Could you imagine tradutor Turco
904 parallel translation
Now, could you imagine Barney as a father?
Barney'i baba olarak düşünebiliyor musun?
Darling, how could you imagine such a thing?
Sevgilim, nasıl böyle dersin?
Tell me, could you imagine us all having a "Round Table" one day?
Bir gün hepimizin "Yuvarlak Masa" etrafında toplandığını düşünebiliyor musun?
Could you imagine?
Düşünebiliyor musunuz?
Could you imagine that a Countess would get engaged to a butcher?
Bir Kontesin bir kasapla nişanlandığını tahayyül edebiliyor musunuz?
How could you imagine I'd deceive you?
Nasıl oldu da seni aldatacağımı düşünebildin?
Could you imagine my being jealous?
Kıskanç olduğumu hayal edebiliyor musun?
More than you could imagine.
Tahmin edebileceğinden daha fazla hem de.
We found a few rocky planets with hard surfaces, but they're many times more massive than Earth and contain the most hostile environments you could ever imagine.
Az miktarda sert yüzeyli kayalık Gezegenler bulduk, Fakat dünyadan kat kat ağırdılar Ve hayal edebileceğiniz en Düşmanca çevreye sahiptiler.
Life is found in the worst environments you could imagine.
Yaşam hayal edebileceğimiz en kötü çevrede karşımıza çıktı.
so life on another planet would adapt to its environment and could be stranger than you could ever imagine.
Yani başka bir gezegendeki hayat Kendi çevresine ayak uydurmuş olacaktır Şimdiye kadar hayal ettiğinizden Çok daha farklı olabilir.
With your money and my experience, we can do business, more business than you could ever imagine.
Senin paran ve benim tecrübemle iş yapabiliriz hayal bile edemeyeceğin kadar iş.
This is the most incredible thing you could imagine.
Bu hayal edebileceğiniz en inanılmaz şey.
Yes, it probably isn't easy for you to imagine anyone could like a man of my type.
Evet, bir bayanın benim gibi birinden hoşlanması sizin için hayal etmesi zor bir durum.
I could imagine life with you being a series of ups and downs, lights and shadows, some irritation, but very much happiness.
Evet. Seninle birlikte yaşamak herhalde sürekli iniş çıkışlar,..... ışık ve gölgeler arasında gidip gelmek biraz huzursuzluk ama çok daha fazla mutluluk demektir.
But, Peter, do you imagine you could design Cortlandt?
Peter, Cortlandt'ı tasarlayabileceğini mi sanıyorsun?
They'll imagine it better than any words you and I could write.
- Senin ve benim yazdığım kelimelerden daha iyidir onların canlandırması
I can't imagine where you could do better, John.
Daha iyisini bulabileceğini sanmıyorum, John.
The town he sold them to... town got hit by every kind of a blow you could imagine.
Satış yaptığı kasaba aklınıza gelebilecek her türlü afetin uğrak yeri olmuş.
Did you ever imagine it could be like that?
Ben asla...
You can't imagine that a man could look at a naked woman without wanting to make love to her
Bir adamın çıplak bir kadına, onu arzulamadan bakabileceğine inanmıyorsun.
Some friends in my home town... my own age, poorer than you could ever imagine.
Hayır bir sürü arkadaşım hapis yattı. Memleketten arkadaşlar hepsi benim yaşımdaydılar ama fakirdiler hayal edemeyeceğin kadar fakirdiler.
Imagine what you could do with that.
Bununla ne yapabileceğini hayal et.
Can you imagine what Jack Jones could do with that song?
Özür dilerim, ama Jack Jones'un bu parçayla neler yapabileceğini hayal edebiliyor musun?
I imagine they could sell you some.
Sana satarlar.
When I first met you I could imagine anything.
Seni ilk tanıdığımda, ne hayaller kurardım.
I know you do and I can't imagine how a man of your background could.
Senin gibi bir adamın bu hale gelebileceğini hayal bile edemezdim.
- well, you could imagine. - Right.
-... tahmin edebiliyor musun?
Just you imagine going along with more money than you could possibly spend in a lifetime!
Sen sadece, senin imkan dahilinde ömür boyu harcayabildiğinden daha çok parayla gitmeyi hayal ediyorsun!
