English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / He looked at me

He looked at me tradutor Turco

727 parallel translation
He looked at me with his evil eyes - - like a devil! "
ama edemedim! "Kem gözleriyle bana baktı... aynı iblis gibiydi!"
He looked at me as if I were a miracle or the devil.
Şeytanın bir mucizesiymişim gibi gözlerini bana dikmişti.
He looked at me straight in the face and said :
Doğruca yüzüme baktı ve dedi ki :
You should have seen how he looked at me in Conliffe's shop.
Conliffe'nin dükkânında bana nasıl baktığını görmeliydiniz.
He looked at me for a minute in his blind way, and then burst out with it.
Bir dakika bana baktı, kör bakışıyla. Ve haykırdı.
He looked at me.
Bana baktı.
- He looked at me like I was a dead man!
- Bana sanki ölü bir adammışım gibi baktı.
When he looked at me and laughed.
Mick bana bakıp güldüğünde.
He looked at me with those beady eyes...
O boncuk gözleriyle beni süzdü.
Oh, the way he looked at me. If he'd known anything, he'd have kept us there.
Oh, bana öyle bir baktı ki bir şey bilse, bizi orada tutardı.
and he looked at me, and he said... " Sam has told me about your father.
Yüzüme baktı ve dedi ki, " Sam bana babandan söz etti.
Did you see the way he looked at me when he got in the trunk?
Bağaja girerken bana bakışını gördün mü?
And I also saw the way he looked at me.
Ayrıca bana nasıl baktığını da fark ettim.
He looked at me in that mysterious way, cats have.
Gizemli bir şekilde bana baktı.
When I was a little girl... I'd see the lights come on when he looked at me.
Küçük bir kızken bana baktığında ışığının parladığını görürdüm.
I could tell, when the lights came on, when he looked at me.
Anlıyordum, ışık parladığında, bana baktığında.
He looked at me with the same eyes that are in my nightmare.
Kabusumda gördüğüm o bakışlarla bana baktı.
He looked at me and said, "Tsar Alexander got to Paris."
Bana baktı ve, "Çar Aleksandr Paris'i aldı." dedi.
Every time he looked at me, I had to pretend to look at the advertisement above his head.
Ne zaman bana baksa, başının üzerindeki reklama bakıyormuş gibi yapıyordum.
Of course, I never took him seriously, but I still remember the way he looked at me when he said,
Elbette, onu ciddiye almadım... ama bana "Bunun ne zaman ve nerede olacağını asla bilemezsin."
But he looked at me mumbling
Yüzüme şöyle bir baktı, ve dedi ki :
He looked at me that way for the first time.
İlk defa böyle bakıyordu bana.
And he looked at me, he said, "Gee, Dad, he's big."
Bana bakıp, "Baba o gerçekten büyük." dedi.
And he looked at me and he says...
Ve bana dönüp dedi ki...
When I asked him if he was afraid, he looked at me and smiled.
Korkup, korkmadığını sorduğumda, bana baktı ve gülümsedi.
And then he opened his eyes and he looked at me.
Sonra gözlerini açıp bana baktı.
Every time I looked at Gregor, my own brother, he seemed to expect me to kill him.
Ne zaman Gregor'a, kendi öz kardeşime baksam onu öldürmemi bekliyor gibiydi.
He stopped and looked at me.
Durdu ve bana baktı.
Eugene never would have looked at me even if he had never seen Isabel.
Isabel'i görmese bile Eugene asla bana bakmazdı.
He told me, he wasn't going to feel shy if people looked at him because he was a cripple, as it might be pleasant to them, being in church, to remember upon Christmas day, who made lame beggars walk and blind men see.
İnsanlar ona topal olduğu için bakarsa bundan utanç duymayacağını söyledi. ... belki kilisede olduğu için onlara hoşgörülü davranıyor olabilir sakatları yürüten, körlerin görmesini sağlayan Noel'i hatırlamak şerefine.
He was looking at her first then looked over at me.
Önce ona bakıyordu sonra bana baktı.
He looked up at me and said :
Bana baktı ve :
He stopped here and looked at me.
Durdu ve bana baktı.
Three times today my footcloth horse did stumble... and started when he looked upon the Tower... as loath to bear me to the slaughterhouse.
Haşalı * atım da bugün Kale'yi gördüğünde üç kere ürküp tökezledi. Sanki beni o mezbahaya götürmek istemiyor gibiydi.
Just then when he looked at me.
Bana baktığı an.
And Jonathan looked at me with that funny little grin he had, as much as to say,
Ve Jonathan o komik sırıtışıyla bana baktı, şöyle der gibi,
Curly looked at me, and he says, "Lonesome the family that prays together stays together."
"... birlikte dua eden aile, bir arada kalır. "
He just looked at me and smiled.
Sadece bana baktı ve gülümsedi.
He just looked at me and said "If you don't wanna go to the Point, don't go."
Sadece yüzüme baktı ve bana "West Point'e gitmek istemiyorsan, gitme."
He just said it cool and hard, and looked right at me.
Sakin ve sert bir sesle, gözlerimin içine bakarak söyledi.
He's the only person who looked at me and didn't see a cripple.
Çünkü, O bana pis bir sürüngen gibi bakmıyan, tek insandır.
He looked right at me and told me it was naughty.
Bana baktı ve edepsizlik olduğunu söyledi.
Had Ugo looked at me the way you do, he'd have found out a lot.
Ugo bana senin baktığın şekilde baksa hakkımda bir sürü şey öğrenirdi.
It seemed he never even looked at me.
Sanki bana hiç bakmıyor gibiydi.
Finally, he stopped, and looked at me real sorrowful... and then he just flopped down, disgusted.
Sonunda durdu, ve bana gerçekten üzgün görünüyordu ve sonra o sadece yere düştü, bezgindi.
He just looked at me...
Sadece bana bakıyordu...
I looked at him, and he said to me :
Ona baktım, bana dedi ki :
He looked her, then they both looked at me... and under his breath he said, "Jew."
Adam kadına baktı, ikisi bana baktılar... ve adam ağzının içinden "Yahudi" dedi.
I was crossing the street to go to the club... he came out of the dark, he looked like he was heading right at me... he swerved, I dove, he hit Everett... it was the same guy, and that's all I know.
Bara gitmek için caddeyi geçiyordum. Birden karanlıktan çıkıverdi. Üzerime doğru geliyordu.
Outside the door of the bedroom, he stopped, looked at me and said...
Yatak odasını kapısına geldiğimizde durdu, bana baktı ve şöyle dedi :...
He looked at the parchment and immediately offered me 200 Turkish pounds for it.
Parşömene baktı ve birden bana karşılığında 200 lira teklif etti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]