For ourselves tradutor Turco
1,916 parallel translation
So let's not make this harder for ourselves.
Bu yüzden bunu kendimiz için zorlaştırmayalım.
You've taught us to stand up for ourselves.
Sen bize kendimiz için savaşmayı öğrettin.
We could pick up the rest of the options for ourselves, swoop in, sell the whole thing to Sturgis.
Geriye kalan tüm satış haklarını kendimize alabiliriz, üzerine yatar hepsini Sturgis'e satarız.
Raynard always told us to think for ourselves.
Raynard hep kendimizi düşünmemiz gerektiğini söylerdi.
We thought for ourselves.
Kendi özgür düşüncelerimiz ve konuşma özgürlüğümüz yoktu.
It's time that we made names for ourselves.
Kendi adlarımızı duyurmamızın zamanı geldi.
We do it for ourselves.
Kendimiz için yapıyoruz.
I think eventually we learn To define happiness for ourselves on our own terms, In spite of the pain other people have caused us.
En sonunda, diğer insanların sebep olduğu tüm acılara rağmen kendi şartlarımıza en uygun mutluluğun tarifini öğreniriz.
We will with our solutions... create the safe society we wish for ourselves and for our children.
Çözümlerimiz ile birlikte kendimiz ve çocuklarımız için istediğimiz daha güvenli toplumu yaratacağız.
We're just standing up for ourselves and for those who can't fight back.
Biz sadece kendimiz için dövüşüyoruz ve kendini müdafaa edemeyenler için.
We're just standing up for ourselves.
Biz sadece kendimiz için dövüşüyoruz.
I know you want to protect him, but some lessons we have to learn for ourselves.
Onu korumak istediğinin farkındayım ama bazı şeyleri tecrübe ederek öğrenmemiz gerekir.
And in the process, created for ourselves some very-very lucrative construction deals to reconstruct the country that we'd essentially destroyed. Which is a pretty good deal if you own consturction companies, big ones.
Tabi büyük inşaat şirketlerinin sahibi siz olunca bu durum çok iyidir.
We dug out some shelters for ourselves.
Kendimiz için sığınaklar kazdık.
All the things we can't make for ourselves.
Kendimiz için yapamayacağımız her şey.
Only way to know for sure is to find those five other cards, see for ourselves.
Bunu öğrenmenin tek yolu kalan beş parçayı bulup bizzat görmek.
Come on, you guys. We've got to stand up for ourselves.
- Haftasonu bitti, Kevin.
I mean, we're not used to doing anything for ourselves, let alone drive.
Yani, kendimiz için hiçbir şey yapmazdık. Sürüşü kendisine bıraktık.
What about our dream of doing better for ourselves?
Peki ya kendimiz için daha iyisini gerçekleştirme hayallerimize ne oldu?
If we're gonna make it anywhere in this world, we got to stand up for ourselves.
Bu dünyada her koyun kendi bacağından asılır.
Bowing low and prostrating ourselves before the Mother Nature, whose acceptance we implore, we would rather die for the land of our birth than allow our enemy to intrude on its earth.
Yüzü koyun yere yatmış hafifçe başını sallamadan önce Doğa ana, Yalvaran bizi kabul et, düşmanımızın zorla içeri girmesine izin vermektense doğduğumuz ülke için öleceğiz.
You were right, though. We've got nothing to reproach ourselves for.
- Haklıydın.Kendimizi suçlamamızı gerektirecek bir şey yok.
Sokka do you really think it's a good idea for us to attend a play about ourselves? Come on!
Sokka, hakkımızda yazılan bir oyunu izlemeye gitmek iyi bir fikir mi sence?
- We show little love for God if we don't detach ourselves from what we leave behind.
- Tanrıya olan sevgini göster. Bizler sonuncular olacaksak arkamızda bir şey bırakmış olmayız.
God, our true father, asks of us today, more strongly than ever, that we adore Him and sacrifice ourselves for Him and that we never lose faith in His love.
Bizim gerçek yaratıcımız olan tanrı, bizden her zamankinden daha güçlü olmamızı istiyor. Ona kendimizi adayalım ve gerçek kurtuluş için kendimizi feda edelim ki inancımızı kaybolmasın.
It's good for you if you drink it, so what if we poured it on ourselves?
Vücudumuzu da serinletir, Biraz sürelim bakalım nasıl olacak?
"for what we leave Behind us " is a part of ourselves.
" Ardımızda bıraktıklarımız bizim parçamızdır.
I donít think we would be accused of undue conceit if we said of ourselves, or didnít mind it being said of us, that weíve been opening and carrying forward and largely winning an argument thatís been neglected for too long.
Bakın ; günümüz koşullarında, çok uzun süre ihmal edilmiş bir tartışmayı daha ileri taşıdığımızı ve de açıkça kazanmakta olduğumuzu söylersek ya da hakkımızda böyle söylenmesine izin verirsek yersiz bir kibirle suçlanabileceğimizi sanmıyorum.