How could you possibly imagine that?
Bunu nasıl düşünürsün?
You could imagine anything, but not that!
İstediğini düşün ama bunu asla!
Worse than you could ever imagine.
Tahmin edebileceğinizden de beter.
Master, do you think that if a stranger saw you in such a state he could imagine that you are one of our best painters'?
Efendi, düşünsene bir yabancı seni böyle bir bölgede gördüğünde hiç aklına gelir mi en iyi ressamlarımızdan biri olduğun?
" In your wildest dreams you could not imagine...
" En vahşi rüyalarınızda bile göremeyeceğiniz...
Oh, if you could imagine what a man feels when he...
Bir erkeğin ne hissettiğini bir hayal edebilsen, o seninle- -
And... and I, Connie, also love you... more than anything that I could ever imagine.
Ve... ve bende seni seviyorum Connie... Hayal kurduğum her şeyden daha çok.
And I, Connie... I, Connie, also love you... more than anything I could ever imagine... more than my own hair color... more than the sound of babies screaming... the sound of dogs dying.
Ve ben, Connie... Connie, seni seviyorum... Düşleyebildiğim her şeyden daha çok... kendi saç rengimden bile çok... bebeklerin çığlıklarından bile çok...
Growing faster than you could imagine.
Tahmin edebileceğinizden de hızlı büyüyor.
Bigger trouble than you ever could imagine.
O kadar ki, asla tahmin edemezsiniz.
How could they possibly imagine I would leave you behind?
Oğlumu geride bırakabileceğimi nasıl olur da düşünürler?
Can you imagine what we could've done with this before?
Daha öncesinde neler yaptığımızı hayal edebiliyor musun?
Do you imagine that I would stoop to buying you off when I could swat you like a fly if I wanted? - I meant...
İstesem seni bir sinek gibi ezebilecekken ilişkinden vazgeçesin diye karşında iki büklüm olacağımı mı sanıyorsun?
I can't imagine what made any of us think you could be happy here.
Burada mutlu olabileceğinizi bize düşündürebilecek şeyi hayal edemiyorum.
You came here hungry and naked, we provided you everything you could imagine.
Sana düşünebileceğin her şeyi... tedarik ettik.
I could not imagine living without you!
Sizsiz hayatı tahayyül bile edemiyorum!
I could never imagine that among the guards... we have such a vicious person as you
Güvenlik güçleri arasında böyle zalim kişiler olacağını... hiç tahmin etmezdim
Imagine i could make this work here for a year, but then i'd have to pack it in, and i figure... figure you do, too.
Burada bir yıl daha çalışabilirim ama sonra gitmek zorunda kalırım. Aynı şey senin için de geçerli.
You know, i've been thinkin'. Imagine there could be somethin to what that atkinson said, you know?
Düşünüyorum da Atkinson'ın söylediğini yapmak iyi olabilirdi.
Do you really imagine, even in your wildest dreams, that a girl like this could possibly be interested in an ageing, brilliantined stick insect like you?
Gerçekten de, en çılgın rüyalarında bile... böyle bir kızın, senin gibi yaşlı, biryantinli bir değnek çekirgesine... ilgi duyabilme ihtimali olduğunu hayal edebiliyor musun?
You're someone I could imagine having children with.
Sen çocuk sahibi olmayı düşünebileceğim bir erkeksin.
The stuff they shot could really gut punch you. Yes I can imagine.
Fakat itiraf edeyim ki onlar gerçek... kullandıkları yollar gerçekten çok kötüydü.
could you give me a hand 26
could you say that again 20
could you repeat that 46
could you do it 21
could you please 43
could you do me a favor 94
could you tell me 38
could you do me a favour 26
could you 1023
could you excuse me 18
could you say that again 20
could you repeat that 46
could you do it 21
could you please 43
could you do me a favor 94
could you tell me 38
could you do me a favour 26
could you 1023
could you excuse me 18
could you help me 76
could you be more specific 57
could you get that 18
could you come in here 19
could you come here 36
could you help me out 17
could you not 23
could you hold on a second 17
could you tell 16
could you just 92
could you be more specific 57
could you get that 18
could you come in here 19
could you come here 36
could you help me out 17
could you not 23
could you hold on a second 17
could you tell 16
could you just 92