From the inside tradutor Turco
2,913 parallel translation
then we're going there and take them down from the inside out.
Öyleyse oraya girip onları oradan çıkaracağız.
Come on in and destroy from the inside out, then.
O zaman içeri girer ve onları içten yok ederiz.
So I started investigating Grayson Global from the inside out, and that led me to a man named Roger Halsted.
Ben de Grayson Global'i içten dışa araştırdım ve bu araştırma beni Roger Halsted adında bir adama getirdi. Grayson'un hesap uzmanı.
Mr. Axe, we tried to open the door, but it's chained from the inside.
Bay Axe, kapıyı açmaya çalıştık ; fakat içeriden kapı zinciri çekilmiş.
Inhale too much, and it displaces the oxygen in your bloodstream... and suffocates you from the inside out.
Çok solursanız kanınızdaki oksijen seviyesini azaltarak sizi boğar.
Cooked him from the inside.
Adamı içeriden pişirmiş.
- He's really transformed, from the inside, out.
- Gerçekten içten dışa, tamamen dönüştü.
I love writing about crimes from the inside.
Hikâyelerimi ilk elden edindiğim bilgilerle yazmayı çok severim.
He likes getting at his cases from the inside.
Bilgilerini ilk elden edinmeyi seviyor.
The door was locked from the inside, key in the lock.
Kapı içeriden kilitli ve anahtar kapıda.
She'd have felt like she was burning to death from the inside.
Ölürken, içten yanarak öldüğünü sanmış olmalı.
It consumes the star from the inside out.
Yıldızı içinden dışına doğru tüketiyor.
Wants this to gnaw away at you from the inside out.
Bunun içini kemirip seni yiyip bitirmesini istiyor.
It's too bad we can't just ask this Tauverus what the code is so we can destroy the Lighthouse from the inside out.
Bu Tauverus'a kodu sorup, Deniz fenerini içeriden yok edemememiz ne kadar kötü.
Trying to tear shit up from the inside.
Charming'i içeriden göçürmeye çalışıyor.
Someone trying to tear shit up from the inside.
Sanki biri içten çöküntü yaratmak ister gibi.
He knows these attacks are coming from the inside.
Saldırıların içten kaynaklandığını biliyor.
Godfathering from the inside.
İçerden yönlendirme yapıyordu.
From eye discoloration and the clotting inside the carotid and jugular, I'd say he was killed at least four, five hours ago.
Gözlerdeki diskolorasyon ve boyun arteri ile şahdamarındaki pıhtılaşmaya bakarak en az 4 ya da 5 saat önce öldürüldüğünü söyleyebilirim.
I just stood in the garden, trying to stop myself from walking right inside.
Bahçede durdum, içeriye girmemek için kendimi zor tuttum.
According to this, it's coming from inside the church.
Burada yazana göre, kiliseden geliyormuş.
It's a balmy 8 degrees outside, while inside we're at the top of the 99th inning during the longest winter ever, and this announcer is one more snow flurry away from harming himself and others.
Dışarıda eksi on üç derecelik yumuşacık bir hava var. İçerideyse çok uzun bir kış devam etmekte ve doksan dokuzuncu atışa geçmek üzereyiz. Ve spikeriniz kendisini ve çevresindekileri yaralamaya tek bir atış uzaklıkta duruyor.
Sources inside the courtroom tell us that the prosecution is just moments away from calling their final witness.
Mahkeme salonu içindeki kaynaklarımız bize davacının son tanıklarını çağırmasının an meselesi olduğunu söylüyor.
TARU retrieved this from the camera inside the undercover car. It ain't pretty.
TARU, gizli polis arabasından bu kamerayı çıkardı.
You want to attack us from inside the gates.
Önce istifa ederek ahlaklı bir davranışta bulunursun diye düşünmüştüm ama hayır. Kalenin içinden saldırmak istedin bize.
I'm talking to you from inside! - Didja see me through the- -
Seninle içeriden konuşuyorum!
She gets bounced around from one foster home to the next, always knowing deep inside that she was meant for something better.
Bir bakıcı aileden diğerine kovulup durmuştur içten içe işlerin sürekli yoluna gireceğini düşünür.
I mean, I... Yeah, I can see why some guys would think that she's hot, but I have a tough time separating the body from who the person is inside.
Erkeklerin onu neden bu kadar beğendiklerini anlıyorum ama vücudu içindeki insandan ayırıp yargılayacak kadar olgun bir insan olduğum için...
They've even got recon photos from inside the bank.
Bankanın içinden çekilmiş keşif fotoğrafları bile var.
