Grab your stuff tradutor Turco
116 parallel translation
Grab your stuff!
Toplanın!
Now, why don't you all grab your stuff and we'll get going?
Şimdi, eşyanızı toparlayın ve yola çıkalım?
C.K., grab your stuff.
C.K., eşyalarını al.
- Grab your stuff and let's go.
- Eşyalarını topla da gidelim.
Okay, grab your stuff. Then we'll get going.
Tamam, eşyalarını al da gidelim.
Grab your stuff!
Eşyalarınızı alın!
You need to grab your stuff, we got to go.
Eşyalarımızı alalım!
Tiny, grab your stuff.
Minik, eşyalarını al.
- Wanna grab your stuff? - No.
- Eşyalarını almak istermisin?
Grab your stuff and come along.
Eşyalarını al ve benimle gel.
Grab your stuff.
Eşyalarını al.
Go grab your stuff and come with me.
Git eşyalarını al ve benimle gel.
Third, grab your stuff.
Üçüncü, eşyalarını topla.
Grab your stuff!
Bir arada olmalıyız!
Grab your stuff.
Eşyalarını topla.
Go grab your stuff and wait by the back door, okay?
Git eşyalarını al ve arka kapıda bekle. Tamam mı?
Without even a short discussion, you just grab your stuff and go?
Küçük bir tartışma yüzünden, çekip gidecek misin?
Just grab your stuff.
Eşyalarını çabuk topla.
Grab your stuff.
Her şeyi toparlayın.
Okay, Dwight, grab your stuff.
Pekâlâ, Dwight. Eşyalarını topla.
- Grab your stuff. It's late.
- Eşyalarını topla.
It means grab your stuff.
Eşyalarını topla demek oluyor.
Right, Kev? Yep. Hey, did you grab your stuff so we can split right after school today?
Görünüşe göre, seçim hakkı bende değil, Carter.
Come on, grab your stuff.
Hadi, al eşyalarını.
grab your stuff.
Eşyalarını topla.
Hey, why don't you grab your stuff?
Neden eşyalarını toplamıyorsun?
I'll grab your stuff and meet you at the mainframe. Awesome.
Eşyalarını alıp seninle ana bilgisayarda buluşurum.
Grab your stuff. I'm taking you home.
Eşyalarını topla seni eve götürüyorum.
Grab your stuff, I'm taking you.
okul eşyalarını topla, seni götüreceğim.
Just grab your stuff, let's go.
Şimdi malzemelerini al da gidelim.
Grab your stuff, McGee. We're going on a trip of our own.
Biz de yolculuğa çıkıyoruz.
Grab your stuff, get settled, and park that thing in the back.
Eşyalarınız toplayın, yerleşin ve arabayı park edin.
Grab your stuff. We gotta go.
Toparlan gidiyoruz.
Grab your stuff.
Eşyalarınızı alın.
Katrine, grab your stuff.
Katrine, eşyalarını topla.
- Pack up your stuff and grab the kids.
- Eşyalarını topla ve çocukları al.
Grab your stuff.
- Evet.
Could you ask your bellboy to grab my stuff?
Sana kalacağın yeri göstereyim.
Got to check everything,'cause they go through your stuff like it's a fucking grab bag.
Her şeyimi kontrol etmem lazım. Eşyalarımı alışveriş torbası gibi karıştırıyorlar.
Grab Mary and get your stuff and come on inside.
Mary'i ve takımını al ve içeri gel.
Like in my fantasies I'll grab whoever it is by the hair and I'll make her say things like "I wanna suck your dick" and stuff, and maybe call her a bitch or a slut,
Tıpkı fantazilerimdeki gibi Kim olursa olsun saçlarını kavrayacağım ve.... ona "penisimi yala" dedirteceğim.
We'll just grab her stuff and get her out your hair.
Eşyalarını alıp seni ondan kurtaracağız. Hayır.
- Guys, grab a seat and stow your stuff.
- Oturun ve eşyalarınızı yerleştirin.
Go grab your stuff and wait by the back door, okay?
Doğal gazımızı bu yüzden mi kestiler?
Um, I'm gonna take all the stuff that I want and load it into my enormous S. U. V... and you can grab some trinkets or whatever and throw it in your tiny little car.
İstediğim her şeyi alacağım ve kocaman cipime dolduracağım Sen de artık incik boncukları alır küçük arabana atarsın.
Just leave your stuff right here and grab a cappuccino.
Sadece eşyalarını buraya bırak ve gidip bir cappuccino kap.
It's the part where I run down to Tiki Port and grab us dinner and we go over my files and you give me your perspective on some stuff.
Bu, Çin lokantasına gidip bize akşam yemeği aldığım ve dosyalarımı tekrar gözden geçirip bana kendi bakış açını sunacağın kısım.
Masuka, grab your stuff.
Masuka, aletlerini al.
So I'm thinking, you grab some things from your dad's for tonight, and then we move all of your stuff back this weekend.
Düşündüm de, bu gece için babanın evinden birkaç parça eşya alırsın, hafta sonu da tüm eşyalarını buraya taşırız.
I mean, ellie's not trying To grab any of your stuff, but she's supervising.
Tamam, Ellie hiçbir eşyanı ellememe çalışıyor, ama en azından gözetliyor.
Grab your stuff.
- Toparlanın.
grab your gear 65
grab your coat 28
your stuff 21
stuff 485
stuffed 27
stuffing 22
stuff happens 27
stuff like that 238
stuff it 26
stuff and nonsense 20
grab your coat 28
your stuff 21
stuff 485
stuffed 27
stuffing 22
stuff happens 27
stuff like that 238
stuff it 26
stuff and nonsense 20
grab a drink 32
grab on 55
grab it 220
grab her 88
grab me 26
grab a seat 55
grab my hand 117
grab a chair 23
grab the rope 24
grab my arm 17
grab on 55
grab it 220
grab her 88
grab me 26
grab a seat 55
grab my hand 117
grab a chair 23
grab the rope 24
grab my arm 17