But sir tradutor Turco
6,342 parallel translation
Speak! Excuse me, sir, but you are being rude.
Affedersiniz, efendim, ama kabalaşıyorsunuz.
But... Whose name will the car be under, Sir?
Ama araba kimin adına alınacak efendim?
The job had its moments, Sir, but the letters are back in the possession of the king.
Zor oldugu anlar oldu efendim ama mektuplar yine kralin eline geçti.
But Blackbeard is dead, Sir.
Fakat Karasakal öldü efendim.
Brad and Scott are dead, but I'm sure you already know that, don't you, sir?
Brad ve Scott öldü. Ama eminim siz bunu biliyorsunuzdur, değil mi efendim?
But, sir, how can you know this?
Fakat, efendim, bunu nasıl biliyorsunuz?
I'm sorry, sir, but we're still serving breakfast.
Üzgünüm efendim ama hala kahvaltı servis ediyoruz.
But, sir...
Fakat efendim...
But at least tell me this, Sir Edward, is it Serbia or Servia?
Ama en azından söylesene, Sör Edward, Sırbistan mı Sırhistan mı?
The day before yesterday, Your Majesty, but very late indeed, sir.
Evvelsi gün Majesteleri ama çok geç saatte efendim.
But do not alienate Russia over this, sir.
Ancak bunun üzerine Rusya'dan soğumayınız efendim.
You left Sir Edward with all of that, which might be called good judgment, but to bemoan it now is a kind of cowardice.
Her şeyi Sör Edward'a bıraktınız, ki buna mantıklı denilebilir. ... ancak şu anda buna ağlayıp sızlamak bir tür korkaklıktır.
Sir Edward, forgive me for barging in like this, but...
Sör Edward, bu şekilde birden geldiğim için bağışlayın ama...
But he was always connected to me, sir.
Ama o her zaman bana bağlıydı, efendim.
You're under pressure, sir, but you're not losing control.
baski altindasiniz, sir, ama kontrolu kaybetmiyorsunuz.
But you already made a decision, sir.
ama zaten bir karar vermistiniz, efendim.
You know I value your input, Linda, but when I say I've heard it, you need to know I mean that. Of course, sir.
elbette, efendim.
- Yes, but, the way he's acting... and.. Beswick, sir.
Evet, ama davranışları... ayrıca da, efendim, Beswick...
I do honestly want to help, sir, but I'm really not at liberty to answer that question.
Yardım etmeyi çok isterdim efendim ama bu soruya cevap verme yetkim yok.
But really, around the office, you ought to be calling me sir.
Ama fiilen ofisteyken bana "efendim" demeniz gerekiyor.
Thanks very much, sir, but I'm fine.
Teşekkür ederim efendim ama almayayım.
Her actions in obtaining those records are, in my opinion, unlawful, sir, but however, the information she has against me is correct.
Bu kayıtları ele geçirme yöntemi bana göre yasa dışı bir şekilde gerçekleşti, efendim. Ama yine de elinde bulunan benim hakkımdaki bilgiler doğrudur.
Yes, but, as a word to the wise, sir, it's legally unacceptable for you to ask me if I moved it.
- Evet ama bildiğiniz üzere efendim, bana yerini değiştirip değiştirmediğimi sormanız yasal olarak kabul edilemez.
Well, sir, I know that I have hid it well, but, um, this last week has been a little hard on me.
Efendim, bunu iyi gizlediğimi biliyorum ama geçen hafta benim için biraz zor geçti.
Gabriel doesn't like to talk about it, sir, but the truth is he did it for love.
Gabriel bu konuda konuşmayı pek sevmiyor efendim ama esasında aşk için yaptı.
But, sir, we don't have any money to pay for prizes.
Ama efendim, ödül için ödeyecek hiç paramız yok ki.
Sorry to interrupt your writing session, sir, But something's happened.
Yazınızı böldüğüm için üzgünüm efendim ama bir şey oldu.
But, sir, doesn't that mean we will be killing people?
Efendim ama bu insan öldürmek olmaz mı?
But they are simply statistical hiccups that we can't explain because, sir, in my opinion, miracles do not exist.
Ama onlar açıklayamadığımız istatiksel kesintiler. Neden listede ben yokum? Çünkü benim fikrime göre mucize diye bir şey yoktur.
Doctor, pardon my tone, but who are you, sir, to tell the American people that millions of mothers, fathers, sons, and daughters disappeared, gone, in an instant, and that's not a miracle?
Doktor, ses tonumun kusuruna bakmayın ama efendim siz kimsiniz de milyonlarca anne, baba oğul ve kızları bir anda kaybolan Amerikan halkına bu bir mucize değil diyorsunuz?
