Hold me tradutor Turco
6,975 parallel translation
You can't legally hold me here without the authority of another doctor!
Başka bir doktorun onayı olmadan burada tutamazsınız!
You can't hold me responsible for my dreams.
Rüyalarım yüzünden beni sorumlu tutamazsın.
But my pincers don't hold me back.
Kıskaçlarım beni engellemiyor.
♪ Hold me in your thoughts, take me to your dreams ♪
Beni düşüncelerinde tut, beni rüyalarına al.
Please, just... just hold me, a little more, please.
Lütfen, sadece... sadece sarıl bana. birazcık daha, lütfen.
- Hold me in your arms.
Beni bırakma.
I kept wishing I had someone to hold me, because I was all alone, by myself, alone.
Yanımda birinin olmasını dileyip durdum çünkü çok yalnızdım. Kendi başıma, yalnız.
Ray's gonna learn... can't hold me down.
Ray beni kontrol altında tutamayacağını öğrenecek.
You don't have enough to hold me.
Beni burada tutmak için elinde yeterince bir şey yok.
You can't hold me here like a criminal.
Bizi burada suçluymuşuz gibi tutamazsınız.
Did you honestly think to hold me with a blade forged for pain?
Gerçekten beni acı veren bir bıçakla durdurabileceğini mi sandın?
Hey! Y-you can't hold me!
Beni tutamazsınız!
You can't hold me!
Beni tutamazsınız!
You can't hold me here.
Beni burada tutamazsınız.
May take a millennium or two, but this dump will not hold me forever.
Belki bir, iki bin yıl ama bu çöplük beni sonsuza kadar tutamayacak.
You actually think this is gonna hold me?
Gerçekten de bunun beni tutacağını mı sanıyorsunuz?
No MPs to hold me down this time?
Beni tutmak için MP'ler yok mu bu sefer?
Without proof, they can't hold me.
- Kanıt olmadan beni tutamazlar.
Hold it against me?
Bana karşı kin tutmuyor musun?
Why the fuck would you hold anything against me?
Neden bana karşı kin tutasın ki?
♪ I wanna hold you ♪ ♪ A-till the fear in me subsides... ♪
Seni tutmak istiyorum korkularım bitene dek
Don't ever tell my team to hold out on me again.
Bir daha sakın ekibime beni uzak tutmalarını söyleme bile.
Has anyone tried to get in contact with me yet? Hold on, mate.
Daha kimse mesaj atmamış mı bana?
Hey, hold them off for me!
Benim için onları oyala!
Tom was supposed to meet me here, but I can't get hold of him.
Tom'la burada bulaşacaktım ama ulaşamıyorum ona.
From the choke hold he put on me.
Boğma hareketinden dolayı bayılmıştım.
Hold on, let me open the door.
Bırak, kapıyı açacağım.
Hold on. Give me just a second.
Bekle, bana bir dakika ver.
It doesn't matter to me that he can't hold down a job or have children.
İşlerini yürütmesi ya da çocuk yapamaması önemli değil benim için.
Dead right. It makes me think we should hold on to what's important.
Ölüm tamam.Önemli olan şeyleri tutmamız gerektiğini düşündürüyor.
It doesn't really hold up any more...'.. so you really need to call me and start telling me what to do.
Gerçekten artık hiç yardımcı olmuyor... ç'bu yüzden beni aramak ve ne yapmam gerektiğini söylemelisin.
- Want me to hold your hand?
- Elini tutmamı ister misin?
She... she wants me to hold off on taking one until I graduate next month.
Önümüzdeki ay mezun olana kadar beklememi istedi.
Can you hold this for me?
Şunu tutabilir misin?
If you let me use my cell phone, I can call Langley and have them hold off. But we don't have much time.
Eğer telefonumu kullanmama izin verirsen Langley'i arayıp beklemelerini sağlayabilirim ama çok süremiz yok.
All I can do now is hold her for two days while her lawyer sits there and laughs at me and while the rest of her crew disperses.
su an için tek yapabilecegim onu iki gün burada tutmak tabi avukati onun yaninda oturup bana gülerken ve ekibinin üyeleri ortadan kaybolurken.
- Want me to hold him off?
Oyalamamı ister misin?
You'd better hold tight,'cause the second you let me go, I'll kill you!
Sıkı tutsan iyi edersin çünkü bıraktığın an ikinizi birden öldüreceğim.
Whatever grudges you hold against me, We are doing this for the good of our family.
Bana karşı ne tür kin besliyorsan bil ki bunu ailemiz uğruna yapıyoruz.
I-I know you feel that I have somehow failed in my duties as... as magistrate to uphold the natural rights here in Salem and that you hold whatever dark suspicions you do about me.
Biliyorum, Salem'da kişilerin asli haklarını muhafaza etmek üzere hakim olarak görevlerimde, öyle ya da böyle başarısız olduğumu düşündüğünüzün ve hakkımdaki suizannınızın farkındayım.
You hold your tongue from me again? Hmm?
Bana karşı dilini mi yuttun yine?
It-it just... makes me want to hold your hand and do it with you.
Sadece elini tutup bunu seninle beraber yapmamı sağlar.
And suddenly, my brother decides not to run back to California to treat measles and chickenpox and mumps, but to stay here and help me hold the country together.
Sonra da birden kardeşim milletin suçiçeğini, kabakulağını, cüzzamını tedavi etmek için California'ya kaçmaktan vazgeçiyor. Burada kalıp ülkeye birlikte çeki düzen vermek istiyor.
And yet, I still love when you hold a door for me.
Hâlâ benim için kapıyı tutmanı seviyorum.
Thank you... for putting your life on hold for me... being here with me.
Hayatını benim için beklemeye aldığın için teşekkür ederim. Burada yanımda olduğun için.
You told me these guys hold grudges.
- Bana bu gibi adamların kin tuttuğunu söylemiştin.
Let me ask you to, uh, hold on to this, okay? - Uh-huh.
Senden şunu tutmanı istiyorum tamam mı?
Who's gonna help me hold up this gorgeous gal?
Şu muhteşem şeyi kim tutacak yoksa?
Hold this and stay behind me. Dad...
- Bunu tut ve arkamda dur.
Glim. You can hold on to me if you feeling scared.
Glim, korkarsan bana sarılabilirsin.
You're gonna need me to hold your hand all the way just like you always have.
Her zaman olduğu gibi yine ellerini tutmama ihtiyacın olacak.
hold me tight 34
hold me close 21
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43
metres 235
mercedes 285
hold me close 21
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43
metres 235
mercedes 285