Half a dozen tradutor Turco
1,310 parallel translation
- No. Five on one, half a dozen on the other.
- Hayır, birinde 5 diğerinde yarım düzine.
There's been half a dozen such sightings in this area in the past 60 days.
Son iki ay içinde bu mahalleden altı kişi aynı ihbarda bulundu.
- And a half a dozen long swabs.
- Ve yarım düzine temizleme bezi.
I hate to break up a good thing, but we have half a dozen strippers waiting for us.
İyi bir şeyi bölmekten nefret ederim ama bizi bekleyen striptizciler var.
Hell, I buy half a dozen, I even get a discount.
AItı tane aIırsam, indirim biIe yaparIar.
It could've been half a dozen people.
Yarım düzine insandan biri olabilir.
I found half a dozen there last spring.
Geçen baharda bir düzine insan buldum.
We can't be swap ping sleepers with half a dozen lads.
Yarım düzine adamla travers değiştiremeyiz.
They tried to recall them, but all they got back was half a dozen pies and a couple of pasties.
Onu bulmaya çalıştılar,... ama tek bulabildikleri yarım düzine turta ve birkaç çörekti.
We've traced half a dozen threats to Jacqnoud.
Jacqnoud'a gönderilen yarım düzine tehdit mektubu bulduk.
You shared half a dozen whiskies and a zero-gravity rumba.
Yarım doz viski ve rumba paylaştın.
There's about a half a dozen runners in town.
Şehirde yarım düzine kadar ayakçı vardır.
I had a half a dozen great saves today.
Bugün altı kişiyi kurtardım
The DNA obtained by the police conclusively links the defendant to the murders of a half a dozen teenage girls.
Polisin ele geçirdiği DNA, zanlıyı altı genç kızın öldürülmesiyle kesin olarak ilişkilendirmektedir.
In the early days there were maybe half a dozen attempts on my life.
Eskiden belki de yarım düzine kadar öldürülme teşebbüsünde bulunuldum.
You and I have taken down half a dozen Goa'ulds.
Sen ve ben beraber yarım düzine Goa'uld tepeledik.
This guy flew in and out of India half a dozen times over the past 18 months.
Bu adam 18 ay içinde Hindistan'a altı kez girip çıkmış...
Half a dozen flute-playing girls...
Yarım düzine flüt çalan kız...
I could spare half a dozen of you easier than I can spare him.
Ondan vazgeçeceğime, senin gibi bir düzine adamdan vazgeçerim.
If Bollinger's here, he's trespassing, like Steve said. If we call the cops then we're apt to find ourselves with half a dozen police tromping through the house and roiling up the atmosphere and he'll win.
Polisi ararsak, buraya bir düzine polis dolacak bütün atmosfer bozulacak, ve o kazanacak!
I wasn't here more than half a dozen times as a kid.
Ben sadece birkaç defa geldim. 8 yaşındayken yalnız dolaşmaya çıktım.
Ran across him maybe half a dozen times.
Onunla 5-6 kez karşılaşmıştım.
There were 12 people at the Last Supper, half a dozen at Kitty Hawk.
Son yemekte 12 kişi vardı. Kitty Hawk'da yarım düzine.
Injuries to half a dozen internal organs internal bleeding.
Yarım düzine iç organda hasar iç kanama.
Well, you've probably driven past it at least half a dozen times.
Muhtemelen pek çok defa yanından geçmişsinizdir.
Now you'll believe me when I tell you that you've driven past it half a dozen times.
Yanından pek çok kez geçtiğinizi söylersem artık inanırsınız.
- Half a dozen.
- Altı.
- Half a dozen, a dozen tops.
- En fazla yarım düzine
Half a dozen.
Yarım düzine.
Then I'll be in this room in a few seconds with half a dozen other agents.
O zaman en az yarım düzine ajanla birlikte birkaç saniye içinde bu odada olurum.