Hey, that says something for us. We can enjoy ourselves even when we're trying to find a murderer.
Hey, bu bir katili ararken bile kendimizi eğlendirebildiğimizi gösteriyor.
But do we starve ourselves for independence?
Peki biz bağımsızlık için savaşırken aç mı kalmalıyız?
Excrement being the symbol for that which we reject and hate about ourselves.
Dışkı, sembol olarak kullanılmış kendimizi reddedip, nefret etmemiz gibi.
Revenge is a poison meant for others that we end up swallowing ourselves vengeance is a dark light that blinds all who seek it.
İntikam, bizi ve diğerlerini yeyip bitiren bir zehirdir. İntikam, arayış içinde olanların gözünü kör eden koyu bir ışıktır.
Like you, Mr. Adams, we are arming ourselves for our own defense.
Sizin gibi, Bay Adams, bizde kendi adımıza kendimizi savunuyoruz.
If we finally fail in this great and glorious contest, it will be by bewildering ourselves in groping for the middle way!
Eğer bu büyük ve şanlı mücadelede sonunda yenik düşecek olursak, bu körü körüne orta yol arayışıyla kendimizi kandırdığımızdan dolayı olacaktır!
But... we got to prepare ourselves for a truth we may not like.
Ama kendimizi pek de hoşumuza gitmeyecek bir gerçeğe hazırlamamız gerekiyor.
It means we'll have the house to ourselves for a while.
Bu, evin bir süre için bize kalacağı anlamına geliyor.
We are gathered together tonight to celebrate our perseverance and to remind ourselves that we must never take for granted our hard-earned... second chances.
Bu gece burada azmimizi kutlamak ve kendimize güçlüklerle kazandığımız ikinci şansları hatırlatmak için toplandık.
But, for the sake of the shareholders, Let's keep that between ourselves, hmm?
Ama hissedarların hatırına bu aramızda kalsın olur mu?
We perjured ourselves for you. That's something.
Senin için yalan söyledik, bu da bir şeydir.
This persists for almost a million years, this condition, and then it gives way to something with an even larger brain - things that are much more like ourselves.
Bu, bu koşullarda yaklaşık bir milyon yıl devam etti, ve sonra, yerini daha büyük beyinli bir canlıya bıraktı -
Just run it for five seconds and then stop it to fool ourselves?
Kendimizi kandırmak için beş saniye çalıştırıp durdursa mıydık?
Aren't we all whoring ourselves for the man?
Hepimiz kendimizi satma peşinde değil miyiz?
We can only do that by being dreamers ourselves and pondering for years what dreams look like.
Biz sadece kendimizi hayalperest olarak avuttuk ve yıllarımızı bir hayal kurarak harcadık.
we must not reproach ourselves for unIived lives.
Yaşayamadığımız hayatlar için kendimizi suçlamamalıyız.
It's just a word for something greater than ourselves and that's all.
Bu sadece bizden çok daha üstün bir varlık için kullanılan bir kelime.
For another type of space collision, we have only ourselves to blame.
Diğer bir tür uzay çarpışmasındaysa, sadece kendimizi suçlayabiliriz.
We have committed ourselves to a struggle in which, whether we like it or not, we may have to kill or be killed, because we are fighting for Bolivia's freedom.
Biz kendimizi bu mücadeleye adadık hoşumuza gitse de gitmese de öldürebilir ya da öldürülebiliriz çünkü bizler Bolivya'nın özgürlüğü için savaşıyoruz.
Just put a "do not disturb" sign on the door... and lock ourselves in for the weekend?
Kapıya "Rahatsız Etmeyin" levhasını koyup haftasonu boyunca odaya mı kilitleyecektin?
The idea is we pay for the program and syndicate it ourselves, completely bypassing the networks.
Fikir şu ki, program harcamalarını kendimiz karşılayıp kurumsallaşacağız ve tüm medyayı bertaraf edeceğiz.
If we're honest for a minute, if we reflect privately just for a moment if we allow ourselves a glimpse into that shadowy place we call our soul isn't that why we're here now? The two of us?
Eğer bir dakikalığına dürüst olup, bir an için özel olarak kendimizi aksettirsek, ve ruhlarımızı çağırdığımız o gölgesel bölgeye gözümüzün ilişebilmesine bir müsaade edebilsek, neden bu konumlarda olduğumuzu ikimiz de anlayabilirdik, değil mi?
We reassure ourselves saying misfortune is for others, not for us.
Sonrasında da böyle şeyler başkalarının başına gelir, bizim değil diyerek kendimizi kandırıyoruz.
ourselves 56
for one thing 438
for once 763
for one 714
for one moment 21
for one minute 20
for one night 42
for one day 34
for one second 35
for once in my life 49
for one thing 438
for once 763
for one 714
for one moment 21
for one minute 20
for one night 42
for one day 34
for one second 35
for once in my life 49