Her family tradutor Turco
8,052 parallel translation
Baby sis just wants her family.
Küçük kardeşim ailesini istiyor.
What about her family?
Ya da ailesi?
After a while, they took her away from me because they said I beat her... and gave her to another family.
Bir süre sonra kızımı elimden aldılar çünkü güya kızı dövüyormuşum... ve kızı başka bir aileye verdiler.
That girl was a bitch who thought she was all that because her family founded the Olive Garden and she had no gag reflex.
O kız sırf ailesi Olive Garden'ı kurdu ve öğürme refleksi yok diye kendini bir şey sanan kaltağın tekiydi.
She sent a letter to her family.
- Ailesine bir mektup göndermiş.
Her family remains hopeful that someone, somewhere, will come forward with information as to her whereabouts.
Ailesi bir yerde birinin onunla ilgili bilgi sağlayacağı konusunda ümitli.
What's left of her family is nothing but rubble.
Ailesinden geriye enkazdan başka bir şey kalmadı.
We have to take away her family here in L.A.
Buradaki ailesini elinden alacağız.
I know the general story, how her family died, the fire, but she's also told me about your other side, the good times.
Genel hatları biliyorum. Ailesinin öldüğünü, çıkan yangını. Aynı zamanda senin diğer yönlerini de anlattı.
Seen a woman, lost her family to the Comanches?
Ailesini Komançiler öldürmüş olan bir kadın var.
I need to say sorry, but her family won't let me.
Özür dilemem gerek. Ama ailesi izin vermiyor.
Her family's treasures found their way to the church, as with many of the great houses of Europe.
Aile yadigarları kiliseye gidiyor Avrupa'daki birçok büyük ailede olduğu gibi.
Call her family, her employers.
Ailesini ara, işverenlerini ara.
Her family, the community and all others believe she has deoxycholate.
Ailesi, cemiyet ve diğerleri onun çoktan tahtalı köyü boyladığını biliyor.
She took me in, and her family raised me as her own.
Beni kabul ettiler ve kendi çocukları gibi yetiştirdiler.
You said you saw pictures of her with her family.
Ailesiyle resmini gördüğünü söyledin.
Her trauma could stem from having killed her family, or it could be an act.
Travmanın sebebi ailesini öldürmesinden olabilir, veya sadece rol yapıyordur.
We have to make her vulnerable, take away her family here in L.A.
Onu savunmasız bırakmamız gerek, ailesini Los Angeles'tan götürmeliyiz.
I don't think so. Her family is just a neglected royal.
Kralın gözden düşmüş akrabalarından hiç kimsenin biri.
Hyeong, have you ever heard any girl runaway from her family?
Kaçan köle bir kız duydun mu?
- For her family?
- Ailesi için mi? - Evet.
I want to liquidate my stocks. $ 18 million. Give them to her family.
Birikimlerimi nakde çevirip onun ailesine bağışla. 18 milyon dolar.
And this family always sticks together.
Bu aile her zaman kenetlenecektir.
Now, I don't know who Wuntch is sending us, but it doesn't matter, because we're a family, we're strong, and together, we can do anything.
Şu anda Wuntch'ın bize kimi gönderdiğini bilemiyorum ama bir şey fark etmeyecek, çünkü biz birer aileyiz. Güçlüyüz ve bir aradayız, her şeyi başarabiliriz.
The squad is my family, and I'll always protect my family.
Bu ekip benim ailem ve ben ailemi her zaman korurum.
This corporation, this carnivorous machine that profits at the expense of everyone and everything around it, they say this is a family.
Bu şirket, çevresindeki herkesi ve her şeyi sömüren vahşi bir makine ve hala biz bir aileyiz diyorlar.
Thousands die every day from the arms provided by the Sarkissian family.
Sarkissian ailesinin sağladığı silahlar yüzünden her gün binlerce kişi ölüyor.
All her family is in Ohio.
Tüm ailesi Ohio'da.
At her husband was jailed last night after an altercation at the family home.
Kocası dün gece evdeki bir kavga sonrasında hapse atılmış.
Well, someone left her kids to go be a den mother to a family of vampires.
