English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ G ] / Get me a

Get me a tradutor Turco

18,691 parallel translation
♪ get me a toothbrush from the store. a
# Al getir bakkaldan diş fırçasını fırçala dişlerimi
No, just, uh... just get me a car ; I'll drive myself.
Hayır, sadece arabamı getir.
You usually get me a scone too.
Genelde bana da çörek alırsın.
- Get me a winner.
- Bana bir kazanan getir.
So you get me a referee and a mat and make sure we weigh the same, and Fuller justice will be served.
Bir hakem bir de paspas bul. Bir de aynı kiloda olduğumuzdan emin ol. Gerisini bana bırak.
Jackson, get me a magnet
- Jackson, mıknatıs ve tempo ayarlayıcı getir.
You don't need to get me a coffee every day.
Bana her gün kahve getirmene gerek yok.
I need you to pull whatever strings you have to get me a transcript of Mike's trial and I need you to keep it to yourself.
Ne yapıp edip Mike'n davasının transkriptini almanı ve kendine saklamanı istiyorum.
God help me if I ever get a good night's sleep again.
Hayatımda bir daha rahat uyuyabilirsem Tanrı yardımcım olsun.
Matthew... Anyway, get back to me if there's a problem.
Her neyse, bir problem olursa bana dön.
When you get jammed up out there, you give me a call.
Sıkıştığın bir durum olursa beni ararsın.
No, wait a second, was he wearing his watch when he left to get me?
Beni getirmek için çıkıtğında saati kolunda mıydı?
They told me they just wanted to get a mistrial.
Sadece hatalı yargılama istediklerini söylediler.
Let me get a good look at you.
Sana iyi bakmam gerek.
Oh, hey. Let me get a number one Happy Meal.
Ben bir adet çocuk menüsü alayım.
But the people in this room, not just those of you who are in A.A., you helped me get back on my feet.
Ama bu odadaki insanlar, sadece A.A.'dakiler de değil, ayağa kalkmama yardım ettiniz.
Give me a second chance to get it right.
Bu sefer düzeltmek için ikinci bir şans ver bana.
Dealing with your fuckups is part of the deal, just like you dealt with me not being able to get pregnant and then getting pregnant but not wantin'to be a mother.
Senin hatalarınla ilgilenmek ilişkimizin bir parçası. Sen de benim hamile kalamamamla kaldıktan sonra da anne olmak istemememle uğraştın.
Well, should I get you a gun, so you can shoot me, too?
O zaman bir silah getireyim mi, sen de vur beni?
All of it seems pretty suspicious to me, considering he's the son of a vice presidential candidate who will stop at nothing to get elected.
Bunları yapanın, seçilmek için herşeyi yapabilecek başkan... yardımcısının oğlu olduğu göz önüne alındığında şüpheli geldi
No one is going to get hurt, and you'll have a fighting chance at stopping the Voice with me in there.
Kimsenin canı yanmayacak, Senin de benimle birlikte teröristi durdurmak için savaşma şansın olacak.
But that might be a little confusing to my fans, since they just saw me get the old scoopity doopity?
Ama şu kürtaj olayı yüzünden hayranlarımın kafası karışır mı acaba?
Please call me back when you get a chance.
Bir şansın olduğunda lütfen beni geri ara.
You don't get everything you want just because you're pointing a gun at me under a table.
Masanın altından silah doğrulttun diye her istediğini elde edemezsin.
And Joe helped me get honorary discharge for being a fag.
Joe, ibne olduğum için onurlu bir şekilde terhis olmamı sağladı.
The poor kid, he was just trying to get a button to Fillory, you know, so he could escape this monster, who, by the way, generations of idiots like me have been worshiping like a literary god... who was...
Zavallı çocuk sadece Fillory'ye gidecek bir anahtar arıyordu ki bu canavardan kaçabilsin bu arada bir sürü nesil benim gibi aptal da bu adama tanrı gibi tapıyordu.
Give my life for the lot of you and I can't get me hands on a few extra shillings.
Sizin için canımı veririm ama elime birkaç şilin daha geçmiyor.
And I just got out of lockup, like, nine months ago'and I, I can't get a real job'and, and even this stupid crap job cut me back to part-time'and that's why I'm so behind on rent.
Hayat gerçekten zorlu, biliyorsunuz. Cezaevinden 9 ay kadar önce çıktım ve gerçek bir işe giremiyorum. Bu aptal iş bile beni yarı zamanlıya döndürüyor bu yüzden de kira ödememin gerisindeyim.
