Cold water tradutor Turco
1,151 parallel translation
I remember the rocks and the clear, cold water.
Kayaları ve berrak, soğuk suyu hatırlıyorum.
Let the cold water run and stick her ear under the faucet.
Soğuk suyu aç, kafasını musluğun altına sok.
But you treat her like a human being by always throwing cold water on her hopes.
O bir insan. Bu yüzden mi her defasında ümitlerinin üzerine soğuk su içmek zorunda kalıyor?
Our goal was to develop a strain of this killer fish that could survive in cold water and then breed at an accelerated rate.
Amacımız, bu soğuk sularda hayatta kalabilecek bir katil balık türü geliştirmekti. ... ve hızlı üremelerini sağlamak.
So far we know that they can live in cold water.
Şu ana kadar tek bildiğimiz soğuk suda yaşayabildikleri.
He wants cold water, Shel.
Soğuk su istiyor, Shel.
It will be nothing. Go quickly into the kitchen and drink a large glass of cold water.
Mutfağa gidip bir büyük bardak su iç, geçer.
Would you get me a paper towel? Dip it in some cold water.
Kağıt mendili ıslatıp getirir misin?
There's nothing like.... cold water. When you really hot
Sıcak olduğunda soğuk su gibisi yok.
There's nothing like the shock of cold water and rhythmic movement to stimulate the little grey cells.
Bence insanın hücrelerini yerine getirmek için biraz soğuk su, biraz hareket gibisi yoktur inanın.
I will pour a pitcher of cold water on your head!
Kafandan aşağı bir sürahi soğuk su dökeceğim!
I'm sorry, but I just took a sauna, and it's real hard not to yell when you hit that cold water.
Özür dilerim, sauna'dan yeni çıktım. O soğuk suya atlayınca bağırmamak çok zor.
Okay, it's kind of hard not to yell when you hit that cold water.
Tamam, o soğuk suya atlayınca bağırmamak çok zor.
I take it with cold water.
Yıkanıyorum abi. - Yalan!
Must use the supple cold water To achieve equal balance
soğuk suyu çok iyi bir....... dengede kullanıp, kıvamı tutturmalıyım!
There's only cold water in this fucking room.
Bu lanet yerde sadece soğuk su var.
I think throwing cold water over you would be better.
Sanırım üzerinize soğuk su dökmek, daha iyi olurdu.
You're supposed to put it in cold water after you boil them.
Haşladıktan sonra soğuk suya tutman gerekiyor.
Cold water, hot water.
Soğuk su, sıcak su.
Hot and cold water, a sink, an elektric or gas cooker...
Sıcak, soğuk su, lavabo elektrik ve gazla çalışan fırın.
hot and cold water, extractor fan... electric cooker... oven with grill! The latest fittings...
Modern donanımlar.
Then rinse them well in cold water.
Ardından soğuk suda iyice durula.
Then you wash it in cold water.
Sonra soğuk suda yıkayabilirsin.
Why is the cold water in the bathroom always colder than the cold water in the kitchen?
Banyodaki soğuk su neden hep mutfaktaki soğuk sudan daha soğuktur?
That cold water, Father!
Bu soğuk su Baba!
Take her into the washroom and splash some cold water on her face and that should perk her up.
Banyoya götürün onu, yüzünü soğuk suyla yıkayın. - Bu onu kendine getirir.
I thought it was someone else. Come on, I'll get some cold water.
Haydi sana biraz soğuk su getireyim.
You mustn't go into the water in this cold!
Bu soğuk suya girmemelisin!
This is cold mountain water.
Buradaki soğuk kaynak suyu.
And the water's so cold it will numb your arms in minutes.
Ve su öyle soğukki kolların birkaç dakika içinde uyuşturur.
- Your boiled water's getting cold.
- İçeceğin soğudu.
No water got in here, but something awful cold did.
Buraya su girmemiş, ama çok soğuk birşey girmiş.
Water as cold and dark as our poor memories.
Zayıf belleklerimiz kadar karanlık ve soğuk sular.
We have hot and cold running water.
Hem sıcak, hem de soğuk su akıyor.
That water is cold.
Su soğukmuş.
The water is so cold!
Su bayağı soğuk!
The water's cold.
Su soğumuş.
Come in, Vic Casey, the water is cold!
Gel Vic Casey, su soğuk.
Is this really what happens when water gets cold?
Suyu soğutunca gerçekten böyle mi oluyor?
Uh, Joe, I ´ ll just have a cold glass of water.
Joe, sadece bir bardak soğuk su alayım.
You feel lonely in water, especially if it's cold.
Kendini suda çok yalnız hissedersin, özellikle de soğuksa.
- Hope the water isn't too cold.
- Umarım su çok soğuk değildir.
We got blue skies, nice warm water and a cold beer.
Mavi gökyüzü, hoş ılık su ve soğuk bir bira.
The water is too cold!
Su çok soğuk!
This is what happens when water gets cold.
Su donunca bu olur.
SITTING IN THAT CHAIR, WATCHING PEOPLE HIT THE THING AND I FALL SIX FEET INTO THAT COLD, NASTY, DIRTY WATER?
O sandalyede oturup insanların o şeylerle sana vurmasını izlemek ve iki metrelik soğuk, çirkin ve pis suya düşmek?
The water's so cold, and I swim badly.
Su buz gibi ve ben çok kötü yüzerim.
"She's useless, like a cold hot-water bottle."
Soğuk bir termos gibi hiçbir işe yaramıyor.
For example, when the pagans plunged St. Maurus into the boiling water he complained his bath was too cold.
Örneğin, putperestler Aziz Maurus'u kaynar suya daldırdıkları zaman banyosunun soğuk olduğunu söyledi.
- The water's way too cold.
Boğulacak. - Su çok soğuk.
It's the wrong season too, the water's icy cold.
Doğru mevsim de değil zaten. Su buz gibi.
water 1797
waterloo 19
waters 51
waterfalls 20
watermelon 24
waterford 37
waterboy 18
water under the bridge 69
water bottle 23
water running 52
waterloo 19
waters 51
waterfalls 20
watermelon 24
waterford 37
waterboy 18
water under the bridge 69
water bottle 23
water running 52