Could you come here tradutor Turco
711 parallel translation
Tom, could you come here a moment, please?
Tom, bir dakika buraya gelebilir misin, lütfen?
Doctor, could you come here a minute, please?
Doktor, lütfen bir saniye gelir misiniz?
Could you come here, so I can rest my finger?
Buraya gelin de parmağımı dinlendireyim.
Could you come here a minute?
Bir dakika gelir misin?
Could you come here a minute, please?
- Evet. Bir dakika buraya gelebilir misiniz lütfen?
Excuse me, Myrtle, could you come here?
Affedersin Myrtle, gelebilir misin?
How could you come here?
Buraya nasıl gelirsin?
Could you come here and get it out for me?
Benim için buraya gelip onu alabilir misin?
Could you come here?
Buraya gelebilir misin?
I knew if you could you'd come here.
Buraya geleceğini biliyordum.
Perhaps if I could come back here again when you have more time...
Belki daha sonra, vaktiniz olduğunda tekrar gelirsem...
"You must have known my mother wanted you to come here today so that I could ask you to forgive me."
"... bugün buraya gelmenizi istediğini biliyor olmalısınız... "dedi. "... ancak bu şekilde sizden beni affetmenizi isteyebilirdim. "
We could say you come here to live with your aunt, your rich, old aunt.
Buraya teyzenle yaşamaya geldiğini söyleyebiliriz. Yaşlı ve zengin teyzenle.
I wouldn't be here now if you hadn't told me I could come up here if I needed help.
Yardıma ihtiyacım olduğunda gelebileceğimi söylemeseydin, gelmezdim.
LOOK, COULD YOU COME BACK HERE AND PICK ME UP A LITTLE LATER?
Buraya geri dönüp sonra beni yine alır mısın?
If only you could've come home sooner, captain, to be here in time.
eğer daha önce gelebilseydiniz, kaptan, zamanında burda olsaydınız.
If you like, we could spend the day there, and tomorrow we can come back here.
Eğer istersen, bugünü orada geçirebiliriz, ve yarın buraya geri dönebiliriz.
If you found you were free, you could have come out here.
Biraz boş vakit bulsan hemen buraya gelirdin.
They said I could come in here... and I could bring you out, and...
Buraya gelebileceğimi ve seni... dışarı çıkarabileceğimi söylediler...
Could you drive to the Kasbek and ask General Bounine to come here immediately?
Kasbek'e gidip General Bounine'ye hemen buraya gelmesini söyler misin?
Don't you see, if they could come here and live with us, then we'd only have one house to run, and you wouldn't have the expense of paying Mrs. Connolly to come and stay with me while you're away and...
Görmüyor musun, buraya gelip bizimle yaşasalardı, çekip çevireceğimiz sadece bir tek evimiz olacaktı, ve sen burada değilken Bayan Connolly'inin gelip benimle burada kalması için... ona ödeme yapmayacaktın
I asked Ralph to come in so that I could explain the situation to him... so he'll understand when you leave here.
Ralph'e içeri girmesini söyledim, durumu ona açıklayabileyim diye. Sen bedeninden gittiğinde o durumunu görüp, anlayacak.
And that wasn't done just so that one day you could come in here and stick up a lot of fences and bleed us to death.
Ve bu, sadece bir günde gerçekleşmedi buraya gelip her yere çit koyarak bizi ölümüne yaralamanız için de gerçekleşmedi.
He told me you're a good woman, so I wanted to come here as soon as I could.
İyi bir kadın olduğunu söyledi bana. Bende olabildiğince çabuk buraya gelmek istedim.
How could you have suffered them to come here?
Buraya gelmelerine nasıl razı oldun?
Come on over here. I'm glad you could make it.
Gelebilmene sevindim.
APARTMENT 1 21 4. COULD YOU COME OVER HERE RIGHT AWAY, PLEASE?
Hemen buraya gelebilir misiniz lütfen?
Say... if all you wanted was to come here and stare, I could've sent you a picture.
Ama istediğin buraya gelip sadece bakmaksa sana bir resmimi yollardım.
You could not have come through that door, unless the guard on duty in here let you in.
Muhafız seni içeri bırakmadıysa.. ... o kapıdan elini kolunu sallayarak giremezsin.
The reason I come up here tonight was to see if there was anything I could do for you.
Buraya gelmemin sebebi, sizin için yapabileceğim bir şey var mı diye.
Another time you could come here... we could find out what it is.
Başka bir zaman buraya gelirsin ne olduğunu çözeriz.
Who said you could come in here any way?
Buraya gelebileceğini kim söyledi ki sana?
What made you think you could come here?
Buraya gelebileceğini nereden çıkardın?
You could have a double bolt on that door and still somebody could come right along here and just lift it right up.
Bu kapıda çift sürgünüz bile olsa isteyen buraya gelip rahatlıkla pencereyi kaldırabilir.
Well, I could try. No, it doesn't matter, all right, I'll get it, you come here and tidy.
Aslında deneyebilirim, yok boş ver... peki, ben getirim, buraya gel... ve sil.
Could you come and attend to a gentlemen out here, dear?
- Evet, aşkım? Gelip buradaki beyefendiye yardımcı olur musun?
I wanted for you to come in here begging me to come back so I could have the pleasure of saying no.
Geri dönmem için gelip yalvarmanı istiyordum ki hayır deme zevkini tadayım.
You think you could come over here and hold my... bosom for a while?
Acaba buraya gelip göğüslerimi yukarı doğru kaldırabilir misiniz?
How could you come in here by accident?
Buraya nasıl tesadüfen gelirsiniz?
You could plant grain here and have lasagne come up!
Üstuzay?
Do you know I had to come down here to well, to see if I could.
Buraya gelip gelemeyeceğimi görmek için gelmek zorundaydım.
Could you tell him... to come here to eat when he returns?
Geldiği zaman... yemek için buraya gelmesini söyle?
Could you come down here?
Biraz aşağı gelir misin?
You didn't have to come way out here, Frank. We could have met later at the hotel.
- Sonra otelde buluşabilirdik.
Do you think I asked you to come here, merely so we could mourn our fate?
Sence seni buraya, sırf kötü kaderimize ağlayıp sızlanalım diye mi çağırdım?
But, well, could you just come over here for a second?
Ama, şey, bir saniye buraya gelebilir misin?
Forgive me, Katarina. I thought you'd come here so that we could talk.
Bağışla beni, Katarina.Buraya geleceğini ve böylece konuşabileceğimizi sandım.
All that time I've been looking for Black Leopard but nowhere could he be found And hence you waited for me here knowing that he will come to kill me
o kadar zaman boyunca kara leoparı arayıp durdum ama hiçbir yerde bulamadım ve böylece onun beni öldürmeye... geleceğini bilerekten beni burada beklemeye başladın
I want to see you... but... could you come down here?
Seni görmek istiyorum... ama... sen buraya gelebilir misin?
And you know, no matter what was happening in our lives, we could come out here because nothing would seem as bad.
Ve bilirsin, yaşantımızda ne olduğu fark etmeksizin buraya gelebiliyoruz çünkü hiçbir şey o kadar kötü görünmüyor.
Could you please come here and look at this?
Lütfen buraya gelip şuna bir bakar mısınız?
could you give me a hand 26
could you say that again 20
could you repeat that 46
could you do it 21
could you do me a favor 94
could you please 43
could you tell me 38
could you do me a favour 26
could you 1023
could you excuse me 18
could you say that again 20
could you repeat that 46
could you do it 21
could you do me a favor 94
could you please 43
could you tell me 38
could you do me a favour 26
could you 1023
could you excuse me 18