Yes, but if George Warleggan learns of our partnership he may try to get at Ross through me.
Evet, fakat George Warleggan ortaklığımızı öğrenirse Ross'a benim üzerimden zarar vermeye çalışabilir.
A couple of years ago, my dad came to me and he said he was turning his life around, he wanted to get clean, and that he wanted to celebrate my birthday with me,'cause he'd missed
Birkaç yıl önce babam bana gelip hayatını değiştireceğini söyledi. Bağımlılığını bırakıp doğum günümü benimle kutlamak istediğini, çünkü birçoğunu zaten kaçırdığını söyledi.
We were just starting to get a sense of the structure when she disappeared a few weeks ago, which makes me think they had her killed.
Birkaç hafta önce ortadan kaybolduğunda yeni yeni aramızda güven oluşuyordu ki bu yüzden onu öldürdüklerini düşünüyorum.
And because of me, you get to do it at a whole new level.
Ve benim sayemde, yeni bir aşamaya geçtin.
But what's really bothering me is... did he get into the FBI because he's taking these?
Ama beni rahatsız eden şey şu ki... FBI'a bunlardan kullandığı için mi alındı?
NZT, it's gonna change everything, and you and me, we get a say in whether that's a good thing or a disaster.
NZT, her şeyi değiştirecek ve bunun iyi bir değişim mi yoksa bir felaket mi olacağına biz karar vereceğiz.
So she took her last NZT pill to figure out a way to get me out.
O da beni buradan çıkarmak için bir yol bulmak adına son NZT hapını almış.
I know this comes with a hell of a hangover, but at least it'll get me the truth.
Acayip bir baş ağrısı verip vermeyeceği umurumda değil en azından gerçeği de verecek.
Let me get a jacket.
Ceketimi alayım.
I mean, it took me a while to get over your metal music, and your arts and crafts, and your... sweaters with animals on them.
Metal müziğine, sanatına, zanaatına ve hayvan baskılı kazaklarına alışmam biraz zaman aldı.
Can you help me get a better look?
Daha iyi görmem için yardım eder misin?
Could you help me get a cab, please?
Bana bir taksi çağırabilir misiniz lütfen? - Tabii ki.
Ashley, it's taken me a long time to get my life back together.
Ashley, hayatımı düzene sokmam uzun zaman aldı.
I'm gonna get a part-time job and then I'm gonna go back to me books.
Bir part-time iş bulacağım sonra da kitaplarıma döneceğim.
You gave me that letter in a blatant attempt to get me to drop charges against your co-conspirator.
Bana o mektubu bariz bir şekilde..... iş birlikçinin suçlamalarını düşürmem için verdin.
I need you to make sure there's nothing in the bylaws Jack Soloff can use to call for a vote and get me out.
Kanunen Jack Soloff'un oylama isteyip... beni atmak için kullanabileceği... bir şey olmadığından emin olmalısın.
Well, then, you taught him well, because he came to me and pulled on my heart strings to get me to do something for you, but this time the answer is no.
O zaman Mike'a güzel öğretmişsin. Çünkü benim yanıma geldi ve seni kurtarmak için beni güzel sözlerle kandırmaya çalıştı. Ama bu sefer cevabım hayır.
He must've told Gibbs about me, and then she used that to get the dean to strong-arm Rachel.
Gibbs'e benden bahsetmiş olmalı, sonra o da gidip bunu Rachel'a baskı uygulaması için dekana anlatmış.
You don't want a trial run to get me ready ; you want a trial run to show me that I'm outmatched.
Beni hazırlamak için duruşma yapmamı istemiyorsun bana kazanamayacağımı göstermek için istiyorsun.
And... and as a final insult, I paraded this mourning woman out in front of you just as a way to get you to admire me.
Son bir hakaret olarak da bu acılı kadını karşınıza çıkardım sizi kendime hayran bıraktırmak için.
I did, and you're gonna get a call from Vanessa as soon as she gets me some pictures I need.
Evet, ihtiyacım olan resimleri aldığında Vanessa'dan telefon gelecek.
You said you were giving me a chance to save face, but I let you get off with no punishment.
Görüntüyü düzeltmekten bahsettin, ama seni ceza almadan bırakmam lazım.
I need you to get me everything we have on that trial, because I'm gonna figure out a way to invalidate that goddamn deal.
Davayla alakalı her şeyi getirmen gerek çünkü o anlaşmayı geçersiz kılmanın bir yolunu bulacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]