I don't know, but if you are implying it was a miracle, I am fairly certain, sir, that God sat this one out.
Bilmiyorum, ama eğer bunun bir mucize olduğunu ima ediyorsanız epeyce eminim ki bu iş Tanrının başının altından çıktı.
They've been through something, both pretty ragged, but, yes, these look like our boys, sir.
Üzerlerinde bir şey uygulamışlar. İkisi de perişan halde ama evet... Bizim çocuklara benziyorlar.
Sir, another hostage's GPS tracker is coming back online. But...
Efendim.Bir başka rehinenin GPS'i devreye girdi ama...
If it were up to me, sir, but it's not up to me.
Bana kalsaydı efendim. Ama benim kararım değil.
Sir, forgive me if this isn't the case, but you seem a bit hesitant.
Efendim kusura bakmayın, ama biraz tereddütlü görünüyorsunuz.
Sir, I know you don't hold me in the highest regard at the moment. But I am alarmed that you could even entertain such a thought.
Efendim, şu anda önemsediğiniz kişiler içerisinde en yüksek seviyede değilim ama ama böyle bir şeyi düşünebilmenizden bile alındım doğrusu.
I have done nothing but try to insulate you, sir.
Bu konuda sizi ayırmaktan başka hiçbir şey yapmadım, efendim.
Thank you, sir, but I'm supposed to stay on my feet.
Teşekkürler efendim ama ayakta durmam gerek.
The job had its moments, Sir, but the letters are back in the possession of the king.
Zor olduğu anlar oldu efendim ama mektuplar yine kralın eline geçti.
Thank you very much, sir, but I'm afraid you have to go to prison!
- Çok sağ olun bayım ama korkarım ki hapse girmek zorundasınız!
Yes, sir, but I'm sorry to tell you we don't have good news.
Evet efendim ama ne yazık iyi haberlerimiz yok.
No, sir, but we can confirm she's behind the cyber attack.
Ama siber saldırının arkasında onun olduğunu doğruladık.
Sir, I have an option I believe we have to take, but you won't like it.
- Efendim, aklımda bir fikir var ama pek hoşunuza gitmeyecek.
Thank you for saying that, sir, but we both know I pulled the trigger.
Dedikleriniz için sağ olun ama... Tetiği benim çektiğimi ikimiz de biliyoruz.
- Confirmed fire order, sir, but the target's unclear.
- Atış emri doğrulandı efendim ama hedef belirsiz.
Sir, I've- - I've been trying, but there's no answer.
Efendim denedim ama cevap veren olmadı.
lam sorry to have to say this, sir, but you are being ludicrous.
Bunu söylemek zorunda olduğum için üzgünüm efendim ama saçmalıyorsunuz.
Sir, I was skeptical of this strategy at first, but now that we've gone down this road, we should stick to it.
Efendim, bu stratejiden başta ben de kuşkuluydum ama bu yola çıktığımıza göre bence devam etmeliyiz.
Michael Kern is bitter and small-minded, sir, but he wouldn't have appeared publicly with Mendoza if they didn't have the numbers.
Michael Kern acı ve çok bencildir efendim. Mendoza ile yeterli sayıları olmasaydılar basın açıklamasında bulunmazdılar.
But we have it in us, sir, no matter how many scars it leaves us with.
Ama bu içimizde var efendim, bu bizi ne kadar yaralasa da olacak.
I appreciate the sentiment, sir, but you both know we're all needed.
Hassasiyetiniz için teşekkürler efendim ama..... ikiniz de biliyorsunuz ki buradaki herkese ihtiyaç var.
siri 76
siren 65
sire 1608
sirens 57
sirius 32
sir john 153
sir robert 74
sir wilfrid 32
sirs 224
sir arthur 88
siren 65
sire 1608
sirens 57
sirius 32
sir john 153
sir robert 74
sir wilfrid 32
sirs 224
sir arthur 88
sir james 33
siren wailing 206
siren blaring 36
sirens wailing 119
siren wailing in distance 60
sirens blaring 39
siren chirps 18
sir richard 37
siren wails 52
sir knight 29
siren wailing 206
siren blaring 36
sirens wailing 119
siren wailing in distance 60
sirens blaring 39
siren chirps 18
sir richard 37
siren wails 52
sir knight 29
siren walls 36
sir charles 34
sir thomas 99
sirens wail 27
sirree 41
sir edward 36
sirrah 36
siren whoops 31
sir henry 54
sir william 53
sir charles 34
sir thomas 99
sirens wail 27
sirree 41
sir edward 36
sirrah 36
siren whoops 31
sir henry 54
sir william 53