Handsy tradutor Turco
103 parallel translation
Rosario's been doing tequila shooters and she's gettin'real handsy.
Rosario tekilaları yuvarlıyor, herkesle sarmaş dolaş. Evlilik berbat.
All because the guy was handsy?
Sırf adam yakışıklıydı diye mi?
Everyone got really drunk, got all handsy.
Herkes sarhoş olur, birbirini ellerdi.
Hey, Carla, can you warn everyone that Mike gets a little handsy when he's on the pain-killers?
Carla, ağrı kesici aldığında Mike'ın ellerine hakim olamadığı konusunda herkesi uyarır mısın?
You can be a little handsy.
Biraz askıntı olabiliyorsun.
We're in the honeymoon stage where she doesn't mind if I get handsy.
Ayrılamadığımız, sarmaş dolaş balayı dönemindeyiz
You get handsy.
Ellerini çok kullanıyorsun.
The ambassador from Luxembourg is very handsy.
- Lüksemburglu elçinin eli çok uzundur.
Well, I mean, Jackson is a fiendish two-stepper, but he's handsy.
Yani Jackson haşin bir çift adımcıdır ama fazla eller.
Ok, Janice I'm going to need you to make sure Mr. Jeffers gets his meds, and FYI, don't lean over him, he's handsy.
Janice, Bay Jeffers'ın ilaçları aldığına emin ol, ve bilgin olsun, üzerine eğilme, elleri yerinde durmuyor.
J.D., I know when you're tipsy. You always get super handsy.
J.D., çakırkeyif olduğunda ellerinin rahat durmadığını biliyorum.
That security guard was a little bit handsy.
O güvenlik görevlisi biraz fazla ellerini kullanıyordu sanki.
Did that vampire get all handsy with you?
O vampir sana bir şeyler mi yaptı?
- Who was the guy getting handsy
- Missy'i elleyen adam kimdi?
I should say so, handsy.
Eline koluna sahip olamayan demeliyim.
That Peter Francis is handsy with the models.
Peter Francis'in modelleri ellediğini.
Now he can get a little handsy.
Şimdi biraz ellenecek işte.
The handsy, flirty guy.
Eli kolu durmayan, flörtçü çocuk.
He's getting awfully "handsy" over there, taking advantage of the situation like that.
Orada durup "ellerine" dokunuyor böyle bir durumdan avantaj elde etmeye çalışıyor.
... want handsy, handsy, touchy.
Elleşmek, dokunmak isterse. Hayır.
- The handsy, handsy, touchy?
- Elleşmek, dokunmak mı?
- The handsy-handsy, si.
- Elleşmek, evet.
Is that the kind of dance you were showing me, the Handsy?
Bana gösterdiğin bir tür dans mı?
Look, I know you don't want to hear this, but she's handsy and it makes me uncomfortable.
Bunu duymak hoşuna gitmiyordur ama elleri hiç rahat durmuyor, rahatsız oluyorum.
I was out with a handsy 85-year-old Who doesn't get "no means no" because he couldn't hear it.
Kulağı duymadığı için "hayırı hayır olarak anlamayan" 85 yaşındaki elleri rahat durmayan bir adamlaydım.
- If he gets handsy, let me know.
Zevkle. Elleyecek olursa bana söyle.
- They are getting a little handsy.
Evet, elleri de oynamaya başladı- -
Mom's really handsy.
Annemiz gerçekten usta.
Hey! Casper, the handsy ghost!
Bakın kim gelmiş, tacizci hayalet, Casper!
- The memory of meeting, and getting the tiniest bit handsy with Robert... oh, fine, all right.
- Tanışmanın anısı ve Robert'la çok az bile olsa oynaşmak... Tamam, pekala.
Yeah, she's also very handsy.
Evet, ama elleri gayet iyi çalışıyor.
Chuck... this jerk's starting to get handsy with my girl.
Chuck, bu pislik benim kızımı elliyor.
Santa is kind of handsy.
Noel Baba'nın elleri durmuyor.
Well, he took me to medieval times, but the guy was a little handsy.
O beni ortaçağ zamanlarına götürdü, ama çocuk biraz elciydi.
Okay, um, we're gonna go,'cause he's about to get real handsy and a little racist.
Biz gidiyoruz, çünkü birazdan fazla oynaşacak ve ırkçı bir hâl alacak.
Your friends out there are getting a little handsy.
Dışardaki arkadaşların istim üstündeler.
- He's getting handsy.
- Elimi tutamıyor.
People weren't judgey, they were handsy.
İnsanlar, yargılayıcı değillerdi.
Kinda handsy.
Biraz yumuşaklardı.
Won't be the same without you and Kyle getting all handsy on the dance floor.
Sen ve Kyle, etrafta eller havaya dans etmeden, aynı olmaz.
Someone, however, got a little handsy.
Ama birilerinin eli kolu hiç durmadı. - Ne demeye çalışıyorsun?
Looks like Dracula's getting pretty handsy.
Görünüşe göre Drakulayla baya sarılmışlar.
cutting loose at a strip club, drinkin'some beers, seein'some boobs, getting thrown out for being "too handsy."
Bir striptiz kulübünde cıvıtabiliyorsun bira içip birkaç meme görüyorsun elin kolun rahat durmadığı için kulüpten atılıyorsun.
We caught this lounge lizard getting all handsy with the nuns.
Bu yaşlı kurtu Rahibeleri ellerken bulduk.
I've dealt with handsy assholes like him at work.
Elleri durmayan pisliklerle uğraşmaya iş yerinden alışığım.
Got a little handsy with the kids, huh, Rick?
Çocuklara biraz fazla yakılaşmışsın Rick?
You're kinda gettin'a Little handsy there, Lieutenant. Yeah.
- Ellerin titremeye başlıyor sanki Teğmen.
You were gonna get handsy with me.
Beni taciz etmek üzereydin.
Said she was "too handsy."
Çok heyecanlı olduğunu söylemişti.
Look, Gus, I'm getting handsy.
Bak, Gus, ellerime hakim olamıyorum.
- super handsy.
-... ve eli ayağı durmuyor.
handsome 790
hands 577
handsome man 22
hands off 293
hands in the air 324
hands on the wheel 31
hands up 935
hands on your head 187
hands behind your back 288
hands where i can see them 140
hands 577
handsome man 22
hands off 293
hands in the air 324
hands on the wheel 31
hands up 935
hands on your head 187
hands behind your back 288
hands where i can see them 140