Cover me tradutor Turco
2,505 parallel translation
Cover me.
Koruyun beni.
Cover me.
Beni koru.
Cover me!
Koru beni!
If you cover me, I can flank him and take him out from the woods.
Beni korursan onlara kanattan saldırabilirim. Böylece ağaçlıkların arasından onları indirebilirim.
You're supposed to be back at work, Tina, to cover me for my 4 : 30 meeting.
İş yerinde olman gerekiyordu, Tina. Ben dört buçuk toplantımdayken yerime sen bakacaktın.
I'm going in. Cover me!
Gidiyorum, beni koru.
Spike, cover me from the window!
Spike, cama dikkat, koru beni!
Britt, um, cover me while I do this, okay?
Britt, işim bitene kadar beni idare edebilir misin?
You get into that tree-line and cover me with the rifle.
Sen de şuradaki ağaçların arasına gidip beni oradan koru.
No! No! Cover me.
Bekle!
- Cover me fully.
- Tamamen kapla.
I'm going in. Cover me.
Giriyorum.
- Cover me, goose, I'm going in.
Koru beni, kaz kafa. Ben dalıyorum.
Cover me...
Koruyun beni...
I lied to the PSU to protect my dad and you had to lie to cover me. And I owe you, big time.
Babamı korumak için bizimkilere yalan söyledim ve sen de benim için yalan söylemek zorunda kaldın ve sana borcum büyük.
Then he said... he said he'd cover me and that I should keep going.
Sonra o, beni koruyacağını söyledi. Ben de devam ettim.
Yeah, he asked me to run and get him some water. He said he'd cover me on watch.
Su getirmemi istedi, ben yokken nöbeti devralacaktı.
Chin, cover me.
Chin, beni koru.
It was just broken off- - cover me.
Henüz kopmuş. Koru beni.
You cover me, and I cover you.
Sen beni kolluyorsun, ben de seni...
Wordy, you cover me.
Wordy, sen de beni koru.
Would you cover for me?
Yerime bakar mısın?
I'll get someone to cover for me. Especially if you are talking about a little afternoon action.
Yerime bakacak birini bulurum,... hele ki ufak bir öğlen aksiyonundan bahsediyorsan.
Cover for me.
Koru beni.
And then you helped me cover it up, because that was the job!
Sonra da olayı ört bas etmeme yardım ettin ki görevin de buydu zaten.
From now on, you give me half the gross, or I'll blow your cover.
Bundan böyle ganimetin yarısını alırım yoksa foyanı ortaya çıkarırım.
In training to be an undercover cop, they taught me that sometimes you have to break the law to establish your cover.
Gizli ajanlık eğitimimde kimliğimi belli etmemek için bazen kuralları çiğneyebileceğim söylendi.
Even if I had it, giving it to you means that there is a paper trail of me involved in a cover-up.
O kadar param olsaydı bile vermezdim. Çünkü bu bir örtbas işine giriştiğimin resmi kaydı olurdu.
Terry told me he paid him a hundred dollars, a hundred dollars to cover his shift tonight.
Terry'ye akşam vardiyasına baksın diye 100 dolar vermiş.
Now, with this type of problem, some men will duck and cover. Others will turn to booze. Me?
Bu tip sorunlarla bazı erkekler tırsıp saklanarak başa çıkarken ; bazılarıysa kafayı çekerek kendine gelir.
Tell me, what happens when spies who are under official cover... get their pictures in the paper?
Gizli görevdeki ajanların resimleri basılsa ne olurdu acaba?
They're doing a cover story on me...
Benim hakkımda bir kapak hikayesi hazırlıyorlar.
If you ask me, something went seriously fubar out there and the big guys back home are trying to cover their big fat ass- -
Bana sorarsan, burada gerçekten işler sarpasarmış. Evlerinde oturan koca adamlar da koca kıçlarını korumaya çalışıyorlar.
If Maya calls, please cover up for me.
Maya ararsa, lütfen örtbas edin.
So if you need me to cover for you, I'll be right here.
Yerine bakmamı istersen burada olacağım.
Alice, will you cover for me?
Alice, yerimi alır mısın?
Bill marsh helped me cover it up.
Bill Marsh örtbas etmeme yardım etti.
I'm going to be a couple of hours ; you got to cover for me.
Bir kaç saat ortalarda olmayacağım, beni idare etmen gerek.
Did they send me into deep cover?
Beni çok gizli bir işe mi yolladılar?
Could you cover for me?
Benim yerime bakar mısın?
I'll be gone for a couple of hours, so cover for me.
Birkaç saate gelirim. Benim işlerle de ilgilen.
His team laid down cover fire for me.
Takımı benim için koruma ateşi açtı.
What's in it for me except for the extra ass I got to cover?
Korumam gereken bir kıç daha olması dışında benim çıkarım ne olacak?
But you're supposed to take me to see that Zeppelin cover band next week.
Ama hani haftaya Zeppelin şarkılarını söyleyen grubun konserine götürecektin beni?
He already wrote me a check to cover it.
Borcu için bana çoktan bir çek yazdı bile.
Yeah, yeah, this is the all-important photo shoot for the album cover for The Real Me, my new independent release. S.MOUSE :
Sessiz lütfen Marlon.
- You didn't cover for me, because I didn't do anything.
- Kıçımı filan kollamadın çünkü ben bir şey yapmadım.
You try and stop me, and I'll be forced to expose everything you've been so carefully trying to cover up.
Beni durdurmaya çalışırsanız, örtbas etmeye çalıştığınız her şeyi ortaya çıkarmak için elimden geleni ardıma koymam.
Mr Lyon wanted me to cover a couple of things.
Bay Lyon birkaç şeyi halletmemi istedi.
The Lancer Trustees are just gonna cover up any dirt that you find on me.
Lancer emanetçileri bana karşı ne bulursan örtbas eder.
It was running late, so he asked me to cover his call.
Geç kalmıştı o yüzden benden yerine bakmamı istedi.