Get me closer tradutor Turco
149 parallel translation
I can almost read her lips, Get me closer,
Neredeyse dudaklarını okuyabiliyorum. Beni yaklaştır.
Get me closer, Jake.
Yaklaştır beni, Jake.
Get me closer.
Yaklaştır beni.
- Get me closer.
- Yaklaş.
Get me closer!
Yaklaşalım.
Get me closer!
Daha fazla yaklaş!
- Can you get me closer to this?
- Şunu büyütsene.
Get me closer!
- Daha yakına!
Get me closer.
Yaklaş.
Get me closer!
Yaklaşsana!
Get me closer!
Çabuk. Yaklaş!
Get me closer.
Biraz yakınlaştır.
But hopefully it'll get me closer to the gorillas.
Fakat beni gorillere biraz daha yakınlaştıracak.
Get me closer.
Yaklaş bana.
Get me closer!
Yaklaş bana!
- Get me closer!
- Bana yaklaş!
- Get me closer!
- Yakına getir!
It was a ruse to get me closer to my goals.
Amaçlarıma yaklaşmak için bir oyundu.
- Get me closer. Get me closer.
- Yakından bakmam lazım.
Okay, get me closer.
Yaklaş biraz.
Come on, slim, get me closer.
Haydi sıska, daha da yaklaştır beni.
bring the lamp a bit closer... now, put down the lamp and get me a pail.
Lambayı biraz yaklaştır... şimdi, lambayı koy ve bana bir kova getir.
I'll even call myself a topographical engineer... if it'll get me any closer to your bathtub.
Hatta, küvetinize yaklaşmamı sağlayacaksa... bir Harita Mühendisi olduğumu söyleyebilirim...
I get closer as if to catch him, touch him, and he gleefully bites me.
Onu yakalamak istercesine yaklaşıyor, dokunuyorum ona, o da beni neşeyle ısırıyor.
In other words, if all of you simultaneously were to rush me, not a single one of you would get any closer than you are right now.
Diğer bir deyişle, içinizden biri bana doğru hamle yaptığı anda hiçbiriniz bana şimdi olduğundan daha yakın olamaz.
Let me get closer!
Bırakın yaklaşayım!
The closer I get to this guy, the more- - He gets to me. I don't know.
Yakında bu adama hakettiği dersi - - vereceğim.
- Let me, let me get this closer.
- Bana bırak, bana bırak tutayım.
I guess I had to get a closer look at the jerk who insulted me.
En iyisi caddede bana hakaret eden sersemi burada aramak dedim.
If they get him, they could get you, they could get closer to me... and that can't happen!
Onu tutuklarlarsa seni de tutuklayabilirler, seni tutuklarlarsa... bana da yaklaşmış olurlar.
You run to be in his arms, and as you get closer, you see that it's... me.
Ona doğru yaklaşıp, onun kollarına doğru koşuyorsun, gördüğün gibi, o kişi.... benim.
But while I was trying to get closer to see what else happened... one of those orange tents spotted me and alerted Kung Lao.
- Ama ne olduğunu anlamak için biraz daha yaklaştığımda... turuncu kıyafetlilerden bitanesi beni gördü ve Kung Lao'yu uyardı.
- [Anabeth] I know it's crazy after all this time, but the closer I get to actually going through with this the more I keep thinking about you and me and what happened and ( gasps ).
Jesse? Hala orada mısın? Evet.
Get closer, you already know me.
Çıkar şunu, beni zaten tanıyorsun.
- Jen... you... you turn me on and the closer we get the more you turn me on.
- Jen... Beni tahrik ediyorsun. Ve birbirimize yakınlaştıkça beni daha da çok tahrik ediyorsun.
You came to me wanting to learn how to get closer to God... because of your part in the death of Andrew Schillinger.
Andrew Schillinger'ın ölümündeki payın yüzünden bana geldin... ve Tanrı'ya daha yakın olmayı öğrenmek istediğini söyledin.
- Just get a little closer to me.
- Ne? - Biraz yaklas.
Get me a little closer.
Biraz daha yakına götür beni.
Reidun has simply used Kjell Bjarne to get closer to me!
Reidun KjeII Bjarne'ı bana yaklaşmak için kullandı!
Every time I get closer to you, something pulls me away.
Sana her yaklaştığımda, bir şey beni geri çekiyor.
Can you get me a closer view on that?
Bana bu şeyi yakın plandan görüntüsünü verebilir misin?
Speed, get me in closer
Speed, görüntüyü yaklaştır.
"don't get closer to me"
"Bana daha yakın olma"
Hey, do you think you can get me any closer to a make and model?
Marka ve model hakkında daha kesin bir şey söyleyebilir misin?
You know, for me, I mean, this was just a chance to get... For us to get closer.
Benim için, yani, bu sadece yakınlaşmamız için bir şanstı.
- Adam, get me a closer shot of that plate.
Adam, plakanın daha yakın görüntüsünü çıkar. Hemen çıkarıyorum.
Gina, before we get any closer, there's something you need to know about me.
Biz böyle yakınlaşmışken Gina, bilmeni istediğim bir şey var.
I was a good agent... but it didn't get me any closer to the truth.
İyi bir ajandım. Ama gerçeğe fazla yaklaşmıştım.
- Get closer towards me!
- Bana doğru yaklaş! Lanet olsun!
Vicky, get closer to me, will you?
Vicky, bana yaklaş, olur mu?
Get me out, now! The fires were moving closer and closer.
Alevler, ayak ucumuza kadar gelmiş, etrafımızda gürleyip duruyordu.
get me out of here 531
get me down 54
get me 126
get me a beer 26
get me some water 28
get me a drink 41
get me the hell out of here 20
get me a 20
get me outta here 52
get me out 157
get me down 54
get me 126
get me a beer 26
get me some water 28
get me a drink 41
get me the hell out of here 20
get me a 20
get me outta here 52
get me out 157
get me out of this 35
get me the police 17
closer 395
closer to 16
get married 162
get moving 231
get mr 33
get mad 28
get my bag 18
get me the police 17
closer 395
closer to 16
get married 162
get moving 231
get mr 33
get mad 28
get my bag 18