Half price tradutor Turco
491 parallel translation
I'll give them to you half price.
Ben size yarı fiyatına veriyorum.
I work for you for half price, boss.
Yarı fiyatına çalışırım, patron.
I think he'd give you an apartment at half price.
Sanıyorum yarı fiyatına sana bir daire verecek.
That's half price.
Normal fiyatımızın yarısı bu.
Half price?
Yarı fiyat?
- I'll give'em to you for half price.
Neden? Onları sana yarı fiyatına vereceğim.
In secret... at half price.
Bu bir sır. Sadece biraz tuzlu.
Think he ought to go half price?
Onun yarı fiyat ödemesi gerekmez mi?
Please don't sell it for less than half price.
Lütfen ucuza satmayın!
Half price.
Yarı fiyatına.
You can get a whole new wardrobe for half price.
Tüm dolabını yarı fiyatına yenileyebilirsin.
The ticket is half price the first day.
Biletler ilk gün yarı fiyatına.
And Nunzio, half price.
Nunzio, yarı fiyatına. - Tamam, tamam...
Any shop with an American Week poster in the window will sell you at half price any item made in the USA if you're wearing your "I Love America" badge.
Unutmayın. Üzerinizde "Amerika'yı Seviyorum" rozeti varsa vitrininde Amerika Haftası posteri asılı olan mağazalardan Amerikan malı ürünleri yarı fiyatına alabileceksiniz.
And for the lucky gal who's elected queen, we'll bury you at half price.
buluşmalar bunun içindir. en başarısız olanı belirlemek ve gülmek içindir bilirsin, Al, şu zavallı, başarısızlar, lise bittikten sonra bir baltaya sap olamayanlar.
- Y-You know, I appreciate your giving me a half price on this.
- Bu işi yarı ücret alarak yaptığın için de müteşekkirim.
Well, I could let you have it half price.
Bakalım. Sana yarı fiyatına bırakırım.
Ladies in skirts, half price.
Etekli bayanlar yarı fiyatına.
Half price!
Yarı fiyatına!
- Half price.
- Yarı fiyatına.
- Come on, I got it for half price.
- Hadi ama, yarı fiyatına aldım.
Everything's half price.
Her şey yarı fiyatına.
Soldiers and children, half-price!
Askerler ve çocuklar yarı fiyatına!
She isn't worth half the price of the other one.
Değeri, diğerinin yarısı bile etmez.
$ 1 a dart, and cheap at half the price.
Dartlar 1 dolar. Her zamanki fiyatının yarısına.
If market price good, say four-and-a-half, five cents pound, Manuel, he get...
Piyasa fiyatı iyiyse, libresine 4,5 – 5 sent veriyorlarsa, Manuel'in kazanacağı...
And you'd be overcharged at half the price.
Böylece yarı yarıya kazık yemiş olursun.
With gold sitting on the continental black market... At two and a half times its standard price?
Avrupa karaborsasına, ederinin iki buçukta biri fiyatla girecek altına sahip olmak...
His asking price, a mere half its value.
Onun istediği fiyat, değerinin yarısı.
To be rid of Baxter and a free man myself, it's cheap at half the price.
Baxter'den kurtulman ve aklanmış biri olmam için bedeli çok ağır bir karar.
Well, uh, they're not letting people into ball games at half-price anymore.
Evet, öyle artık beysbol oyununa yarı fiyatına pek sokmuyorlar.
It's half the price for men and equipment.
İşçiler ve ekipman yarı fiyatına.
And at half the price, too.
Fiyatı da yarı yarıya olurdu.
I'll tell you what I'm going to do. I'm going to lessen my price to 8 and a half credits.
Fiyatımı sekiz buçuk krediye indiriyorum.
It's cheap at half the price! ♪ Who will buy this wonderful feeling?
neredeyse yarı fiyatına gidiyor... bu harika duyguyu kim alır?
It's cheap at half the price! ♪ Who will buy this wonderful morning?
neredeyse yarı fiyatına gidiyor... bu güzel sabahı kim alır?
There is no problem to sell it for half-price to somebody.
Yarı fiyatına satınca problem olmaz.
In 20 years, at? 1,000 a year, it's cheap at half the price.
20 yıl için yılda bin paunddan, oldukça ucuza geliyor.
Without those pieces the collection would sell half of the original price
O parçalar olmadan koleksiyon orinal fiyatının anca yarısına satılır.
That, on the other hand, minus an outer leaf or two is positively Rousseauvian in its beauty, and at half the price.
Ama şu, diğer yandan, bir-iki yaprağı koparılırsa güzelliğiyle kesinlikle bir Rousseau tarzı, hem de yarı fiyatına.
I can get a better band for half the price.
Yarı fiyata daha iyi bir grup bulurum.
A half-assed management being decimated by a price war they cannot win.
Kazanamayacakları bilet fiyatı savaşı yüzünden beceriksiz yönetim mahvoluyor.
With our special half-price service plan.
Yarı fiyat servis planımızla.
Half-price?
Yarı fiyat mı?
They present their badge or identification, so they can come at a half-price ticket... to keep them coming when they're having hard times.
Biletlere yarı fiyatına ödeyebilmek için rozet ve kimliklerini gösteriyorlardı. Bu zor zamanlarda onları buraya çekmek.
Get that half-price special right here on Dr. Shoe Love.
Ayakkabı doktorundan yarı fiyatına hizmet.
HALF THE PRICE OF U. S. MADE.
Amerikan malının yarı fiyatına.
Half-price to the unwaged.
İşsizlere yarı fiyat.
A half-assed management being decimated by a price war they cannot win.
Bluestar parlatılmamış bir mücevher, Gordon.
Wow... chocolate, half-price!
Wow... çikolata, yarı fiyatına!
This is half the size for twice the price.
İki katı fiyatına yarısı büyüklüğünde.
price 246
pricey 17
priceless 75
priced car 17
half past 23
half an hour 183
half human 17
half of it 18
half a million 39
half man 32
pricey 17
priceless 75
priced car 17
half past 23
half an hour 183
half human 17
half of it 18
half a million 39
half man 32