Guide me tradutor Turco
586 parallel translation
I need some great big angel to guide me
# Bana yol gösterecek bir büyük melek gerek.
Furthermore, she knew precisely how to guide me through a back exit.
Daha da ötesi, beni arka çıkışa nasıl yönlendireceğini tam olarak biliyordu.
He said I should always have beautiful things to guide me.
Der ki her daim bana rehberlik edecek latif şeylerim olmalıymış.
Now come guide me.
Gel de bana yol göster.
Now get back there and guide me.
Şimdi geç arkaya da bana yol göster.
May it always guide me.
Bana daima yol göstersin.
- So what, you guide me as you feel anyway.
- Benim için fark etmez... Hislerimle yolu daha iyi bulur.
If I lose my way, please guide me.
Yolumu kaybedersem bana rehber ol, lütfen.
Please guide me.
Ne olur bana yol göster.
I'm sorry, but you'd better guide me.
Affedersin, ama bana rehberlik etsen iyi olur.
I hoped you might guide me to our dinner engagement.
Umarım, akşam yemeği randevumuzda bana yol gösterirsin.
But now, to avoid revolution in our beloved country, I, Riva Santel, with your prayers to guide me, will assume the burden of ruling San Cordova until such time as it is safe again to hold free elections.
Ama şimdi, ülkemizdeki devrimi önlemek için ben, Riva Santel, bana yol gösteren dularınızla seçimler tekrar güvenle yapılana kadar San Cardova iktidarının yükünü omuzlarıma alacağım.
I, Riva Santel, with your prayers to guide me, will assume the burden of ruling San Cordova until such time as it is safe again to hold free elections.
Ben, Riva Santel, bana yol gösteren dualarınızla seçimler tekrar güvenle yapılana kadar San Cardova iktidarının yükünü omuzlarıma alacağım.
I, Riva Santel, with your prayers to guide me...
Ben, Riva Santel, bana yol gösteren dualarınızla...
But now, I, Riva Santel, with your prayers to guide me...
Fakat şimdi ben, Riva Santel bana yol gösteren dualarınız ile...
But now, I, Riva Santel, with your prayers to guide me, shall retire from all public life.
Fakat şimdi ben, Riva Santel bana yol gösteren dualarınız ile emekliye ayrılıyorum.
♪ And I'm a lost and lonely man ♪ Without a star to guide me
Ve ben kayıp ve yalnız bir adamım, yol gösterecek bir yıldızım yok,
especially in a foreign land, with no one to talk to, no one to guide me.
Özellikle yabancı topraklarda, konuşacak kimse yokken. Kimse bana yol göstermezken.
- Guide me to the bed. - Somewhere here.
- Buradan izninizle.
So that the lord of the heavens would send you to me, Nashebo to instruct and to guide me throughout my life.
Böylece Cennetin efendisi seni bana, Nashebo'ya yolladı hayatım boyunca bana rehberlik ve öğreticilik yapman için.
Guide me to Shinbei's place.
Beni Shinbei'nin evine götür.
Help me guide the human race into becoming better than they are.
İnsan ırkının şimdikinden daha iyi hale gelmesine öncülük etmemde bana yardım et.
I won't guide you to the railroad, me.
Ben seni demir yoluna götürmem.
Pierre Curie, in the suggestions we found in his notes and in thoughts he expressed to me has helped to guide us to him.
Pierre Curie, onun telkinleri düşünceleri ve notları bana aktardıkları yolumuzu bulmamızda yardımcı oldu.
Guide me right to a caravan!
Bana bir kervanın yolunu göster, Bir kervanın!
You give me a strong pull with a long boat, sir, and I'll guide her in like a lamb.
Bana güçlü kürekçiler ve bir sandal verin, yolumu rahatça bulurum.
Please forgive me and be my guide, as you were my father's.
Lütfen beni bağışla ve babamın olduğun gibi benim de rehberim ol.
Please, will you guide me?
Rahibe mi olmak istiyorsun? Lütfen! Bana yol gösterin!
My father took me to inspect one of his mines and Mr. Kittredge was there to guide us.
Babam beni madenlerinden birini teftiş etmeye götürmüştü. Bay Kittredge de orada bize rehberlik yapmıştı.
Directly above the Karwendel. Pardon me, Your Majesty, but the mountain guide said that we have to get going to make it back before dark.
Affedersiniz, Majesteleri, rehber diyor ki karanlığa kalmamak için hemen yola çıkmalıymışız.
I was hoping you would be able to recommend me a guide.
Bana bir rehber önerebileceğinizi düşünmüştüm.
I need you and your men to take the castle, and you need me to guide you across the open sea.
Hayır.Kaleyi almak için sana ve adamlarına ihtiyacım var ve sizin de açık denizde rehberliğime ihtiyacınız var.
O Karnak, through me guide this, thy servant, on his appointed task.
Ey Karnak, benim aracılığımla... ... bu hizmetkarına ona verilen bu görevde rehberlik et.
Let me help you if you don't mind but I won't be able to guide you.
Bir mahsuru yoksa size yardım edeyim. Ama size rehberlik edemeyeceğim. Rio'yu hiç bilmiyorum.
I'm touring the island and my guide is very firm with me.
Rehberimle ada turu yapıyorum. Ve bana karşı çok iyi.
Tell me what to do, dear Lord. Guide my faltering...
Ne yapmam lazım, söyle Tanrım.
Me, commander Arseniev... my guide, Dersu Uzala... and soldiers...
Yüzbaşı Arseniev kılavuzum, Dersu Uzala... ve askerler...
Clerk, general guide, liaison. Any capacity you wish to use me.
Memurunuz, genel rehberiniz, metresiniz.Siz nasıl değerlendirmek isterseniz.
There's a trick an old Indian guide showed me.
Ama bir hile var eski bir Hint kılavuzu bana gösterdi.
You have chosen me to be your chief, not to command but to guide you.
Beni size emir vereyim diye değil, size rehberlik edeyim diye reisiniz olarak seçtiniz.
Fate will direct him to me so that I in turn may guide him to his rightful place in the world.
Kader onu bana getirecek ve ben ona rehberlik edebileceğim. Dünyada onun hakettiği yer için.
Help me to be understanding so I may guide her footsteps.
Anlayışlı olmama yardım et ki ona adımlarında rehberlik edeyim.
Find me a guide
Bir de rehber istiyorum!
They had no guide for putting me back together.
Beni tekrar tedavi ederken ellerinde bir kılavuzları yoktu.
- Then let me be your guide.
- O zaman rehberin olayım.
For being unable to guide you to your destination please forgive me.
Yolunu bulmakta güçlük çekersen yanına rehber vereyim lütfen bağışla beni.
As for you, let me be your guide.
Sana gelince, sana rehberlik yapmama izin ver.
Trust me, I will guide you.
Güven bana, Sana rehberlik edeceğim.
He asked me to guide him to Fukuryu-ji.
- Fukuryu-ji'yu tarif etmemi istedi.
- No, let me guide you
- Hayır hayır, nasıl yapılır göstereceğim.
You're asking me to guide for you?
İz sürücünüz olmamı mı istiyorsunuz?