Half a dozen robberies in the houses he has listed.
Yarım düzine soyguncunun listesinde bu adamın evlerinden var.
I've got half a dozen people in this house every day.
Bu evde her gün beş. altı kişi oluyor.
I must have bruised a half a dozen ribs.
Yarım düzine kaburgamı ezmiş olmalıyım.
I've disarmed at least half a dozen of those.
Onlardan en az yarım düzine imha ettim.
You know, I think I've heard you say that at least half a dozen times.
Biliyorsun sanırım, bunu söylediğini en az yarım düzine kadar duydum.
I've had this conversation with half a dozen people.
ben yarım düzüne insanla bu tür konuşmalar yaptım.
They've got schematics on half a dozen different Klingon ships.
yarım düzüne kadar farklı Klingon gemilerinden şematik elde etmişler.
T'POL : The wavefront spans more than half a dozen light-years.
Fırtınanın genişliği altı ışık yılından fazla.
Those tapes showed Barnett with half a dozen other boys.
O kasetlerde Barnett, yarım düzine başka çocukla görülüyor.
I've flirted with half a dozen bozos. No one's heard of Enigma.
Bir düzine adama kur yaptım ama hiçbirisi Enigma ile alakalı bir şey bilmiyor.
Pazi's a badass with connections to half a dozen gangs.
Pazi, yarım düzine çeteyle bağı olan belalı biri.
I couId give you half a dozen reasons just off the top of my head!
Hiç düşünmeden bir sürü sebep sayabilirim!
How the hell he even got wind of a half-dozen ex-cons...
Yarım düzine eski mahkumu ne yapacağız...
In 23 years, I don't think my folks ran into problems more than a half dozen times.
23 yıl boyunca bizim çocukların ( kargo gemisinde çalışanların ) yarım düzineden çok problemle karşılaştıklarını sanmıyorum.
Had half-a-dozen flyers pasted in the store window.
Dükkanının camına bir düzine ilan astı.
I can generate pop-ups with the new Java, which can maintain several windows simultaneously, and you can count unique users within each one, and I can throw in a half-dozen firewalls along with the usual encryption, so guys can't steal jack shit.
- Hayır. Yeni yazılımla ani geçişler yaratabilirim. Aynı anda birden fazla ekran sağlayabilirim.
Mr Kendall, with the exception of a half-dozen high-level officers, the entire office believes they work for the CIA.
Yarım düzine üst düzey yetkililerin dışında bütün büro CIA'ye çalıştığına inanıyor.
Captain, I'm reading a half dozen than fighters at one light-minute and closing fast.
Kaptan, yarım düzine Than savaşçısı algılıyorum. Bir ışık dakikası uzaktalar ve hızla yaklaşıyorlar.
We've got pretty good long-range sensors... but your ship could be anywhere within a half-dozen light-years.
Uzun mesafeli ve güçlü tarayıcılarımız var ama geminiz bir kaç ışık yılı uzaklıkta herhangi bir yerde olabilir.
He has a half-dozen online accounts, all under fictitious names.
İnternette yarım düzine hesabı var. Hepsini sahte isimlerle almış.
If they don't show, we're stuck with a half-dozen MP3s and my boom box.
Eğer gelmezlerse, müzik setim ve birkaç MP3'le idare edeceğiz.
half an hour 183
half a million 39
half and half 23
half an hour later 22
half an hour ago 51
half a mile 17
half a day 18
half a million dollars 40
a dozen 61
dozens 48
half a million 39
half and half 23
half an hour later 22
half an hour ago 51
half a mile 17
half a day 18
half a million dollars 40
a dozen 61
dozens 48
dozens of them 29
half past 23
half human 17
half of it 18
half man 32
half hour 41
half the time 61
half price 22
half now 31
half brother 16
half past 23
half human 17
half of it 18
half man 32
half hour 41
half the time 61
half price 22
half now 31
half brother 16