English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / Hand it over

Hand it over tradutor Turco

1,474 parallel translation
Hand it over.
Uzat tabağını.
Well, hand it over.
CD'yi ver.
Now, hand it over, Mr. Top.
Şimdi, onu bana verin, Mr. Top.
Goddamnit, you can't stand here and eat KFC in front of me! Now hand it over!
Lanet olsun, öylece durup gözümün önünde KFC yiyemezsiniz!
Are you going to hand it over?
Bilgisayarı verecek misin?
Yeah, hand it over.
- Evet. Ver şunu.
That fool has no right to hand it over to someone else.
O sersemin, parayı başkasına emanet etmeye hiçbir hakkı yok.
Hand it over.
Ver hadi.
Just hand it over to local authorities for now.
Bu işi şimdilik yerel kuvvetlere bırakın.
Hand it over, then.
Peki. Bana ver o zaman.
Hand it over.
Ver bakalım.
And that, give it to me, hand it over.
Ve, şunu bana ver.
And hand it over in full to the bureau.
Tamamen FBı'a göndereceğim.
Hand it over.
Uzat bana.
Hand it over!
- Ver şunu!
Hand it over.
Sen ver.
I came to take your lunch money. Hand it over!
Yemek paranızı almaya geldim.
That forest is mine for now, but I'm planning to hand it over to you some day.
Orman şu anda benim ama bir gün başkasına devretmeyi planlıyorum.
That magic gun of yours, why don't you just hand it over? I think we're done here.
Şu sihirli silahınızı bize teslim etseniz.
Why don't you hand it over? Here.
Ver bakalım.
What, we should just hand it over to her?
Neden ona verelim?
I've taken a sample and will hand it over to Hodgins for testing.
Örnek aldım ve test etmesi için Hodgins'e vereceğim.
Until we hand it over, we...
Onlara teslim edene dek...
- Hand it over.
- Ben varım.
Hand it over.
Ver.
I came tonight to hand it over.
Bu gece buraya bunu teslim etmeye geldim.
The chest, hand it over.
Sandığı bana ver.
Do you think you just hand it over?
Birisine vermediğine emin misin?
On the one hand, it's a chance for me to spend my life... with a great guy that I've fallen in love with all over again.
Diğer taraftan, bu benim için yeniden aşık olduğum harika bir adamla ömrümü geçirme şansı.
Hand it over!
Onu bana ver!
It's up to you now whether you hand him over to the police or the gendarmerie.
Kızın bir suçu yok. Kızı da kullanmış.
Kept fiddling with something in his hand clutching at it, and he's bleeding all over his napkin.
Elinin içinde bir şey tutup, parmaklarıyla sinirli sinirli... oynayıp durdu, peçete kanlar içindeydi.
What do you think you're gonna do with that, Show it to a judge if we don't just hand over the kids and the money?
Onunla ne yapmayı düşünüyorsunuz, bir yargıca bunu gösterin, eğer biz sadece çocukları ve parayı vermezsek ne olacak?
It was Nao who came over and held my hand.
Elimi tutarak, beni sakinleştiren Nao'ydu.
You know what? You go ahead. I'm gonna soak it up for a minute before I hand over the keys.
Sen in aşağı, ben hazırlanmadan önce bir iki dakika yalnız kalayım.
It's a bird in the hand, Manuel- - take it, and tomorrow morning it's over.
Bu elindeki bir kuş, Manuel. Kabul et ve yarın sabah bu sona ersin.
He's a big guy, so he spins me around so my back is up against him, takes his big hand and puts it on my throat, tilts my head back and leans over me, kisses me from behind.
Büyük birisi. Bu yüzden beni döndürdü ve sırtım ona dönük hale geldim. Kocaman ellerini boğazıma koydu.
If Raja says he wants to hand over s whole salary, so be it.
Madem Raja,... tüm maaşımı size vereyim, diyor,... bırakalım versin.
Then you gargle in a way you mistakenly think is sexy. then you dance over to the bed-peck, nuzzle, then it's right hand on the left breast as you say... well, look what I found!
Sonra, seksi olduğunu düşündüğün garip bir gargara yapıyorsun sonra dans ederek yatağa gelip, öpüp, sokulup... sağ elini sol göğsüme götürüyor ve az öncede dediğin gibi...
It puts Canada and our government in a very difficult position, because they've either got to hand over a Canadian citizen to a foreign government for activities that were entirely done in Canada, for which our own government and our own police
It puts Canada and our government in a very difficult position, because they've either got to hand over a Canadian citizen to a foreign government for activities that were entirely done in Canada, for which our own government and our own police
When has it been OK to hand over people who play by the rules?
Raconda sığınanları teslim etmek gibi bir şey var mıdır? Duydun mu hiç?
Done, done when being done, and end as it has just begun, bones of hand, hand of man, man of bones, over and over and over...
Bittiğinde, bitti, bitti ve başladığı gibi bitti. El kemikleri, adamın kemikleri, kemik adam... Tekrar ve tekrar ve tekrar...
Then when it's all over, you put the gun in Gil's hand.
İşini bitirdiğinde silahı Gil'in eline koydun.
So you take her to a movie- - after you do the movie, just reach over, grab her hand, hold it tenderly and tell her, "l love you."
Onu sinemaya götür, filmden sonra, ona doğru uzan yavaşça elini tut. Ona "seni seviyorum" de.
RELAY IT HAND OVER SHOULDER.
Maddy'i bırakma.
I can't hand a bag over without an exact description of it.
Çantayı size veremem. Çantayı ve içindekileri tam olarak tarif etmeden olmaz.
I stood by his counter for an hour yesterday, and they were selling it hand over fist!
Dün Bay Johnson'un tezgahının yanında bir saat dikildim, o çay deli gibi satılıyor!
After you take over BuYeo, hand it to me.
Puyo'ya saldırıp, benim kral olmamı sağlayacaksınız.
Hey, Casper the Friendly Asshole Ghost, hand me my beer. Well, fucking hand it over, dip-shit.
Geri zekalı sevimli hayalet Casper, bana biramı ver.
Of course. It was really a bill to hand over 800 billion of our tax dollars to the drug and health insurance industry.
Elbette bu aslında 800 milyar dolarlık vergi parasını ilaç ve sağlık sigortası endüstrisine teslim etme yasasıydı.
Because I'm not gonna hand this wish over to some... whatever it is, who's supposed to be loving, who... who...
Çünkü artık dua etmekten Ona umut bağlamaktan yoruldum- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]