English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ G ] / Good news

Good news tradutor Turco

12,227 parallel translation
We're giving him good news and he isn't listening.
Biz ona hber getiriyoruz adam dinlemiyor.
More good news.
İyi haberler bitmek bilmiyor.
He used to say... " The Spirit of the Lord is on me... because I have been anointed to preach good news to the poor.
Şöyle derdi " Rabbin Ruhu üzerimdedir... çünkü O beni yoksullara müjdeyi iletmek için mesh etti.
Good news.
İyi haberlerim var.
Good news.
GÜzel haberler var.
It's good news, really.
Bu gerçekten iyi bir haber.
Good news... found your car.
Haberler iyi, araban bulundu.
Good news!
İyi haber!
Considering what y'all have been through, I would think this is really good news.
Nelerden geçtiğinizi hesaba katarak, bunun iyi bir haber olduğunu söyleyebilirim, değil mi?
Now, the good news.
Şimdi de güzel haberler.
Well, that's good news.
Bu iyi haber.
Now, how about some good news?
Biraz iyi haber vereyim.
I bring good news.
İyi haberler getirdim.
Robert, good news!
- Robert, iyi haberlerim var!
The good news is I can only come when I kind of hate someone.
İyi haber şu ki sadece birinden nefret ediyorsam boşalabiliyorum.
General Kutuzov thought that you'd like to hear some good news for a change.
General Kutuzov bir değişiklik olsun diye biraz iyi haber duymak isteyebileceğinizi düşündü.
POLLY : Only good news.
İyi haberler sadece.
There is only good news, Polly.
İyi haberden başka bir şey yok Polly.
I haven't always had good news for you here, but this will delight you.
Size her zaman güzel haberler veremiyorum ama buna bayılacaksınız.
- Got some good news and bad news.
- Bir iyi haberim, bir de kötü haberim var.
- Good news.
- İyi olanla başla.
- That's the good news?
- İyi haber bu muydu?
Good news, officers.
İyi haberlerim var Memur Bey.
Madam, I bring good news.
Hanımefendi, iyi haberlerle geldim.
Good news. I got Steven to talk.
- Haberler iyi, Steven'ı konuşturdum.
Good news, Garibaldi's phone number's still active, so they were able to locate him.
İyi haber, Garibaldi'nin telefonu hâlâ aktif durumda böylelikle yerini tespit ettiler.
Well, they still haven't cleaned up in there, but the good news is I got a new plan.
Hâlâ temizlik falan yapmıyorlar ama güzel haber şu ki başka bir planım var.
- I can. Okay, look, this was maybe a weird way to start the night, but the good news is, we can still make our dinner reservation and no one got hurt.
Tamam, pekala, gecemiz garip başlamış olabilir ama iyi haber hala yemek rezervasyonumuz var ve kimse incinmedi.
Good news.
Haberler iyi.
The good news is, we have a lead that's gonna break this case wide open :
Ancak iyi haber şu ki, elimizde bu davayı şak diye çözecek bir ipucu var.
And when you do, I want to hear some good news.
Yuttuğunda da iyi haberler duymak istiyorum.
The good news is your husband made it through surgery with no complications, but he had severe head trauma and is unresponsive.
İyi haber ; kocanız ameliyatı sorun yaşamadan atlattı ama ciddi bir kafa travması var ve tepki göstermiyor.
Well, I've got good news, and I've got bad news.
Bir iyi ve bir de kötü haberim var.
The good news is that in 2008, Ronald Wilkerson was declared legally dead... by this woman!
İyi haber de şu ki 2008 yılında, Ronald Wilkerson bu kadın tarafından yasal olarak öldüğü bildirilmiş!
It's good news, Abbie.
İyi haber, Abbie.
That's good news, Mr. Katiyal.
Bu güzel bir haber, Bay Katiyal.
There is good news.
İyi haberler var.
♪ Come, all of you good workers ♪ ♪ Good news to you I'll tell ♪
â ™ ª Hepiniz gelin iyi işçiler â ™ ª â ™ ª Size iyi haberlerim var â ™ ª
♪ Come, all of you good workers ♪ ♪ Good news to you I'll tell ♪ ♪ Of how the good old union ♪
â ™ ª Hepiniz, gelin iyi işçiler â ™ ª â ™ ª Size iyi haberlerim var â ™ ª â ™ ª eski sendikanız nasıl â ™ ª â ™ ª oturmak için buraya geldi â ™ ª â ™ ª Hangi taraftasın?
It's actually good news.
Aslında haberler güzel!
You're gonna be like, " Hey, Jimmy, good news.
Şöyle mi diyeceksin : "Jimmy, güzel haberlerim var"
Yeah, but did anything happen at home, any good news, anything interesting, or...
- Tamam, anladım ama eve geliyorum ve hiç iyi bir şey olmadı mı.. .. ilginç bir şey, ya da.
It's the only good news we'd had in such a long time.
Uzun zamandır aldığımız tek iyi haberdi.
The good news for you is we're not gonna send her to Calais.
Sizin için iyi haber şu ki kızı Calais'e göndermeyeceğiz.
Good news for BB, then.
- BB için haberler iyi o halde.
Well, the good news is that, physically, he's okay.
İyi haber, fiziksel olarak iyi durumda.
I wrote to Jenny after we arrived to tell her our good news and to ask for the spoons for our wee bairn.
Buraya geldikten sonra güzel haberimizi vermek için Jenny'ye yazdım ve küçük bebeğimiz için kaşıkları istedim.
Here's the good news.
Al sana iyi haber.
Got some good news.
- Müjdemi isterim.
Good news indeed.
Gerçekten çok iyi haber.
This is good news.
- Bu güzel oldu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]