From the outside tradutor Turco
2,106 parallel translation
I need you to shove this in here like this so it seems locked but you can still open it from the outside.
Bunu şuraya sokuşturalım ki kilitlenmiş gibi görünsün ama kapıyı dışarıdan açabileyim.
Look, nobody can access our system from the outside.
Bak... dışarıdan hiç kimse bilgisayar sistemine giremez.
And it's different looking at America from the outside.
Amerika'nın dışından içeriye bakmak farklıymış.
A giant from the outside and soft from within.
Dışı devasa içi yumuşacık.
Of course, bugging a room from the outside... makes it impossible to see potential pitfalls.
Tabi, bir yeri dışarıdan dinlemek aksaklıları görememenize neden olabilir.
No, sir, we'll have to go in with ground forces from the outside.
Hayır Efendim, kara kuvvetleriyle dışarıdan girmemiz gerekiyor.
Doctor, someone from the outside tried to kill him.
Doktor dışarıdan biri onu öldürmeye çalıştı.
I know that from the outside, it doesn't seem like Oliver would ever do anything to hurt Lois and me, but his dark half might.
Biliyorum dışarıdan Oliver'ın beni veya Lois'i incitecek bir şey yapmayacağını düşünüyorsun ama karanlık tarafı yapabilir.
I left my convent and traveled here and bribed one of the monks, who revealed to me the secret entrance from the outside world.
Manastırdan ayrılıp buraya geldim ve keşişlerden birine rüşvet verdim. O da bana buraya gelebileceğim gizli bir yol gösterdi.
They went from the outside lane down to the inside lane.
Aracımız yolda manevralar yaparak gidiyordu.
Corrupted from the outside.
Kişilik kopyası bozulmuş. Dışarıdan müdahele edilmiş.
But the money was gone from the outside account when the investigators got access.
Ama soruşturmacılar o hesaba girdiğinde para çoktan gitmişti.
We need someone from the outside to help us with Jimmy.
Jimmy konusunda, bize dışarıdan yardım edecek birine ihtiyacımız var.
But if someone from the outside killed him...
Ama dışarıdan biri onu öldürürse...
From the outside, I looked the same after the blackout.
Dışarıdan bakıldığında bilinç kaybından sonra aynı görünüyordum.
Bullet holes have a raised edge from the outside. Shots came from inside the car.
Mermiler, dışa doğru genişleyen bir şekilde çıkmış bu da demektir ki silah içeriden patlatılmış.
Pressure coming from the outside. Oh, he's got a little space.
Dışarıdan baskı geliyor.
but from the outside that'll be backwards.
Gerçi umurumda değil ama dışarıdan bakınca ters görünmeyecek mi?
We can't get out and no-one from the outside world can get in.
Biz dışarı çıkamayız ve dış dünyadan kimse de içeri giremez.
You know? It locks from the outside, And Kelly was the only one there.
Biliyorsun kilit dış taraftaydı, ve Kelly dışarıda olan tek kişiydi.
It's locked from the outside!
Dışarıdan kilitlenmiş!
It's easy to open from the outside... just point and press.
Dışarıdan açması kolaydır, sadece yönelt ve bas.
It means someone's helping that scumbag from the outside.
Öyleyse dışarıdan biri o pisliğe yardım ediyor demektir.
The world you're looking for only exists from the outside.
Aradığın dünya, sadece dışarıdan görünüyor.
Everybody's a mystery from the outside, including Bianca.
Bianca dâhil, herkes dışarıdan bakınca bir sırdır.
Only from the outside...
Dışarıdan öyle gözüküyor...
From the outside it looks like a regular office building.
Dışarıdan normal bir iş yeri gibi görünüyor.
Which suggests they were Mechanically introduced from the outside in.
Bu delikler düzgün ve birbirine benziyor ki bundan da mekanik bir şeyle dışardan yapıldığını gösteriyor.
For instance, placing a ringing bell inside it became silent, you couldn't hear it from the outside, because, having removed all the air, there was no medium to carry the sound waves.
Örneğin, çalan bir zil içine koyulunca zil sessizleşiyordu, dışarıdan duyamıyordunuz, içerideki hava tümden boşaltıldığı için, ses dalgalarını taşıyacak bir vasıta yoktu.
From this day on, you should experiment with yourself, so go out on the street, outside, to look for your truth, and tomorrow you'll go on stage with the experience you live today.
