Bless me tradutor Turco
589 parallel translation
Oh, bless me.
Şükürler olsun.
Why, bless me, Mr. Scrooge.
Vay canına bay Scrooge.
- Bless me.
Nihayet.
You have to bless me.
Beni kutsaman gerek.
Dear God, bless me with light.
Tanrım, beni ışıkla kutsa.
- Bless me, Mama
- Erkekler döndü mü?
- Bless me, Mother. - Blessings.
Bana dua et anne.
Bless me, Father, for I have sinned.
Günah işlediğim için beni kutsa Peder.
Well, bless me. Heavens alive!
Başıma gelenler!
Bless me, I'd completely forgotten!
Tamamıyla unutmuşum.
Bless me, Father, it's a long time since I... confessed my sins.
Kutsa beni, Peder, günah çıkarmayalı... çok zaman oldu.
Bless me.
Olur şey değil.
- Bless me!
- Aman Tanrım!
- Bless me, madam.
- Olur mu hiç, efendim.
Bless me...!
Vay be!
Why, bless me, whales can do anything!
Tabii ki, balinalar her şeyi yapabilir.
Bless me!
Beni kutsa!
"And Jacob said'I will not let thee go, except thou bless me."'
Yakup cevap verir :'Beni kutsayana kadar gitmene izin vermeyeceğim. "
- Oh, bless me! Bless my soul!
- Tanrı beni korusun.
If you were alive, you would bless me.
Eğer hayattaysan, beni korumanı istiyorum.
Don't bless me like a goat!
Beni bir keçi gibi kutsama!
Please bless me that I can find him
Lütfen onu bulmama yardım et
Oh! God bless me.
Çok yaşa.
... bless me if I know whether it's going to work.
Çalışıp çalışmayacağını bilmiyorum.
Bless me.
Vay canına.
- Bless me, Father, for I have sinned.
- Beni bağışla Peder, günah işledim.
Bless me, Father, for I have sinned.
Beni bağışla Peder, günah işledim.
Bless me with five daughters, a life of poverty, that's all right.
Beş kız çocuğu, üstüne bir de yoksulluk, hepsi tamam da,
Bless me, Father, for I have sinned.
Günah işlediğim için beni bağışla peder.
God bless my sister Ruth and my brother Dave, and make me a good girl, and take care of us.
Tanrı ablam Ruth ve ağabeyim Dave'i korusun benim iyi bir kız olmamı sağlasın, bize göz kulak olsun.
Ah, bless you, me son.
Sen çok yaşa emi, oğlum.
And God bless Grandfather, and please make him like me.
Ve Tanrım, büyükbabamı koru ve lütfen benden hoşlanmasını sağla.
God bless Grandfather and Swanly and Bearly... and please make me a good little girl.
Tanrı'm, büyükbabamı ve Kuğucuk'u ve Ayıcık'ı koru ve beni lütfen küçük, iyi bir kız yap.
Bless the seven little men who have been so kind to me.
Bana bu kadar iyi davranan yedi küçük adamı kutsa.
Well, Elmer, bless me.
Elmer.
Our Father... help me be a good little boy, and bless Mummy and Daddy.
Babamız... iyi bir çocuk olmam için bana yardım et, anne ve babamı koru.Amin. İyi geceler, canım.
" I guess that's all I've got to say except kiss the babies for me and God bless you.
"Sanırım söyleyeceklerimin hepsi bu. " Bebekleri benim için öp ve Tanrı seni korusun.
And God bless Monsieur Rochester and make him polite to mademoiselle... so she will stay with me forever and ever.
Ve tanrı Mösyo Rochester'ı kutsasın. Ayrıca insanların matmazeli sevmelerini sağlasın ki hep yanımda kalabilsin.
Thought he'd fool me didn't he, bless the little man.
Beni kandıracağını sandı, sağolası küçük adam.
Bless me!
Tanrım.
Bless my soul, there's hope for me yet.
Bana da umut var desene.
Fellas, bless you and good luck, but this just ain't for me.
Arkadaşlar, sağolun, iyi şanslar, ama bu bana göre değil.
- Ernestina Giacotti. That's me, Commendatore, God bless you.
Benim Amirim, Tanrı sizi kutsasın.
God bless you for the little bit of happiness you gave me.
Ufak da olsa bana verdiğin bu mutluluk için, Tanrı seni korusun.
Let me thank you and bless you on their behalf.
Onlar adına size teşekkür etmeme ve iyi dileklerimi sunmama izin verin.
Bless you for believing me, sir.
Bana inandığın için seni kutsarım, bayım.
Bless them for Lend-Lease and for lending me Bo.
Sözleşmeyle, Bo'yu ödünç verdikleri için Tanrı onları kutsasın.
God bless you, lad, just a couple of quid to see me through.
Tanrı seni korusun dostum. Sadece birkaç papel yardım.
They wanted to sing for me, bless their hearts. That's lovely, lovely.
Bana şarkı söylemek istediler, sağ olsunlar.
For God hath said He will bless Sarah and give me a son also... of her.
Tanrı Sara'yı kutsal kılacağını ve bana ondan bir oğul vereceğini söyledi.
Not long ago he wrote to me could he come and bless the troops?
Yakın zaman önce bana yazmış buraya gelip, askerleri kutsayabilir miymiş?