Did it go well tradutor Turco
232 parallel translation
Did it go well?
İyi gitti mi?
Did it go well?
İyi geçti mi bari?
Did it go well?
İyi geçti mi?
I mean, did it go well?
Sizinle o...? İyi gitti mi?
So did it go well or not?
Ee, nasıl gitti peki?
Did it go well with Felicia?
Felicia ile iyi miydiniz bugün?
- Did it go well?
- İyi geçti mi?
" Did it go well, do you think?
"İyi geçti mi, sence?"
- Did it go well yesterday?
- Dün iyi geçti mi?
Well, did he go for it or didn't he?
Ee, onu arıyordu, değil mi?
- Well, how did it go?
- Nasıl gitti?
Well, you know Servoz did't want to go up that way, everybody knew it.
Biliyorsun Servoz o taraftan tırmanmak istemiyordu, herkes biliyordu.
- Well, how did it go?
- Ee, nasıl gitti?
- How did it go last night? - Very well.
- Nasıldı dün gecen?
Well, how did it go?
Neyse nasıl gitti?
Well! How did it go?
Eee, nasıl gitti?
Did it all go off well?
Her şey yolunda gitti mi?
- Well how did it go, ok?
- Nasıl geçti bakalım?
Well, how did it go?
Nasıl geçti?
- Very much. Well, how did it go?
- Elbette, nasıl gitti?
- Well, how did it all go?
- Pekâlâ, nasıl geçti gününüz?
Well, how did it go?
- Nasıl geçti?
Did it really go well?
- Gerçekten iyi gitti mi?
Well, I have to admit Marshall did go about it the wrong way.
Şey, itiraf etmeliyim ki Marshall'ın yolu yanlıştı.
That didn't go very well at all, did it?
Hiç de iyi gitmedi, değil mi?
Well, he didn't say again, I've got to go down the burrow and check that there are no obstacles in it, so it did that.
Aslında yine yuvaya girmeli ve orada bir engel olup olmadığına bakmalıyım demeden böyle yaptı.
Well, he wanted to thank me for giving up our trip to Aspen so that you could defend him, but since I did hurt my knee there last year, maybe it was better that I didn't go.
- Onu savunabilmen için... Aspen tatilinden vazgeçtiğim için teşekkür etti. Ama geçen sene orada dizimi sakatladığım için... hiç gitmesem belki daha iyi olabilirmiş.
However... if you did go back and check... and it turns out that there's nothing... well, then, you might help to clear him.
Yine de oraya geri dönüp, bunu kontrol edersen ve ortada bir şey olmadığı anlaşılırsa eh, o zaman da onun temize çıkmasına yardım etmiş olursun.
Well, now that didn't go very well, did it?
Şey, bu pek iyi gitmedi, değil mi?
Jesus- She just opened her mouth very wide and stuck her tongue out... as far as it was humanly possible to go. - Well, Amanda didn't respond, did she?
Tanrım, Amanda herhalde karşılık vermedi değil mi?
- It didn't go very well, did it?
- İyi geçmedi değil mi?
Well, you always did have a keen sense of fashion but you seem to have let it go along with your once-trim figure.
Eskiden modadan anlardın. Fakat moda anlayışınla birlikte eski giyim tarzını da kaybetmişsin.
Well, how did it go?
Pekala, nasıl gitti?
Oh, why don't you go ahead and say what you're thinking, Niles? That I'm falling for her again. "Well, you did bounce in here as though you were on top of the world, and babbling about her smile" — I just don't want to hear it, Niles!
Ona vurulduğumu söyle. "Buraya dünyanın en mutlu insanı olarak gelip gülümseyişi hakkında geveliyorsun."
Well, how did it go?
Ee, nasıl gitti?
Well, that didn't go verywell, did it?
Şey, bu pek iyi geçmedi, değil mi?
Oh, hi, honey. It didn't go very well, did it?
Oh, selam, canım. pek iyi gitmedi değil mi?
Well, how did it go?
Bir gezegensel araştırma raporu mu?
Yes, well, she didn't know it was Valentine's Day until I reminded her, and she did say she wanted to go over a new ad campaign.
Ben hatırlatana kadar Sevgililer Günü olduğunu bilmiyordu. Yeni reklam kampanyasından konuşmak istediğini söyledi.
That didn't go well, did it?
İyi gitmedi, değil mi?
- It did not go well, general Hammond.
- Pek iyi gitmedi, General Hammond.
It did not go well.
İyi gitmedi.
Wait. Are you pretending it didn't go well, but it really did go well?
Bir dakika, yine şu iyi gittiği zamanlar yaptığın iyi gitmemiş numarasını mı yapıyorsun?
- So it did go well?
Yani iyi gitti.
That didn't go very well, did it?
Pek iyi geçmedi değiI mi?
Well, how did it go?
Nasıl gitti?
Did it go as well as you hoped it would?
Gitmesi gerektiği kadar iyi gitti mi?
Well-Well, where did she go? It's very important.
Nereye gitti.Bu çok önemli.
It's a well thought out, and respectful letter requesting Ashley's presence at the fraternity's rotherhood night. Did she go?
Bu kadar iyi ve saygılı bir mektup, Ashley'i dernek kardeşliği gecesine katılmaya davet ediyor.
What I do know is that Lawson met with our missing trader two nights ago, and it did not go well.
Bildiğim şey Lawson'ın kayıp simsarımızla iki gece önce buluştuğu ve buluşmanın iyi gitmediği.
Well, upon further evaluation... after I did my techniques to calm down a bit... I realised it doesn't go where I thought it did.
Tekrar değerlendirmeye göre kendimi sakinleştirme tekniklerini uyguladıktan sonra düşündüğüm yere çıkmadığını fark ettim.
did it work 301
did it hurt 105
did it 665
did it again 22
did it help 23
did it not 22
did i stutter 40
did i do something wrong 160
did i scare you 76
did i say something wrong 88
did it hurt 105
did it 665
did it again 22
did it help 23
did it not 22
did i stutter 40
did i do something wrong 160
did i scare you 76
did i say something wrong 88