The Verrat enforcers were identified as Hundjager, from a race so tenacious and vicious that it is said they are birthed by consuming their own mothers from inside the womb.
Verrat infazcıları Hundjager olarak biliniyorlardı. Öylesine kararlı ve saldırgan bir soy ki ana rahminin içinden kendi annelerini yiyerek doğdukları söylenir.
We got the cooked books from the microchip inside Dearing's henchman.
Belgeleri, Dearing'in adamının kolundaki mikroçipte bulduk.
Without the wind from driving, it's getting to hot inside the boxes.
Kamyonda giderken esen rüzgar arıları serinletiyor.
We're treating it as a threat from someone who had inside knowledge of the circumstances.
Bu meseleye durumu içeriden bilen birinin yaptığı bir tehdit olarak bakıyoruz.
Several of the calls came from inside the hospital.
Gelen aramaların birkaçı hastanenin içinden yapılmış.
Thank God for delivery, keeping us inside and safe from all the Irish nonsense.
Bizi evimizde ve dışarıdaki tüm o İrlandalı saçmalığından güvende tutan teslimata şükürler olsun.
We'll get the inside scoop from Natalie herself.
Natalie'nin kendisinden, içeriden bir atlatma haber alacağız.
I just got a phone call from someone inside the house claiming the house is clear.
- Az önce evin içinden biri arayıp evin güvenli olduğunu söyledi.
From what I can see, Gibbs, I think the car was rigged to heat the dead body, giving the illusion that Dearing was inside.
Bana kalırsa, Gibbs araba cesedin sıcak kalmasını sağlayan bir hileydi Dearing'in arabada olduğu izlenimi verdi.
And his cell signal only looked like it was coming from inside the car.
Ve telefonunun sinyali, arabanın içinden geliyormuş gibi görünüyordu.
Your Honour, the beggars outside their temple.. .. are restricted from coming inside. No!
Sayın Yargıç, bunların tapınaklarının kapısındaki dilencilere girme izni var mı?
Are you saying we both are same? How can I dare compare you with him? He begs from outside every home and you beg inside the home.
sen ikimizede aynı şeyimi süylüyorsun meydan okumada ikinizi nasıI kıyaslaya bilirim o dıştaraftaki evin sende içtaraftaki evin.
Heat from inside the closed body bag sped decomposition.
Ceset torbasındaki ısı vücudun bozulmasını hızlandırmış.
The feed from the two security cameras inside the store and the video off the patrol cars.
Marketteki iki güvenlik kamerasının kayıtları ve devriye arabasının görüntüleri.
From a certain angle, he can see right into the fistula and actually watch food being digested inside Alexis'stomach.
Belirli bir açıdan, fistülün içini görebilir ve aslında Alexis'in midesindeki yiyeceğin sindirilmesini izleyebilir.
Looks like a silk screen design that melted from the truck fire, then transferred to the inside of the fire suit.
Dizayn baskısına benziyor kamyon alev alınca erimiş oradan da iç kıyafetine geçmiş.
The explosion was sparked from inside.
Patlama içeriden tetiklenmiş.
Inside the coconut, my pet cat from when I was little.
Hindistan cevizinin içinden küçükken sahip olduğum kedi çıktı.
The problem is, as far as we know, the unsub strikes from inside the house, not out in the open.
Tek sorun şu ki bildiğimiz kadarıyla, katil evin içinde saldırıyor, dışarıda açıkta değil.
Yeah. The message was sent from a cell phone that is currently inside the bank and was registered to a Larry Phillips Jr.
Mesaj kesinlikle banka içinden bir cep telefonundan gönderilmiş ve kayıtlı olduğu isim Larry Phillips Jr.
There's no way of turning off the alarms from the inside.
Alarmı dışarıdan kapatmak mümkün değil.
Then we'll do it from the inside.
O zaman biz de içeriden kapatırız.
from the bottom of my heart 69
from the very beginning 50
from the future 31
from the heart 21
from the start 66
from the past 16
from then on 61
from the hospital 23
from the store 18
from the moment i saw you 17
from the very beginning 50
from the future 31
from the heart 21
from the start 66
from the past 16
from then on 61
from the hospital 23
from the store 18
from the moment i saw you 17
from the beginning 207
from them 20
from the top 131
from the 130
from the looks of it 68
from the other side 22
from there 193
from the outside 35
from the police 16
from the back 17
from them 20
from the top 131
from the 130
from the looks of it 68
from the other side 22
from there 193
from the outside 35
from the police 16
from the back 17