman.
Tam burada, sutyenini bir centilmen gibi kokluyordum.
Whoever the victim was, he, or she, was killed, dragged here, dropped into the basement, and then ground up?
Kurban kim olursa olsun veya o, Öldürüldü, buraya sürüklendi, Bodruma düştü,
Our search turned up building plans, travel receipts and this coded log book that Mr. Holmes here cracked in no time.
Senin evinde Aramamız bina planları, Seyahat makbuzları ve bu kodlanmış günlük defteri
You've been here before. Every night since it showed up.
Sen daha önce buraya gelmişsin.
And here, when the clowns catch you, you never wake up.
Burada palyaçolar seni yakalayınca asla uyanamazsın.
It said to come here to pick up my cash prize? Yes, yes.
Buraya gelip nakit ödülümü almamı söylüyordu.
Convent of the Immaculate Mother, Camariness heat some water up and bring it here.
Günahsız Ana Manastırı, Camariness Biraz su ısıtın ve buraya getirin. Acele.
We don't give up on people around here, Louis.
Biz burada hastalarımızdan vazgeçmeyiz Louis.
So let's not go up against the FDA, let's bring them here, or, more specifically, we bring her here.
O yüzden FDA yasağına karşı gelmeyeceğiz. Onları buraya getireceğiz. Daha doğrusu onu buraya getireceğiz.
I dragged you all the way out here for nothing, please, let me make it up to you.
Seni buraya boşu boşuna sürükledim. En azından telafi etmeme izin ver.
And I thought to myself, here's a person who doesn't give up.
Kendi kendime "hiç pes etmeyecek" biri dedim.
I'd say that he was scooped up somewhere and brought here.
Ben bir yere kadar kazdım ve buraya getirdiğini söyleyebilirim.
Oh, decide to come back here and join us? Felt it all the way up there, did ya?
Buraya gelip bize katılmaya mı karar verdin?
So, you gave up everything to stay here?
Yâni burada kalmak için her şeyden vazgeçtiniz.
In September 2007, he's eating his lunch when he glances over here... and notices an armored truck pull up and deliver bags of cash.
2007 Eylül ayında yemeğini yerken buraya bir göz atar. Zırhlı bir aracın yanaştığını ve para torbaları naklettiğini görür.
How is it like up there? Is it better than here?
Cennet nasıl?
I'm trying to drive up the price over here.
Fiyatı yükseltmeye çalışıyorum.
I mean, I train here, too, when we need to up our game, get ripped, maximize our squat cores.
Daha iyi olmamız gerektiğinde ben de burada çalışıyorum. Kas yapma, vücut kuvvetimizi arttırma falan.
The longer we stay here, the more likely we'll end up on the dinner plate.
Burada ne kadar uzun kalırsak kendimizi yemek tabağında bulma ihtimalimiz o kadar artar.
But as you live here, very happy moments that make you tear up don't come often.
Ama burada yaşadıkça insanı mutluluktan ağlatacak kadar güzel şeylere pek sık rastlanmıyor.
One that comes up to here.
Böyle buraya kadar.
Okay, firstly, those whose car or property got damaged, please stand here. Those who saw something disturbing and got mentally disturbed. Please line up over there.
Pekâlâ, ilk olarak arabası yahut mülkü zarar görenleri şu tarafa rahatsız edici bir şey görüp de zihinsel rahatsızlık çekenleri de şuraya alalım lütfen.
Well, it was kind of fun to watch you grow up while I was here.
Başıboş dolanırken büyümeni izlemek oldukça keyifliydi.
Hop up here in front.
- Herman.
I sure hope I don't crack up down here.
Cehennemden beter. Umarim burada sinir krizi geçirmem.
So, from Boma up to here will take me three days.
Pekâlâ, Boma'dan buraya geçmek üç günümü alacak.
- Sign up here.
Bana ver.
Woman : Okay, here's the first lot of 10 downstairs that are going to be jammed up for the next half-hour.
Pekala, önümüzdeki yarım saat boyunca... sıkışmış olacak ilk 10 sürü işte burada.
Sarah : For over a week now, he's ended up right here at grand central.
Bir haftadan fazla süredir,... Grand Central'da sonlanıyor.
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here's my 20
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here's my 20