Bu tradutor Turco
3,049,418 parallel translation
But it's not against the law, so I really don't see what business I am of yours.
Hem kanunlara da aykırı değil bu yüzden sizinle olan alakamı anlamıyorum.
Look, the only thing I give a damn about is nothing you two can help me with.
Bakın size diyebileceğim tek lanet şey, bu konuda yapabilecek hiçbir şeyinizin olmadığıdır.
What makes you think I could help you with any of those things?
Bu şeylerde sana yardımcı olabileceğimi düşündüren nedir?
I'm really hoping that's the last thing you're wrong about.
Umuyorum ki yanıldığınız son şey bu olur.
I'm very sorry about this.
Bu konuda gerçekten çok üzgünüm.
Hand me the totem, or I will have one of these men kill you.
Totemi bana ver yoksa seni bu adamlardan birine öldürteceğim.
You think I want some crazy magic totem thing?
Sence bu saçma büyülü totemi istiyormuş gibi mi görünüyorum?
first, you committed kidnapping ;
Birincisi, bu yaptığınız şey adam kaçırma.
second, I was being serious about giving you the necklace before you decided to go all psycho on my ass.
İkincisi ise, psikopata bağlamaya karar vermeden önce bu koleyi size vermek konusunda oldukça ciddiydim.
So, we'll figure out the way to get this thing off my neck, without me losing my neck.
Bu yüzden bu şeyi kafamı koparmadan çıkarmanın bir yolunu bulacağız.
So, when I found out that you had the totem, I had to come after it.
Bu yüzden elinde totemle seni bulduğumda takip etmek zorundaydım.
That's why it came alive for you.
Sen de hayat bulmasının sebebi bu.
That is why your mother left this land.
Bu yüzden annen bu toprakları terk etti.
But that's just a guess!
Ama bu sadece bir tahmin.
This... isn't... over...
Bu iş burada bitmedi.
This life isn't easy.
Bu hayat kolay değil.
- Which is why I'm needed out there.
- İşte bu yüzden dışarıda olmam gerek.
Don't worry. That won't be the last thing I school you on tonight.
Merak etmeyin size bu gece öğrettiğim tek şey bu olmayacak.
Here, this will work better.
Al bu işine yarar.
This thing didn't come with an instruction manual.
Bu şey kullanma kılavuzuyla birlikte gelmedi.
Well, maybe you're thinking about this the wrong way.
Belki de bu şeye yanlış taraftan bakıyorsun.
That thing of yours might give you a way to summon animals, but that doesn't mean you know how they're gonna act.
Bu şey senin hayvanları çağırman için bir yol olabilir. Fakat bu onların nasıl hareket edeceğini bildiğin anlamına gelmez.
Well, it's not up to me. It's up to them.
Bu benim değil onların bileceği iş.
I've just never seen one up close before.
Daha önce hiç bu kadar yakın olmamıştım.
- This doesn't concern you, Mari.
- Bu seni ilgilendirmez, Mari.
For Chuck's sake, I want to keep it that way.
Chuck'ın hatrına, bu şekilde de saklamak istiyorum.
My birth parents left this totem for me, but forgot to include the manual.
Biyolojik ailem bu totemi bana bıraktı ama kullanma kılavuzunu vermeyi unuttular.
That was just a demonstration.
Bu sadece kanıtlama gösterisiydi.
See, this is why I came to you in the first place.
Gördün mü bu yüzden ilk önce sana geldim.
Just like you and this city.
Tıpkı senin de bu şehirde olduğun gibi.
This cargo freighter is due to arrive tomorrow.
Bu kargo yük gemisinin yarın gelmesi gerekiyor.
Use your port contacts to make sure this particular container isn't checked by security.
Bu özel konteynerin güvenlik tarafından kontrol edilmediğinden emin olmak için liman bağlantılarınıızı kullanın.
I've got this one.
Bu sefer ki benim.
The bad news is she used it as an excuse to reconnect with Chuck.
Kötü haber şu ki, bu konuyu Chuck ile tekrar buluşabilmek için bahane olarak kullandı.
Based on the location of this discovery along the M'Changa River, and its inscriptions, we believe this piece to be one of the original five totems worn by Zambezian chiefs, more than a thousand years ago.
M'Changa Nehri boyunca keşif yerleri ve yazıtları temel alınarak bulunan bu parçanın binlerce yıl önce Zambesili şefler tarafından takılan beş totemden biri olduğuna inanıyoruz.
Nevertheless, it stands as a testament to the ancient Zambezi civilization.
Öyle ya da böyle bu Antik Zambesi uygarlığının kanıtıdır.
A gift to this beautiful city where it will remain indefinitely.
Sınırsız olarak kalacağı bu güzel şehre hediye.
I ask myself that question a lot.
Kendime bu soruyu çok soruyorum.
In this city, I've got more than my share of trouble.
Bu şehrin her sorununda benim payım büyük.
When things go missing in this town, you always know about it.
Bu şehirde ne zaman bir şeyler kaybolsa daima bilirsin.
Not this. Scout's honor!
Bu sefer değil.
This is the one.
İşte, bu o.
This stuff's mine till I get paid, asshole!
Bu şeyler parasını verene kadar benim pislik herif.
How am I supposed to balance that kind of power?
Bu gücü nasıl dengeleyebilirim?
Something that will help me stop this monster before he burns up half of Detroit.
Detroit'in yarısını yakmadan önce bu canavarı durdurmamda bana yardımcı olacak bir şey.
I don't think either of us has the kind of time it would take to explain just how screwed up that statement is.
Sanırım bu ifadenin ikimiz için de ne kadar saçma olduğunu anlamanın vakti geldi.
No, to ask about this man.
Hayır, bu adam hakkında soru sormak için.
This man calls himself Eshu.
Kendisine Eshu diyen bu adam.
That's all.
Hepsi bu.
How would that work?
Bu nasıl işe yarar?
I know this man.
Bu adamı biliyorum.