Bu günden sonra, sen kendi kendine tecrübe edeceksin, Dışarı sokaklara çık ve senin için doğru olanı ara, Ve yarın sahneye devam edersin
No news of the disappearance of 3 year old Jamie Smith, missing from her home outside Gray Fork since Thursday.
Gray Fork'taki evinin önünden kaçırılan 3 yaşındaki Jamie Smith'in kayboluşuyla ilgili Perşembeden bu yana hiç bir gelişme yok.
We've also got what appears to be a blood trail that leads from here... to just outside the warehouse.
Aynı zamanda burdan şu taraftaki,... depoya doğru giden kan izleri bulduk.
Look, I've been scanning through the trafc cam footage from outside Meredith Reed's apartment building.
Meredith Reed'in evinin önündeki trafik kamera görüntülerini tarıyordum.
We've been scanning through the traffic cam footage from outside Meredith Reed's apartment building.
Meredith Reed'in evinin önündeki trafik kamera görüntülerini tarıyordum.
Best to check the damage from outside the ship.
Hasarı geminin dışından kontrol etmek en iyisi.
- From the outside.
Dışarıdan.
Let me make you part of the view from outside, Katrina.
Seni dışarıdaki hayatın bir parçası yapayım, Katrina.
One of the contractors from the other company recognised Frankie, who was lying outside of the vehicle, beside the road.
Diğer şirketten bir paralı asker yol kenarında araçtan fırlamış bir halde bulunan Frankie'yi fark etmiş.
Someone could see the light from outside.
Dışarıdan ışığı görebilirler.
And from what you've said, the receptionist Showed an irrational desire to get outside, And then she sprayed.
Ve söylediklerinize göre, resepsiyonist mantıksız bir şekilde kendini dışarı attı ve ondan sonra patladı.
from the funded his access to an outside account.oney
Gale, parayı dışarıdaki bir hesaba havale etti.
I asked the community what they wanted from the world outside... and I was told, " Tell the world we are grateful for its prayers.
Cemaate dışlarındaki dünyadan ne istediklerini sordum bana şöyle dediler : "Dünyaya duaları için minnettar olduğumuzu söyleyin."
Metaphorically... It's an effect from operating outside of the law.
Mecazi anlamda bu yasadışı çalışıyor olmanın bir getirisi.
Write about the five things that have greatest impact on our relationships... to the outside world as seen from your perspective.
Kendi gözünüzden, dış dünya ile olan ilişkimizi etkileyen etkenlerden beş tane yazın.
Next morning we got up, went outside... 10yds from where we slept, the fucking Grand Canyon.
Ertesi sabah kalktık dışarı çıktık ve uyuduğumuz yerin 10 metre ötesinde Büyük Kanyon vardı.
I just reviewed the security-cam footage from outside the hangar and got this from approximately 48 hours ago. There's more.
Dahası var.
Total cut-off from the "corruption of the outside world."
"Dışarıdaki yoldan sapmış dünya" ile tüm bağlantılar kesilmiş.
"from standing at the window, " from practising outside the neighbourhood they live in, " from going to public institutions,
pencereden dışarıyı seyretmeleri, yaşadıkları muhitte sokak ortasında işe koyulmaları, halka açık derneklere gitmeleri, ilkokul lise ya da kiliselere 20 metreden yakın olmaları yasaktı.
It takes four distinct steps to remove a cap from one of these flasks and we never open a flask outside of the tank.
Bu şişelerden birini, başka bir yere nakletmek dört farklı adımda yapılıyor, deponun dışında asla bir şişeyi açmayız.
Io sits about the same distance from Jupiter as our own moon does from Earth, but don't forget that orbiting outside Io are its sister moons, Europa and Ganymede.
lo Jüpiter'e Ay'ın Dünya'mıza olan uzaklığıyla aynı uzaklıktadır, fakat Io'nun dışarıda yörüngelenen kız kardeş uydularını unutmamak gerekir, Europa ve Ganymede.
The only possibility is that... someone stealthily brought in men from outside to rape the female patients
Bu tek bir şekilde mümkün olabilir birisi dışarıdan kadın hastalara tecavüz etmesi için bir erkek getirmişse...
from the bottom of my heart 69
from the very beginning 50
from the heart 21
from the future 31
from the past 16
from the start 66
from then on 61
from the moment i saw you 17
from the hospital 23
from the store 18
from the very beginning 50
from the heart 21
from the future 31
from the past 16
from the start 66
from then on 61
from the moment i saw you 17
from the hospital 23
from the store 18