English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ G ] / Going forward

Going forward tradutor Turco

638 parallel translation
Nothing must stop this railroad from going forward.
Bu demiryolunun ilerlemesini hiçbir şey engellememeli.
- We're going forward.
- İleri gitmeye devam edeceğiz.
Your back wheel's going forward!
Bir şey sarkıyor!
We want to destroy the organization and keep going forward.
Örgütü yok edip, ileriye devam etmek istiyoruz.
Shaking from head to toe, nonetheless going forward with sword in hand forward, forward, forward!
Baştan ayağa titriyordu, yine de elindeki kılıcıyla ileri fırladı ileri, ileri, ileri!
I don't have to. We're going forward.
İleriye gidiyoruz.
You have ceased going forward, but that is because you weren't going forward anyway, you're not setting off again, you have arrived, you can see no reason to go on any further :
İlerlemeyi bıraktın çünkü zaten ilerlemiyordun tekrar yola çıkmıyorsun, vardın bile ilerlemek için bir gerekçe bulamıyorsun :
- We're not going forward.
- Köprüyü bitirmiyoruz.
I'm going forward.
ben ön tarafa gideceğim.
Armies of academics going forward measuring poetry.
Akademisyen orduları, şiiri ölçmeye devam edecek.
If the Ghostwood development cost thousands of lives, do you think it would have a chance of going forward?
Eğer Ghostwood projesi binlerce yaşama mal olacaksa Bunu ilerleme olarak kabul edecek miyiz?
- I-I-I'm going forward.
- Şimdi ileri gidiyorum.
... main passageway, going forward master stateroom...
... ana koridor, ileri doğru gidiyor ana kamara...
Okay, Patty, let him steer you because he's the one going forward.
Tamam, Patty, öne doğru giden o olduğu için seni yönlendirmesine izin ver.
You're not going forward.
İleri de gidemeyeceksin.
If you'll excuse me, I think I'm going forward to join our friend.
Affedersiniz, arkadaşlarıma katılmaya gidiyorum.
I'm going forward.
Ben öne gidiyorum.
Two people read the same books except one's going forward while the other stays behind.
Aynı kitapları okumamıza rağmen, yapabileceğimin en iyisi bu Şimdiden ne olmak istediğine karar vermiş bile.
I have a presidential green light on Clean Sweep, and I am going forward.
Başkan Büyük Temizliğe yeşil ışık yaktı, ben de bu yolda ilerleyeceğim.
I'm not going forward!
Daha ileri gitmeyeceğim!
- We are not going forward.
- Biz devam edemiyoruz.
Why aren't we going forward?
Neden durduk?
I'm really looking forward to going.
Gitmek için sabırsızlanıyorum.
I had ten days coming to me, and I looked forward to going into a happy coma on one of your beaches.
Önümde 10 günüm var ve bir plajınızda yan gelip yatmak için can atıyordum.
I'm going to kill our forward speed. Stand by.
İleriye doğru olan hızımızı keseceğim, hazır olun.
Nothing like it has ever been exploded before. We're going to be pretty close, but there are observers in a forward bunker who will be a lot nearer than us.
Daha bunun gücüne yakın hiç bir şey patlatılmadı Biz oldukça yakın olacağız fakat ilerideki siperde sığınan gözlemciler bizden çok daha yakın olacaklar.
It's no use. There was nothing for us to look forward to even if I weren't going away.
Buradan gitmeseydim bile ikimiz için bir gelecek yoktu.
- His wife is looking forward to your going there for your holiday.
- Karısı tatilde sizin gelmenizi bekliyor. - Isabelle mi?
I was almost looking forward to going to Brussels. Sir.
Neredeyse Brüksel'e gitmek üzereydim efendim.
We're going to apply all available power into one giant forward thrust, in the hope that it will yank us out of the zone.
Elimizdeki tüm gücü ileriye doğru büyük bir itiş için kullanacağız bizi bölgeden çıkarması umuduyla.
Now he's going to accelerate forward there - to wake up the neighbor.
Tam isabet. Komşuyu uyandırmak için ileri gidecek.
I don't mean to sound forward - I mean, I know I don't know you, but I don't think that we're going to live through this.
Apaçık konuşmak istemem. - Yani sizi tanımıyorum ama buradan sağ çıkacağımızı sanmıyorum.
I was looking forward to going there.
İkisinden birine gitmeyi dört gözle bekliyordum.
I'm going to take you further forward in that night.
Seni o gece de daha ileriye götürüyorum.
But I was sort of looking forward to going to Graceland.
Ama sonra orayı da görelim.
"It seems I've been invited to the village and I'm looking forward to going."
Galiba köye davet edildim ve gitmeyi dört gözle bekliyorum. "
I'm going to the forward observation point.
Komuta merkezine gidiyorum.
In the meantime we're going to your Ten-Forward.
Bu arada sizin şu 10-İleri'ye gidiyoruz.
He was looking forward to going to the movies with his father.
Babasıyla sinemaya gideceği için sabırsızlanıyordu.
Are you looking forward to going up to the big boys'school, Bud?
Büyük oğlanların okuluna gitmek için sabırsızlanıyor musun bakalım Bud?
- We're looking forward to going home.
- Eve gitmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.
I thought you were going to buy me a drink in ten-forward.
Bana 10-İleri'de bir içki ısmarlarsın diye düşünmüştüm.
I was looking forward to going out with you boys.
Yazık. Sizinle bir akşam geçireceğim için seviniyordum.
All week I have looked forward to going to llam, and now this.
Tüm hafta boyunca, Ilam'a gitmeyi iple çektim ve şimdi şu işe bak.
He was looking forward to going to the nacelle tube.
Beşik tüpüne gitmeyi hevesle bekliyordu.
I looked forward to going head-to-head with the great Casey- -
Muhteşem Casey Ryback'le teke tek dövüşmeyi dört gözle bekliyordum...
Here we are, setting forward to spend five dull hours in another man's house, going in dismal weather, to return probably in worse.
İşte buradayız, başka bir adamın evinde sıkıcı beş saat geçirmek için kasvetli bir havada gidiyoruz, dönüşte daha kötü olacak muhtemelen.
To make it easier for sources to come forward... we're going to allow them to give us information anonymously.
Kaynaklarımızın öne çıkmasını kolaylaştırmak için isimsiz ihbarlar yapılmasına izin vereceğiz.
With everything that's been going on he just needed to get out a little, stretch his legs a bit. So he took a walk outside on the forward cargo stabilizers.
Ön dengeleyicilerde bir yürüyüşe çıktı.
I hope you don't think I'm being too forward, but what would you say about our going to the dance together?
Çok ileri gittiğimi düşünmezsiniz. umarım. Baloya beraber gidelim mi?
I'm going to recess now until this new matter can be explained..... so we might then begin moving in a forward direction.
Bu durum aydınlatılıncaya kadar bir ara veriyorum böylece ileri aşamalara ulaşılabilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]