Bir grup vampir için çocuklarını terk eden bir kadından bahsediyoruz.
Family is everything.
Aile, her şeydir.
family will always be family.
Aile her zaman aile olarak kalır.
I was just worried she would try to leave before we could welcome her to our family.
sadece biz onu ailemize kabul etmeden kaçacağı için endişelendim.
He's gonna baptize her to make her part of the family.
Ailenin bir parçası olması için onu vaftiz edecek.
Adriana was taken into custody by her mother's family.
Adriana'nın velayeti amcasına verildi.
they don't know I'm one of the royal family. you'll just let everything slip and make a mess.
Kimse benim Kraliyet Aile'sinden biri olduğumu bilmiyor. Ama sen benimle gelirsen her şeyi anlayacaklar ve tüm planlarım alt üst olacak.
She pressed this flower in the family Bible on her wedding day.
O bu çiçeği düğün gününde aile İncil'ine basmıştı.
Dear Diary, I would always be a burden to my friends and family.
Sevgili Günlük, her zaman ailem ve arkadaşlarım için yük oldum.
All of these books, the weapons... Everything in this trailer has been in my family for generations.
Bütün bu kitaplar, silahlar, karavandaki her şey nesillerdir ailemde.
The guy that everyone assumes is her father, who she's not close to, is actually just a family friend who raised her.
Herkesin onun babası olarak varsaydığı kişi, ki araları limoni.,.. ... aslında sadece onu büyüten bir aile dostu.
Zach, Ferg, I want you two to put together a list of all of Gab's close family members and friends, anybody that may have been motivated to see her rapists punished.
Zach, Ferg, İkinizin bir liste yapmasını istiyorum... Gab'in tüm yakın aile mensuplarını ve arkadaşlarını listeleyin. tecavüzcülerin cezalandırılmasını isteyebilecek herhangi biri.
Rajesh, every family has some secrets... mthat are best kept hidden.
Rajesh, her ailenin sırları vardır gizli tutması gerekir.
Staging photos to display their happiness, introducing them to friends and family.
Yeni çiftlerin çoğu yapar. Her anı birlikte geçirirler.
Your dad wanted everybody here together as family because he wanted the entire family to understand everything.
Babanız bir aile olarak herkesi burada istedi çünkü herkesin artık her şeyi anlamasını istiyor.
Family's there through the good, bad, all of it.
Aile iyi, kötü her zaman yanındadır.
And I didn't tell you because I knew that you'd see anything less than chasing the family business as a betrayal!
Sana anlatmadım çünkü aile işinden farklı olan her şeyi ihanet olarak görecektin.
I have no connection to her or her family.
Onunla veya ailesiyle hiçbir bağlantım yok.
Every transaction meticulously recorded for posterity in the family ledger.
Her alışveriş gelecek kuşaklar için titizlikle aile defterine kaydedildi.
As such, we can charge you as an accessory after the fact not only for the Van Gogh, but for every crime the King family has committed to acquire the rest of their stock including kidnapping and false imprisonment.
Bunun için, sizi olaydan sonra suç ortağı olarak suçlayabiliriz sadece Van Gogh için değil stoklarını doldurmak için King ailesinin işlediği her suç için buna adam kaçırma ve zorla alıkoyma dahil.
I couldn't risk her taking down Rosen, our investigation, my immunity agreement, my future with my family.
Rosen'ı riske atmasına izin veremezdim. ... bizim soruşturmamızı benim dokunulmazlık anlaşmam, ailem, geleceğim.
You know I always say "you do for family."
Her zaman ailen için yap derim.
family 1231
family is everything 18
family first 36
family guy 58
family comes first 25
family dinner 19
family and friends 25
family emergency 19
family only 25
family reunion 17
family is everything 18
family first 36
family guy 58
family comes first 25
family dinner 19
family and friends 25
family emergency 19
family only 25
family reunion 17
family members 20
family stuff 23
family law 16
family history 17
family too 21
family man 38
family business 42
family meeting 38
her father 134
her face 53
family stuff 23
family law 16
family history 17
family too 21
family man 38
family business 42
family meeting 38
her father 134
her face 53