He looks like me tradutor Turco
431 parallel translation
He looks like me, I look like him Gop tiry tiry boombee ah!
O bana benziyor, Ben ona!
He looks like me?
- Bana mı benziyor?
If he has spent those last three schillings it looks to me as if he's caught like a rat in a trap.
Eğer o son üç şilini de harcadıysa o zaman tuzakta bir faremiz var demektir
Tell me, my lady, when he looks at you, do you feel a kind of prickly feeling like goosy pimples running all up and down your spine?
Söyleyin leydim. Size baktığı zaman, içiniz gıcıklanır gibi oluyor mu? Tüyleriniz diken diken olmuş gibi hissediyor musunuz?
He looks to me like a pool parlor dude.
Bilardo salonlarına takılan tiplere benziyor.
He looks like a guy with insomnia to me.
Uykusuzluktan muzdarip bir adam gibi sanki.
Looks to me like he's got enough.
Ona bu kadarlık yeter.
Looks like the Lord sends me about every misery he can think of just to try my soul.
Görünen o ki, ruhumu sınamak için Tanrı bana her türlü sefaleti gönderiyor.
My brother says it looks like me, but, of course, he's prejudiced.
Kardeşim bana benzediğini söylüyor ama değil, tabiiki o önyargılı,
Looks to me like he's getting kind of sleepy.
Gözlerinden uyku akıyor gibi.
I hate him when he looks at me like that!
Bana o şekilde bakmasından nefret ediyorum!
Because from the way he tell it, he looks very much to me like the new Peralta.
Söylediklerine bakılırsa farkında olmasa da yeni Peralta olacak gibi.
That's young Longstreet's dog, Red. Looks like he's dead to me.
Longstreet'lerin köpeği Red, bana ölmüş gibi geldi.
He's a boy and looks beautiful like me and intelligent like you.
Oğlun oldu. Benim kadar güzel, senin kadar zeki.
Sometimes he holds me with his two hands, like this and just looks at me
Bakan elleriyle yüzü böyle tutuyor ve gözlerime bakıyor.
Looks to me like he's made it.
Bence başarmışa benziyor.
He looks at me like... I was the ugliest thing in the world.
Bana bir bakışı var ki... sanki dünyadaki en iğrenç şey benmişim gibi.
Maybe he even looks just like me.
Belki de benim gibi biridir.
Well, it looks to me like a big land owner like you ought to be able to do as he pleases.
Senin gibi geniş arazileri olan bir adam, bence canı ne istiyorsa onu yapmalı.
Looks to me like he did all right for himself.
Bana öyle geliyor ki, durumu iyiydi.
Looks to me like he's dead, boss.
Görünüşe göre ölmüş patron.
He looks more like a George to me.
Bana daha çok George gibi gözüküyor.
He looks more like the champagne type to me.
O daha çok şampanya içecek birisi gibi gözüktü bana.
Well, with those shoulders, he sure looks like a genius to me.
- İlk ismin ne? - Toby. - Benimki de Alisha.
You notice he looks just like me?
Dikkat ettin mi, tıpkı bana benziyor?
The coloured man looks to me like he's cryin'.
Galiba zenci ağlıyor.
He doesn`t look like me at all, he looks more like you
Bana fazla benzemiyor, sana daha çok benziyor.
- Looks like he's had one over the eight to me.
Bana içkiyi fazla kaçırmış gibi geldi.
He looks like a mean one to me.
Bana sert biri gibi göründü.
I don't like how he looks at me.
İlginç biri. Öyle mi düşünüyorsun? Gözlerini dikmesinden hoşlanmıyorum.
He just looks like anyone else to me.
Herhangi birisi gibi geliyor.
Now he looks at me like that.
Gördünüz mü, şimdi de bize bakıyor! - Bu beyler... - Acaba ne alır...
He sure looks like me.
Kesinlikle bana çok benziyor.
I'd be most surprised if you tell me what he looks like.
Onun neye benzediğini söylersen daha da şaşıracağım.
That's funny, because he looks to me like a guy that's always under control.
Garip geldi, zira bana sürekli kontrollü biri gibi görünüyor.
He says he is Belgian. but he looks more like a Spanian to me.
Belçikalı olduğunu söylüyor, ama daha çok İspanyolları andırıyor.
He looks like a killer to me.
Bana katil gibi göründü.
- Just tell me how he looks like.
- Onun nasıl göründüğünü söyle.
He looks just like me.
Tıpkı bana benziyor.
And then he looks at me like he's never heard the word before in his life.
Sanki hayatında bu kelimeyi ilk kez duymuş gibi bana baktı ve...
Looks to me like he could really fly
Bana uçabilecekmiş gibi geldi
I've got a meeting with that producer, and it's - looks like he may give me a chance to direct my own damn script.
Yapımcıyla bir toplantım var ve sanırım kendi lanet senaryomu yönetmem için bana bir şans verecek.
He said, "Oh, it looks to me like you didn't put the stem on the apple."
"Elmanın sapını koymayı unutmuşsun gibi duruyor," dedi bana.
I mean, he looks just like the gentleman that had me busted.
Demek istediğim, beni tutuklatan beyefendiye benziyor.
" He looks out for me, sort of like the big brother I never had.
Bana hiç sahip olmadığım ağabeyim gibi geliyor.
I don't like the way he looks at me... like he knows something.
Bana bakışını beğenmedim. Sanki bir şey biliyor gibi.
- He looks like an oppressed mass to me.
Bana aynı'baskı altındaki kitle'gibi geldi.
He just looks like me.
- Bu kesinlikle bana benzeyen biri.
Hey, don't'oh shit'me, troop. The old man has me breaking-in another new Lieutenant. He looks like Palmolive-fucking-soap.
Bana lanet olsun deme asker.
Tell me what he looks like.
Yeter. Onu tarif eder misin?
'Cause I like the way he looks and talks to me.
Çünkü bana bakmasını ve benimle konuşmasını beğeniyorum.
he looks just like you 33
he looks like you 29
he looks 48
he looks nice 21
he looks happy 19
he looks familiar 43
he looks good 44
he looks fine 17
he looks dead 17
he looks great 31
he looks like you 29
he looks 48
he looks nice 21
he looks happy 19
he looks familiar 43
he looks good 44
he looks fine 17
he looks dead 17
he looks great 31
like me 894
like men 24
he loves you 282
he loves me not 34
he loved it 69
he loves me 242
he lost 58
he looked at me 43
he loves it 102
he lost his job 23
like men 24
he loves you 282
he loves me not 34
he loved it 69
he loves me 242
he lost 58
he looked at me 43
he loves it 102
he lost his job 23