Did he say that tradutor Turco
774 parallel translation
Did he say that?
- Öyle mi dedi?
- Did he say that?
- Gerçekten mi?
Did he say that?
Bunu o mu dedi?
Did he say that?
Bunu mu söylemiş?
Did he say that, too, when he asked you to betray the judge?
Bunu yargıca ihanet etmeni isterken de mi söyledi?
Did he say that?
O bunu mu dedi?
- When did he say that? - Last night.
- Ne zaman söyledi bunu?
- Did he say that? - Yes, sir.
Söyledi mi bunu?
Did he say that to you?
- Sana mı söyledi?
- Did he say that too?
- Bunu da mı demiş?
- Why did he say that?
- Neden bunu söyledi?
- Did he say that?
- Böyle söyledimi?
- Did he say that?
Öyle mi söyledi?
Did he say that?
Böyle mi dedi?
When did he say that?
Bunu da ne zaman söyledi?
- Did he say that?
- Böyle mi söyledi?
Did he say that tree was mad?
- O ağacın deli olduğunu söyledi mi?
He did say that we could take our time about moving out.
Taşınmak için acele etmemiz gerekmediğini söyledi.
Did he say that?
Böyle mi söyledi?
When you were in London, did you or did you not repeatedly hear Colonel Paradine say that he wished to be dead?
Siz Londra'dayken Albay Paradine'in ölmek istediğini söylediğini tekrar tekrar duydunuz mu yoksa duymadınız mı?
He that bereft thee, lady, of thy husband... did it to help thee to a better husband.
Sayın bayan, seni kocandan mahrum eden, daha iyisini bulasın diye yaptı o işi.
- Never mind about that! What did he say?
- Boşver, sana ne söyledi?
Did he say anything would make you pass a remark like that? Well, did he?
Sana geçerken böyle bir isaret mi yap dedi?
Oh, he doesn't know any more about it than I do, but he did say that the captain figured his estimate about 4 : 00 p.m. this afternoon.
Oh, o da benden daha fazlasını bilmiyor, fakat kaptanın tahmini yaklaşık öğleden sonra saat 4 : 00'te yaptığını söyledi. Bu öğleden sonra.
Did your son ever say or do anything that would indicate he had the money?
Oğlunuz paranın kendisinde olduğu konusunda bir şey söyledi ya da yaptı mı?
What did he say to that?
- Buna ne dedi?
Now, mind you, I didn't say that he did.
Dur bakalım, yaptı demedim.
Did he never say anything that...
Size kayıttan hiç bahsetmedi mi?
The things they say he did to the Jews and the rest, we knew nothing about that.
Yahudi ve diğerlerine yaptıklarını söyledikleri şeyleri bilmiyoruz.
If this is the only way of convincing Nicholas that he did not bury his wife alive then I say by all means - do it.
Eğer bu Nicholas'ı, karısını diri diri gömmediğine inandırmanın tek yolu ise, o zaman bırakalım yapsın.
But I did hear him say that he was tired of sightseeing and he wanted to meet some people. - Joy Boy, how's your Spanish?
Ama çevre gezilerinden sıkıldığını ve insanlarla tanışmak istediğini söylüyordu.
What did he say to that?
Buna cevabı ne oldu?
Did he say, fake a battle? - Yes, sir. - That's what I thought he said.
Düzmece savaş mı dedi?
Tushin did not say that he had no covering troops, although this was the absolute truth.
Tushin destek ateşi veren kimsenin olmadığını söylemedi, halbuki gerçek buydu.
Did he really say that?
Gerçekten öyle mi dedi?
Did you not have Mr. Enzor, who is me, say that he had a mistress?
Bay Enzor'u duymadınız mı metresim olduğunu söylemedi mi?
Jewish or Mahometan, all that mattered to me was that the man did his duty, in which case, he was as French as the rest of us.
İster Yahudi ya da Müslüman olsun benim için önemli olan kişinin görevini yapıp yapmamasıydı. Her durumda o da diğer hepimiz kadar Fransız sayılırdı.
"Sir, I am appalled by what you said yesterday." "What did I say?" "That you wanted Germany to win." He added, " And after?
Vichy'de durdum çünkü bir Fransız nasıl olur da böyle bir şey söyleyebilir aklım almıyordu.
And what did he say to that?
Ne cevap verdi?
- How did you know he said that?
Hem de senin adını sayıklayarak. - Bunu söylediğini nereden biliyorsun?
Did I hear you say that he took his passport?
Pasaportunu almış mı diyordunuz?
Eventually Montgomery decided that he couldn't go on, and that the operation was to be called off, and get as many people back across the Rhine as possible, which he did.
Sonunda Montgomery, bu durumu daha fazla sürdüremeyeceğini anladı. Operasyon iptal edilecekti. Olabildiğince çok sayıda insanı, geri çekmeye karar verdi ve öyle de yaptı.
He did say that he was going to take a drive out to the beach.
Arabayla sahile bir gezi yapacağını söylemişti.
Did he say that?
- Bunu o mu söylemiş?
He did say that.
Böyle demişti.
When did I say that he doesn't?
Ben yok demedim ki.
Only that he went on to say, lower down, that the regiments that did mutiny had been under your command.
Daha aşağıda göreceğiniz gibi, konuşmasını sürdürmüş isyan eden birliklerin sizin komutanızda olduğunu söylemiş.
No, he certainly did not say that.
hayır, o kesinlikle öyle demedi.
Did he really say that?
Gerçekten böyle mi söyledi?
Brayner said he'll calculate according to the number of the bins! He did say that!
Brayner kasaların sayısına göre hesaplarız dedi!
Incidentally, he did ask me to say that he does especially recommend the pate tonight.
Bu arada, bu gece... özellikle ezmeyi önerdiğini söylememi istedi.
did he 1350
did he now 35
did he tell you 55
did he die 35
did he hit you 36
did he just say 44
did he tell you that 56
did he do it 47
did he leave 22
did he touch you 28
did he now 35
did he tell you 55
did he die 35
did he hit you 36
did he just say 44
did he tell you that 56
did he do it 47
did he leave 22
did he touch you 28