Everything that happened tradutor Turco
1,848 parallel translation
Been walking around, trying to clear my head after everything that happened.
Sadece bu gece olan her şeyden sonra etrafta yürüyüp kafamı boşaltmaya çalışıyordum.
Katherine's going to be there, And she's going to want me to tell her everything that happened today.
Katherine orada olacak ve bana bugün olan her şeyi anlatmamı isteyecek.
My mom said that she was pretty freaked out about everything that happened with Sarah.
Annem onun Sarah'a olanlar konusunda çok korktuğunu söyledi.
And I'm sorry about everything that happened.
Tüm olanlardan ötürü özür dilerim.
Recorded everything that happened in this room.
Bu odada olan her şeyi kayıt altına almış.
They asked us to waive jurisdiction On everything that happened last night.
Dün akşam olanların tümünde yetkimizden feragat istediler.
Either you tell me, or I tell Mom everything that happened last week.
Ya sen söylersin ya da anneme geçen hafta olanları anlatırım.
You sure you told me everything that happened out there?
Orada olan her şeyi anlattığından emin misin?
I guess I was just a little worried,'cause holidays are for family time, and... with everything that happened with your mother...
Sanırım ben biraz endişeliydim. Çünkü tatiller ailelerle geçirilir ve annenle olanlardan sonra...
It was about everything that happened the other night.
Dün gece olan her şeyle ilgiliydi.
Do you think he'd go through with it after everything that happened?
Her şey olduktan sonra üstesinden geleceğini sanıyor musun?
Everything that happened is my fault.
Olanlar benim hatamdı.
Hey, I want you to tell me everything that happened that night- -
O gece bütün olanları anlatmanı istiyorum.
Tomorrow I will confess to todd Everything that happened here.
Yarın Todd'a burada olan her şeyi itiraf edeceğim.
Gary, I'm sorry about everything that happened.
Gary, yaşananlar için çok özür dilerim. Tamam mı?
I want to walk you through an exercise that's going to help you recall everything that happened last night.
Dün gece olanları hatırlamana yardımcı olacak bir egzersiz yapacağız.
I just wanna talk to you about everything that happened.
Tüm bu olanlar hakkında konuşmak istiyorum.
Everything that happened when I live here, really...
Burada yaşadığım her şey, gerçekten...
I am willing to be understanding about everything that happened.
Olanları sineye çekeceğim.
So, like, everything that happened between us, what was that? That was just bullshit?
Peki, aramızda geçen her şey onlar neydi öyle?
I had to, after everything that happened.
- Anne, lütfen. - Pekâlâ kızlar.
Everything that happened in my life before, it's gone now.
Hayatımda önceden ne olduysa, artık kayboldu gitti.
She must have changed her name to hide from everything that happened back home.
Evde olanları saklamak adına adını değiştirmiş olmalı.
You know, after everything that's happened between us... yeah, yeah.
Aramızda olan onca şeyden sonra... Evet, evet.
Everything that's happened since the day that I met you people has been a lie.
Sizinle tanıştığım günden bu yana başıma gelen her şey yalanmış.
Everything that's happened to you, everything you've gone through, I think I understand it now.
Sana olanları, yaşadıklarını şimdi anlıyorum.
When we were at the hangar that day, before... Everything happened, I was gonna tell you something.
O gün ikimiz hangardayken her şey yaşanmadan önce sana bir şey söyleyecektim.
After everything that's happened to you...
- Başına gelen onca şeyden sonra...
After everything that's happened, we... haven't had the chance.
Bütün olanlardan sonra konuşma şansımız olmadı.
With everything that's happened, I haven't eaten much the last couple days, but your food has definitely brought back my appetite.
Olan şeylerden sonra son birkaç gündür pek bir şey yememiştim ama yemekleriniz kesinlikle iştahımı yerine getirdi.
Whoever this person is, they are behind everything that has happened to you.
Bu kişi her kimse başına gelen her şeyin arkasında da o var.
You know, everything that's happened...
Ne olduysa oldu...
I prise to forget about everything that's happened and have a good time... Hey...
Hey...
And everything bad that happened to Hurley
Başına gelen her kötü olayda
That I appreciate everything you did for me, and it's hard when people grow apart. Oh, is that what happened?
Ben takdir her şey benim için yaptı ve zor insanlar dışında büyümek's.
But with everything that's happened, I, um... I think it's probably best that we have some time apart.
Ama olan onca şeyden sonra, biz bizim biraz ayrı kalmamız en iyisi olacak.
Agent Gibbs, I want you to know that I'm preparing a letter of resignation detailing everything that's happened.
Olanları ayrıntılarıyla anlatan bir istifa mektubu hazırlıyorum.
Look, I've been thinking about everything that's happened.
Aramazsın sanıyordum.
You know, when Zack first came to me and told me what happened and everything that you went through, I thought that, you know, maybe we could do this, but Daniel and I talked it over, and I can't do this. I'm sorry.
Zack bana geldiğin de, ne olduğunu ve başına neler geldiğini anlattığın da, Bunu belki de yapabileceğimi sanmıştım. Ama Daniel ile bu konu hakkında konuştuk ve yapamayacağım.
Everything that's happened between us... it's too much.
İkimizin arasında olan şeyler çok fazla.
It was hard to give it back after everything that had happened.
Bunca şeylerden sonra, bunu geri vermek hiç de kolay değil.
Everything that happens to Simon, it's already happened to me.
Simon'ın başına gelen herşey, banada etki etmiş oluyor.
I don't... I don't know. I guess I've been so overwhelmed with everything that's happened lately,
ben--ben bilmiyorum sanırım ben son zamanlarda olanlar olaylarda... boğulmuş gibiydim.
Forget everything that has happened to you.
Başından geçen olayları unut.
I understand your emotional investment in everything that's happened, but you need to watch it!
Duygusal oluşunun nedenini anlayabiliyorum her şey başına geldi ama izlemen gerekiyor!
Tell me everything that's happened to you since you were 10.
On yaşından bu yana ne olduysa bana anlat.
We went from a universe that was infinitely small to a universe that was light-years in size. In the first three minutes, essentially everything interesting that was going to happen in the universe happened.
İlk üç dakikada esasen evrende olması gereken her şey oluşmuştu.
One universe or many, they all start with a Big Bang. Everything that makes us human... the atoms in our bodies, the jewelry we wear, all the things that lead to the tragedy of life and the beauty and the excitement, love, everything else... arose because of processes that happened
Bizi insan yapan her şey, vücudumuzu oluşturan atomlar, taktığımız mücevherler hayatın trajedilerine götüren şeyler, güzellik, heyecan aşk, her şey... 14 milyar yıl önce oluşan bir gelişim sonucunda meydana geldi.
Reverse all the evidence and everything else that happened.
Tüm delilleri ve başka ne olduysa yok et.
"and I was thinking, I can't believe it, " after everything's that's happened to me,
Ertesi gün George :
Everything pretty much happened in a rush after that.
Kısa bir süre sonra her şey çok güzel oldu.
everything that's happened 22
that happened 98
happened 142
everything is fine 327
everybody 7095
everyone 6978
everything 4202
every 358
everywhere 595
everyday 85
that happened 98
happened 142
everything is fine 327
everybody 7095
everyone 6978
everything 4202
every 358
everywhere 595
everyday 85
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything is good 35
everything will be alright 53
everything is possible 23
every day 1374
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything is good 35
everything will be alright 53
everything is possible 23
every day 1374
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything is wrong 17